Yuvamız evlendirme yazı serisi
nevzatlaleli@gmail.com
Kıyamete kadar her problemin çözümünde aranacak örnek çözümleri bünyesinde barındıran Ars-ı saadet (Peygamberimizin içinde bulunduğu asr), sadece inanma ve ibadetlerin değil her konuda olduğu gibi evlenme kurallarını da içinde barındıran bir asırdır.
İsmail Hakkı Bursevi Hazretlerinin Hazreti Ebu Bekir için ele aldığı eserinin bir bölümünde Ben-i Süleym kabilesinden Sad isimli bir gencin başından geçenleri anlatır.
Bir gün Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (s.a.v) Mescid-i Nebevilerinde bulunurken içeriye Ben-i Süleym kabilesinden biri girdi. Tenini renginin siyah olmasına mukabil günlü billurlar gibi beyaz olan bu genç, ezile büzüle Peygamberimize;
Ey Allahın Resulü Rengimin siyahlığı ve yüzümün çirkinliği, cennete girmeme
mani midir? diye sordu. Peygamberimiz tebessüm buyurarak;
Hayır. Neden mani olsun. Allahın emirlerine uyup, resulünün tavsiyelerine dikkat ettikten sonra Bunun üzerine genç;
İyi ama ey Allahın Resulü Ben şu meclis de 8 ay önce Allaha iman ile Resulünü tasdik ederek İslama girdim. O esnada orada hazır bulunanlara, evlenmek için müracaatta bulundum. Ancak onlar, rengimin siyahlığı ve yüzümün çirkinliği sebebiyle beni reddetiler.
Peygamberimiz o gence sordular;
O gün orada buluna cemaat içerisinde Âmir bin Vehep yok muydu? Genç;
Yoktu Ya Resulallah Peygamberimiz;
Öyleyse şimdi ona git ve Allahın Resulü, beni damadın yapmanı istedi de
Peki Allahın Resulü Hemen gidiyorum
KENDİNİN DÜNÜR SAHABİ
Süleymli Sad, Amir bin Vehepin kapısına vardı ve kapıyı çaldı. İçeriden bir ses;
Kimdir o diye seslendi. Genç;
Hayırlı bir iş için gelen biri diye cevap verdi.
Amir bin Vehep kapıyı açtı ve genç Sadı hemen içeriye aldı ve sordu?
Söyle bakalım, ne istiyorsun? dedi. Genç;
Beni sana Allahı Resulü gönderdi. Sizin beni Damat olarak kabul etmenizi buyurdular dedi.
( ! ) Sana kızımı veremem Genç de ona;
Siz bilirsiniz dedi.
Genç mahzun bir şekilde evden ayrılırken, kapı arkasında bulunan Amir bin Vehebin kızı bu konuşmaları duymuştu. Babasının red cevabını duyunca kendisini tutamadı ve;
Babacığım Ne yapıyorsun? Bu genci sana kim gönderdi biliyor musun?
Evet, biliyorum
Madem biliyorsun da nasıl reddediyorsun? Bu yaptığına bir vahiy inmesi halinde senin iki âlemde de rezil olacağını bilmiyor musun? Derhal git ve gençten özür dile, dedi.
Amir bin Vehebin aklı başına geldi ve hemen Peygamber mescidine koştu.
KIZ ALINIYOR
Amir bin Vehep Peygamberimize;
Ey Allahın Resulü Bize gelen siyah renkli gencin tarafınızdan gönderildiğine inanmamış ve onu geri çevirmiştim. Sizin talebinizi geri çevirmekten dolayı günah işlemişsem, tövbe ve istiğfar ediyorum ve kızımı o gence veriyorum dedi.
Sevgili Peygamberimiz memnuniyetlerini belirterek Sada, hemen evini hazırlamasını söyledi.
Sad, utancından başını önüne eğdi ve Ey Allahın Resulü Ben de ne ev hazırlayacak ve ne de hanımın mihrini verecek param yok dedi. Peygamberimiz;
Öyleyse git. İki yüz dirhem Aliden, iki yüz dirhem Osmandan ve iki yüz dirhem de Abdurrahmandan iste. Bütün masrafları onlar görsünler dedi.
Sad, bir kuş gibi uçtu, durumu Peygamberin söylediği Sahabelere anlattı. Onlar ise söylenen rakamlardan fazlasını gence verdiler.
Düğün hazırlıkları ve ev ihtiyaçlarımı temin ederken sokak da bir nida (ses) işitti.
CİHAT HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR
Ey Ehl-i İslam gençleri Eli, ayağı sağlam, gücü kuvveti yerinde cihad etmek isteyenlere sesleniyorum. Düşman büyük bir kuvvetle yokla çıkmış, bizi basmak ve İslamı ortadan kaldırmak istemektedir. Allah Resulü Müminleri gazaya davet ediyor diyordu.
Sad, bir yıldırım çarpmış gibi sarsıldı ve tam bir sadakat ve teslimiyet içinde;
Benim, düğün ve dernek işim demek ahrete kaldı. Bu parayla bir at ve bir kılıç alabilirim dedi.
Sad, gazaya çıkacak İslam ordusuna gelip dâhil oldu.
Büyük ve çok çetin bir muhabereden sonra düşman mağlup olarak çekilirken Peygamberimiz de gaza meydanını geziyordu. Yaralılar arasında vücudunun siyahlığından tanıdığı bir yaralıya sordu;
Sen, Süleymli Sad mısın?
Evet. Ey Allahın Resulü
Peygamber Sadın başını kucağına aldı. Yüzünde tozları mübarek eliyle temizlerken Sad da şahadet şerbetini içmişti.
Peygamberimiz önce gözyaşı döktü. Sonra gülümsemeye başladı ve daha sonra da başını başka tarafa çevirdiler.
Bu hal Sahabelerin dikkatini çekti ve sordular.
Ey Allahın Resulü önce Sad için ağladınız. Sonra güldünüz. Daha sonra da yüzünüzü başka tarafa çevirdiniz. Bu hareketlerinizin sebebi nedir? dediler.
Peygamberimiz şu karşılığı verdiler;
Sada olan sevgim ve muhabbetimden dolayı önce ağladım. Onun Cennette Havz-i Kevsere doğru uçtuğunu görünce güldüm. Etrafını Huri kızlarının sardığını görünce de yüzümü çevirdim dedi. Şimdi, Amir bin Vehebe söyleyiniz ki Allah, Sadı kendi kızından daha hayırlıları ile evlendirdi dedi.