Tarih ve geçmiş insanlar için çok ders verici örneklerle doludur. Bugün çevremizin doğal güzelliklerini ve balık yönünden ekonomik değerlerimizi oluşturan sulak alanlarımız ve Bafa Gölü, üzerinde durmaya ve düşünmeye değer.
Atalarımız, SU HAYATTIR demişler. Zaten susuz hayatın olmayacağını uydumuz ay bize ispatlamıştır.Susuz hayat olsaydı,ay da olurdu.
Ama biz hala sularımızın değerini ne yazık ki ancak yazdan yaza anlıyoruz.Bu da aslında yeterli bir anlama değildir.Başka ülkeler deniz suyunu birçok emek ve masrafla tatlılaştırıp tarımda ve diğer ihtiyaçlarda kullanırken biz hazır tatlı suyu denize akıtıyoruz.Kışın barajların toplama havzaları dışında Büyük Menderes Irmağına milyonlarca metreküp su akıyor ve oda denize taşıyor.Oysa bu kış sularını Bafa Gölünde toplamak ve orada depo etmek hiçte zor değil.Ama her ne hikmetse Amerikalıların dediği gibi MENDERES AKAR TÜRKLER BAKAR! SÖZÜNE UYGUN OLARAK BAKIYORUZ.Oysa bu suları burada toplamanın önemi çok büyüktür.Devlet Su işleri bu konuyu gündeme getirip,sulak alanlarımızı canlandırmada gayret göstermeli Bafa gölünü boş birakmamalı.Ayrıca Azap Gölünü de doldurup yazın bu gölün sularından yararlanmalı.Bataklık haline gelmiş dolmak üzere olan göletleri ve azmakları temizlemeli,derinleştirmeli yeni göletler yaparak su birikimine yardımcı olmalı.Böylece denize boşa akan suları azaltıp bunları yazın tarım alanlarının sulanmasında değerlendirip ekonomik güce çevire biliriz.Hatta bu tür göletleri ve işleri Sulama Birlikleride yapabilirler.Ama her ne hikmetse bizde her şeyi devletten bekleme adet olmuş.Kuyucak halkı çilek üreterek,devlete yük olmadan para kazanıyor.Daha başka yerler fasulye,patates,mısır,buğday,pancar ve benzeri ürünler ekerek geçimlerini gayet güzel sağlıyor.Bizim Sökede neler oluyor?Pamuk ekiyorlar Zarar ettikdiye ağlıyorlar.Madem zarar ediliyorsa niçin ekiliyor?Bari zarar etmeyen ürünler ekilsin.Çiftçilerimizde zarar üstüne zarar etmesinler.