Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup için oluşturulan komisyon, raporunu hazırladı ve Söke kamuoyu ile paylaştı. Bu paylaşımın üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen Söke’de bir sessizlik hakim.
Yer yerinden oynaması gerekirken kimseden çıt çıkmıyor.
Siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, basın ve de halk tüyler ürperten komisyor raporuna ilgisiz kaldı.
Komisyon üyeleri çalışmalarını tamamlayıp, raporun Söke Belediye Meclisi’nde okunmasından sonra kendiliğinden kamuoyu tepkisi oluşması gerekiyordu.
Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup’un Söke’de yaptıkları bir Avrupa ülkesinde yaşansaydı o şehrin insanı ayaklanmaya kadar giderdi. Çünkü Avrupa insanı doğal kaynaklarına çok önem veriyor.
Hele hele bu doğal kaynak su ise ortalık toz duman olur...
O şehrin, şehir halkının doğal kaynaklarını gizliden gizliye alıp kullanacak firmanın da vay haline. O ülkenin yetkili organları, firmayı yaptığına bin pişman eder. Zaten cezalar da caydırıcı olduğu için kimse böyle bir aymazlığa cesaret edemez. Bir firma çıkacak, şehir halkının doğal kaynaklarını kimseye sormadan istediği gibi kullanacak haaaaa.....
Kapısına kilit vurulur, kilit..
Biz de ise; imtiyaz verilmiş ve adamlar da istedikleri gibi at oynatmışlar...
Dünyada, gelişmiş veya az gelişmiş ülkelerde golf tesislerine izin verilmiyor. Yeraltı doğal kaynaklarını yok ettiği için bu işletmelere izin verilmiyor.
Biz de ise; kucak açılıyor...
İstihdam yaratacak, ekonomik girdi sağlayacak yalanıyla insanlar kandırılıyor.
Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup gibi firmalar insanlara şirin gösteriliyor ve onlar da şehrin altını üstüne getiriyorlar. Golf tesislerinin olmazsa olmazıdır su. Hal böyle olunca da kazmadık yer bırakılmıyor. Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup’ta Söke’de bunu yaptı.
Çocuklarımızdan bizlere emanet olan Söke’nin değerlerini çaldılar.
Bugüne kadar kimseye hesap vermeyen bu firmaya kimse de hesap sormamış.
Hâlâ daha bu firmaya kimse dur demeyecek mi? Siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, basın ve de halk hakkını aramayacak mı?
Araştırma komisyonu raporu açıkladığı gün çok şeyler olacak sanmıştım. Maalesef yanılmışım. Sanki koskoca Söke’nin üzerine ölü toprağı atılmış.
Şu yaşananlar bırakınız Avrupa ülkelerini, komşu ilçe Kuşadası’nda vuku bulsaydı şimdi Türkiye Kuşadası’nı konuşuyor olurdu.
Tesisin kapanması için eylemler başlatılırdı.
Raporun açıklanmasından sonra geçen süreçte, Söke Siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, basın ve de halkın vurdumduymazlığı anlaşılır gibi değil...
Söke halkı olarak, bu kadar önemli bir konuda neden örgütlü hareket etmiyoruz? Neden hakkımızı aramıyoruz?
Yaşananların, Bergama’da çıkarılmak istenen siyanürlü altından kalır yanı yok. Gelecek yüz yılda petrolden bile değerli olacağı bilinen hatta uğruna savaşların çıkacağı iddia edilen suyumuz çalınmış ve biz kılımızı kıpırdatmıyoruz. Söke halkıyla dalga geçen bu firmanın kapısına dayanmıyoruz. Bizden çaldıklarını söke, söke geri isteyemiyoruz.
Bergama köylüsü Dünya’ya örnek oldu, biz Söke olarak sınıfta kaldık.