Söke OSB’si ve Batı Söke Çimento Fabrikası’ndan dolayı bir huzursuzluk var!
Buna rağmen Söke’de bir sessizlik hakim…
Yer yerinden oynaması gerekirken kimseden çıt çıkmıyor.
Siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, basın ve de halk izlemekle meşgul!
Bir bakıma da kaderimize boyun eğmiş görüntüsü çiziyoruz.
Mevzu çevre konusu olunca kamuoyu tepkisi kendiliğinden oluşması gerekiyordu.
Maalesef Söke olarak bu konuda çok zayıfız.
Söke OSB’sindeki bazı fabrikaların koku yaydığı ve vatandaşların da rahatsızlıkları ortada.
Kurulum aşamasında olan bazı fabrikaların da gelecekte çok sıkıntı vereceği konuşuluyor.
Bu fabrikaların başında da kağıt fabrikası geliyor.
Her ağızdan ayrı bir ses çıkıyor.
Örgütlü hareket eden yok.
Batı Söke Çimento Fabrikası için ise; kimsenin bir şey dediği yok!
İzmir’in yıllar içerisinde büyümesi, gelişmesi nedeniyle adeta şehrim göbeğinde kaldığı için kapı dışarı edilen Batı Söke Çimento Fabrikası merkezini Söke’ye taşıyor.
Bunun için de dev bir yatırıma imza atıyor.
İyi güzel de çevreye verdiği zararı konuşan yok!
İzmir’den kovulan fabrika şimdi de Söke şehrinin merkezinde yapılanmasını sürdürüyor.
Söke’de yaşananlar bir Avrupa ülkesinde yaşansaydı o şehrin insanı ayaklanmaya kadar giderdi.
Büyük bir aymazlıkla karşı karşıyayız ve el birliğiyle seyrediyoruz.
Sökemizin temellerine dinamit yerleştiriyorlar ve bizler de aval aval bakıyoruz.
Yöneticilere söylecek sözüm yok.
Ağızlarına bir parmak bal sürülünce yalanmaya başlıyorlar.
Bu yaşananları herhangi bir Avrupa ülkesinde göremezsiniz.
Çünkü Avrupa insanı doğal kaynaklarına çok önem veriyor.
Hele hele bu doğal kaynak su ise ortalık toz duman olur.
Avrupalı için yeraltı kaynakları çok önemlidir.
Bir şehrin, şehir halkının doğal kaynaklarını hoyratça kullanacak firmanın da vay haline!
O ülkenin yetkili organları, firmayı yaptığına bin pişman eder.
Zaten cezalar da caydırıcı olduğu için kimse böyle bir aymazlığa cesaret edemez.
Bir firma çıkacak ve şehir halkının doğal kaynaklarını kimseye sormadan istediği gibi kullanacak ha!
Çok zor…
Derhal kapısına kilit vurulur!
Biz de ise; imtiyaz veriliyor ve adamlar da istedikleri gibi at oynatıyorlar.
Söke’deki golf tesisini hatırlayın.
Dünyada, gelişmiş veya az gelişmiş ülkelerde golf tesislerine izin verilmiyor.
Yeraltı doğal kaynaklarını yok ettiği için bu işletmelere izin verilmiyor.
Biz de ise; kucak açılıyor...
İstihdam yaratacak, ekonomik girdi sağlayacak yalanıyla insanlar kandırılıyor.
Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup gibi firmalar insanlara şirin gösteriliyor ve onlar da şehrin altını üstüne getiriyorlar.
Söke’de de böyle oldu.
Golf tesislerinin olmazsa olmazıdır su.
Hal böyle olunca da kazmadık yer bırakılmıyor.
Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup’ta Söke’de bunu yapmıştı.
Çocuklarımızdan bizlere emanet olan Söke’nin yeraltı kaynaklarını çaldılar.
O firmaya kimse hesap sormamıştı.
Söke’nin doğal kaynaklarına göz diken fabrikalar bir bir çoğalıyor ve birileri de bu gelişmelere alkış tutuyor.
Siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, basın ve de halk yani Söke’nin sahipleri neden örgütlü hareket edemiyorlar?
Sanki koskoca Söke’nin üzerine ölü toprağı atılmış.
Şu yaşananlar komşu ilçe Kuşadası’nda vuku bulsaydı, tesislerin önlerinde eylemler başlatılırdı.
Siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, basın ve de halkın vurdumduymazlığı anlaşılır gibi değil.
Neden hakkımızı aramıyoruz?
Yaşananların, Bergama’da çıkarılmak istenen siyanürlü altından kalır yanı yok.
Gelecek yüz yılda su petrolden bile değerli olacak.
Uğruna savaşların çıkacağı iddia ediliyor.
Golf tesisi tarafından izinsiz yani kaçak açılan kuyularla suyumuz çalınmıştı.
Kimse sesini çıkarmadı.
Şimdi de sadece suyumuz değil; geleceğimiz çalınmak isteniyor ve kılımızı kıpırdatmıyoruz.
Söke halkıyla dalga geçen firmaların sayıları bir bir artıyor ve bizler kapısına dayanmıyoruz.
Bizden çaldıklarını veya çalmak istediklerini söke, söke geri alamıyoruz.
Hani hep diyoruz ya!
Söke bizim, Söke bizim, diyoruz ya!
Bu koca bir yalan!
Kendimizi kandırıyoruz…
Bergama köylüleri kadar olamadığımız sürece Söke bizim değildir.
Söke; Kuşadası İnternational Golf - Özyer Grup’undur, Batı Söke Çimento Fabrikası’nındır, Söke Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminindir.
Gerçek olan ise; Bergama, Bergamalılarındır.
PRİM YOLSUZLUĞU VAR MI, YOK MU?
Söke'de bilmem kaç milyon kg. fazladan pamuk üretimi yapıldı gösterilmiş!
Falanca çırçırcı 30 milyon kg.'a yakın pamuk alımı yapmış!
Çırçırcının aldığı bu ürünün bilmem kaç milyon kg.'ı hayaliymiş!
Yok efendim;
Milyonlarca (trilyon) TL. pamuk primi yolsuzluğu yapılmış!
İddialar, iddialar, iddialar…
İddiaların doğruluk payı merak ediliyor.
Bunun bir yolu veya yordamı var mıdır?
Kantar fişleri, deniliyor.
Borsadaki girişlerde kesilen faturalar, deniliyor.
Mahlıç ve çekirdek, deniliyor.
Fire miktarı, deniliyor.
Yolsuzluk iddialarına bu yoldan gidililirse ortaya çıkacaktır, deniliyor.
Randıman da deniliyor.
Çırçır işletmecisi randımanı %35'lerde gösteriyorsa zarar edermiş.
Randıman %38-40'ın altına düşmemeliymiş.
Yeter artık!
Pamuk priminde yolsuzluk yapıldı mı yapılmadı mı?
Yargı Mercii bu olaya el koyduğu gibi; sonuçlandırmalı ve Söke kamuoyunu da bilgilendirmelidir.
Herkes merak ediyor!
Prim yolsuzluğu var mı yok mu?