Gerçek Gazetesi / Durmuş Tuna
Görüyoruz, duyuyoruz, ülkemizin çeşitli noktalarına Deli Dumrul diye vatandaşımızca adlandırılan “geçsen de geçmesen de öde” köprüleri, otoyolları yaptırıldı. Vatandaşımız geçerse harcadığı akaryakıtın kat be kat fazlasını ödüyor, geçilmezse de bizim vergilerimizle, tüm ülke olarak dolarla, euroyla aradaki farkı yine biz ödüyoruz. Müteahhitler açısından; evladiyelik, zarar etmenin imkânsız olduğu yatırımlar da hayırlara vesile.
Ama şimdi durum bir dakika, meğer konu bununla sınırlı da değilmiş. İddia o ki meğer bu otoyollar üzerinde açılacak, işletilecek dinlenme tesisleri, restoranlar, kafeler, akaryakıt istasyonları da aynı müteahhitlere verilmiş. Meğer bizim Deli Dumrul yollarının eti onların olduğu gibi, sütü de onlarınmış.
Şu İstanbul İzmir arasına açılan otoyolun üzerinde bulunan koca koca avmler de bu durumdaymış. Yani neresinden tutsak elimizde kalıyor denir ya işte bizim hükümetin icraatları tam da öyle.
Şimdi ben merak ediyorum; madem para eden her şeyin ama her şeyin hakkı müteahhitlere; o yollarda gördüğümüz “İzmir” “şu kadar km” tabelaları için de müteahhitlere ilan reklam bedeli ödüyor muyuz? Kara mizah demeyin, ödüyorsak şaşırmayacağım artık!