BARO, FRANSA, KADDAFİ, KUSURA BAKMAYIN (VE) VARDİYA BİZDE

FARUK HAKSAL

İstanbul Barosu, Türkiye’nin içinde yaşadığı hukuksuzluğu neden göstererek, bu yılki “Avukatlar Günü”nü kutlamaktan vazgeçtiğini bildiriyor.

İstanbul Barosu, dünyanın en büyük barolarından birisi…

Öte yandan Hükümet’in başı ve Sayın Bakanları Arap ülkelerinde fır dönüyor.

Gerekçe bu ülkelere demokrasiyi getirmek, hukuk devletinin kurulmasına katkıda bulunmak, falan…

- Siz, buyurun buradan yakın!..

*  *  *

Amerika Afganistan’ı vuruyor.

Irak’ı ezip geçiyor.

Fransa, hiç kimseyi beklemeden Libya’yı bombalıyor; sonra dönüyor dolaşıyor Fildişi Sahilleri’ni vuruyor…

Gerekçe pek belli değil ve azıcık alaca/karanlık.

- Siz gelin, anlamaya çalışın…

*  *  *

Kaddafi muhalifleri Bingazi’deki Türk konsolosluğunu protesto ediyor.

Dışişleri Bakanı bir başka yörede Kaddafi muhalifleri ile toplantılar yapıyor.

Ve derken zıp… Suriye’de sayın hazret, Esat’la görüşüyor ve derken anında Amerika ile örtüşüyor.

- Varın görün siz “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin ne hallere düştüğünü…

*  *  *

Bir televizyon kanalı siyasi parti genel merkezlerinde ışıkların gece boyunca yandığı haberini iletiyor izleyicilerine…

Liderler adaylar üzerinde çalışıyor!

Başbakan dava arkadaşları ile “helal”laşıyor ve ekliyor: “Kusura bakmayın!..”

- Siz de bekleyin… Ve görün bakalım, helal edecekler mi haklarını bu bazı dava/daşları?

*  *  *

Halk demokrasiyi, “belirli zamanlarda sandık başına kadar zahmet edip gitmek,” olarak anladığı sürece bu düzen böylece sürüp gidecektir…

Suya girmeden yüzme öğrenemezsiniz.

Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği gibi, bir halk da ülkesini, onun sorunlarına omuz vermeden savunamaz… Star televizyonu habercisinin sokakta önüne gelene sorduğu sorulara bu insanlar nitelikli yanıtlar verebildikleri gün bu savunma [ancak] gerçek bir zafere dönüştürülebilecektir…

*  *  *

“Vardiya Bizde Platformu”nun saygın subay eşleri Silivri davalarının televizyondan yayınlanmasını talep ediyorlar…

Peki neden?..

Yassıada Mahkemeleri bir ihtilal mahkemesiydi.

Ama mahkeme safahatı her Allahın günü, hem de radyonun en çok dinlendiği bir zaman diliminde tam bir saat boyunca naklen yayınlanıyordu…

Halk, İhtilal Mahkemesi’nin adaletini her gün canlı olarak ve doğrudan izleme imkânına sahipti.

Peki neden?..

İşte içinde bulunduğumuz süreçte bu sorunun yanıtı düşünmemiz gerekiyor.

Evet, gerçekten neden?..