Aydın’ın Madran bölgesinde kahve süpürgesi çokomel Metin çat burda, çat kapı arkasında.
Duruş, irade hepsi fasa fiso.
Dön Allah'ım dön.
Çokomel Metin’in başına ne ne geldiyse Madran’da geldi!
Dayak mı? orada yedi.
Etek mi? orada giydirildi.
Entari mi? orada denedi.
Neden adına çokomel Metin demişler?
Mahalle bakkalından bir şekilde tüm arkadaşlarına çokomel alıp geliyormuş. Mahallede ücretsiz para vermeden çokomel alabilen tek Metinmiş.
Çocukken başka başka bir çok huy demiş ve onları da zaman zaman sizlere aktaracağım.
Çokomel Metin bir gün çıkar, "ben falanca devlet görevlisi ile filanca kişiye kumpas kurdum, babamın kemiklerini mezarda sızlattım. Ben aşağılık, şerefsiz, adi, kumpasçının tekiyim" der.
Çokomel Metin başka gün çıkar, "Ben bir İstikam Kerestesiyim. Benden iki kapı, bir pencere çıkar. Ben odun mu odun, öküz mü öküz, sığır mı sığır hiçbir işi beceremeyen Nissan Qashqai hastası bir meczubum" der.
Çokomel Metin savunmasız insanlara yönelik iftira içerikli yazılar yazmaması karşılığında "bana bir Nissan Qashqai alıverin susayım" diye diye, yalvara yalvara ömrü çürüdü.
Çokomel Metin ortalıkta dönen olaylardan kendine pay çıkarmakta ustadır.
Vay efendim; Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile falanca kişi arasında fişmanca olay olmuş!
Vay efendim; bunu Fatih Akkentli ile Evrim Karakoz tezgahlamış!
Vay efendim; Ömer Günel’e, Evrim Teorisi üzerinden kumpas kuruluyormuş!
Bak, bak, bak, bak...
Ulan deli, ulan sarıklı manyak, ulan tarikat zübüğü Metin!
Senin bu söylediklerine kim inanır?
İftiralarınla Ömer Günel ile Fatih Akkentli’nin arasını açabileceğini mi sanıyorsun?
Ömer Günel ile Evrim Karakoz’un arasını açabileceğini mi sanıyorsun?
Bu değerli insanlar senin yazdıklarına inanıp; dost bildikleri ve yoldaş bildikleriyle yollarını ayırıp omuz omuza mücadeleyi sonlandırırlar mı sanıyorsun?
Herkes sen mi çokomel Metin?
Geçen gün Ömer Günel’in yanına gittin ve adam sana tane tane anlattı daha ne istiyorsun?
Dün sövdüklerini bugün öven, bugün övdüklerini yarın sövecek bir kişiliksin!
Söke’den Didim'e giderken sol tarafta rüzgar gülleri var ve sen bu dönüşünle rüzgar güllerinden daha fazla elektrik üretiyorsun.
Küçücük aklıyla, kendi kafasıyla, kendi minicik beyni ile Ömer Günel'in yanına gidip; Fatih Akkentli'ye bir haber gönderip, gizli gizli sanki tehtid edercesine, "onları yola getiririm” diyor!
Sen kendini ne sanıyorsun a be salak?
Sen git önce mezarında ters dönen babanı düzelt.
Adana Medya isimli internet sitesinde "Aydın'da olup bitenler" başlıklı ve 27-05-2013 tarihli bir yazı "Bir gazetecinin vicdani itirafları..!" diye başlıyor. Hürriyet Gazetesinde de yayınlanan o itirafnamende belirttiğin rezilliğin ve kokuşmuşluğun nedeniyle baban mezarında zıngıldıyor.
Anan seni doğuracağına sıçsa iyiymiş zira işlediğin günahların yüzünden mezarında dönüyor baban.
"Söke’ye geleceğim, selfi çekeceğim" demişsin.
Bırak Söke’ye gelmeyi, korkudan kapının önüne çıkamıyorsun.
Evinin perdeleri kapalı oturuyorsun.
Evden dışarı çıkabiliyorsan haber et ki, önceki dönem CHP İl Başkanı Barkan Kalınomuz'un çektirdiği selfi gibi ben de çekeyim.
Hani gözünün balon olduğu o meşhur selfi gibi ya da Madran kahvesinde eşeğin sudan gelmesi gibi.
Akıllı ol da suratın haritaya dönmesin.
Sen bırak millete soru sormayı da bir tek soruya cevap ver yeter!
Sen oğlundan neden sürekli dayak yiyorsun?
Oğlun seni neden darp ediyor?
Oğlundan neden şikayetçi olmuyorsun?
"Oğlum beni dövdü" diyerek neden darp raporu almıyorsun?
Ben de yazımı bir şiirle bitireyim.
"Ben sana bok demem
Boklar duyar ar eder
Bir zerren düşse boka
Onu da mundar eder
Tanrı senin hamurunu necaseten yoğurmuş
Anan seni sıçar iken yanlışlıkla doğurmuş"