Seçim günü yaklaştıkça, başkan adaylarımızın heyecanları da artmaktadır. KOLAY DEĞİL, BUNCA EMEK VE MASRAFTAN SONRA KAYIP ETMEK.
Ama unutmamak gerekir ki, demokrasinin genel kuralıda budur. Topla tüfekle indiremediklerinizi demokrasi rejimlerinde oyla, sessiz ve sedasız indirebiliyorsunuz. Bu nedenle demokrasilerde kayıp eden yoktur. Çünkü adaylarımızın hepsi güzel Sökemiz için gerekli olan planları, projeleri halkımıza açık açık anlattılar. Bunu sadece halkımıza değil, seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturacak olan kişiye de anlatmış ve yapması için önüne koymuş oldular. Bundan daha iyi ne olabilir ki?
Ben gazetelerden, radyolardan, televizyonlardan konuşulup yazılanları takip ettim. Dağıttıkları broşürleri inceledim. Gerçekten ortaya çok güzel şeyler koydular. Hepsinin bu özverili çalışmaları ve tasarımları gerçekten çok güzel şeyler ve taktire değer. Özverili çaba ve çalışmalarından dolayı hepsini kutlar, başarılar dilerim. Biz bu güzel insanların demokrasi uğruna verdikleri çabaları biliyoruz. Böyle özverili çalışmadan dolayı da onlara teşekkür ediyoruz. Allah hepinizin yolunu açık etsin.
Bundan birkaç gün önce de, SÖKEDE TARİHİ AÇILIŞ adlı yayınladığım yazımı bazıları yanlı bir yazı olarak değerlendirmişler. Onlara göre bu yazı başkanı öven bir yazıymış ve bu seçim ortamında yayınlanması da etik değilmiş. Böyle düşünenlerin haklı olmaları belki bir dereceye kadar doğru olsa da, benim gibi Söke Belediyesinin Tarihini araştırıp yazanlar için ise öyle değil. Ben Cumhuriyetimizin 75. yılı nedeniyle SÖKE BELEDİYESİNİN TARİHİNİ araştırıp yazmayı planlamıştım. Bu amaçla yola çıktım. İlk başvuru kaynağımda doğal olarak Söke Belediye Başkanlığı idi. Ama ne yazık ki istediğim belge ve evraklar arşivlerde yoktu. Yetkililerin anlattıklarına göre 12 Eylül belediyenin icraatlarını içeren bütün belge ve dosyaları sekaya kağıt olması için göndermiş. Bu anlatı beni şaşırtmıştı. Böyle şey olur muydu? Defterler, ana belgeler arşivlenip şimdiye kadar saklanmamış mıydı? Kayıtların ve belgelerin olmadığı böyle bir kurumda objektif bir araştırma yapmak olanaksızdı. ANCAK 1950 YILINDAN İTİBAREN BAZI ARAŞTIRMALAR YAPABİLDİM. İŞE RAHMETLİ İLHAN ÖNER İLE BAŞLADIM. NEDENİ SAĞ OLAN EN ESKİ BAŞKAN O YILLARDA OYDU. Ondan sonra Sayın Ekrem Karakaş, Sayın Metin Çelikez, Sayın İsmail Hakkı Tez, Sayın Halil Kanal Beyler kendi dönemleri ile ilgi olan özel arşivlerini açarak bilgiler verdiler. İş bunların bilgileri ile kalmıyordu. Yanlı bilgilerde verebilirdiler. Bu hataya düşmemek için bu konuda bana dönemin basın yayın organları ve birer günlük tarih ansiklopedisi olan gazeteler yardımcı oldu. Bunlardaki haberler, yorumlar, eleştiriler ve makalelerden çok şeyler öğrendim. Kimler neler yapmış, kimler yapılanlar için neler söylemişler? Ben dönemin gazetelerin de, İl yıllıklarında, bazı dokümantasyonlarda bu bilgilere zorda olsa ulaşıp yazdım. Sayın İlhan Öner ile Sayın Mehmet Semerci arasındaki uzun arayı boşta bırakmayarak iyi bir arşive kavuşturdum. Yeterli oldu mu? Bence eksikler var. Ama yinede yeterli bilgileri gün ışığına çıkarıp, gazete arşivine aktardım. Bizden sonraki araştırmacılar, bir gün SÖKE BELEDİYESİ TARİHİNİ YAZARKEN BU BİLGİLERDEN ELBETTE YARARLANACAKLARDIR. İşte ben bu varsayımdan yola çıkarak, Belediye Hizmet Binasının açılması nedeniyle hem Başkan Özekmekçi döneminin bir değerlendirmesini yaptım ve hem de bizden sonraki nesillere bir doküman bıraktım. Adam bunu kafaya takmış. Sen tarafsız değilsin. Be kardeşim, beni hangi partinin konvoyunda gördün? Benim bu yazıyı hangi amaçla yazdığımı bilmeden bu yargıya nasıl vardın? Ben her zaman diyorum. Ben, partizanlık yapmam. Bir oyum var onu da paşa gönlüm kimi isterse ona veririm. BUGÜN ya ALLAH DEYİP HAYIR İÇİN YOLA ÇIKMIŞ BU ALTI KARDEŞİMİN ÖNÜNÜ KESER HAYRA ŞER KARIŞTIRMAM. BU BENİM TARZIMDIR. YAPILANLARIDA BİR BAŞKASININ HATIRI İÇİN İNKAR EDEMEM. Sonra yüce Tanrı benden sorar. Benim onlara vereceğim tek mesajım başarılar dilemektir. Bugünkü yazımda da onlara Tanrıdan sabırlar ve başarılar diliyorum. Allah kime nasip etmişse o olur. Bizim görevimiz yönlendirmek, halka saçma sapan düşünceler açıklamak değil, işbaşında olanı denetlemek, uygunsuzluklarını gördüğümüzde kamu adına eleştirmektir. İyi bir gazetecinin görevi de budur. Değerli kardeşim sen nasıl düşünürsen düşün Ensar Turgut Tekin 45 yıllık gazetecilik hayatında hep böyleydi ve bundan sonrada öyle olacak.
Ben, Mehmet Semerci, Beliğ Azbazdar ve İbrahim Adalı dönemlerini yazmadım. Hem zaman yeni ve hem de çok güzel faaliyet raporları hazırlamışlar. Belediye arşivinde bu raporlar vardır. Araştırma yapmak isteyenler bu raporlardan yapabiliriler.
Değerli başkan adayları bu dönem sizleri kutluyorum. Nedeni şudur. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, sizler birbirlerinizi kırmadan ve incitmeden bu maratonu tamamlamak üzeresiniz. Elbette ki hepiniz bu makama yakışacak kişiliğe sahipsiniz. Kural gereği biriniz kazanacaksınız. Sizden ricam bu güzel projelerinizle yeni seçilen başkana yardımcı ve destek olun. Çünkü Söke hepimizin. Hepimizin çabaları Söke ve çocuklarımızın gelecekleri içindir. Kazananın şımarmamasını, kayıp edenlerin üzülmemesini diliyor ve hepsine tekrar başarılar diliyorum. Haydi hayırlısı olsun.