AZBAZDAR: AYDIN SANAYİ KUŞAĞINDAYDI, NE OLDU O KUŞAĞA?

AZBAZDAR: Israrla da şunu söylemek istiyorum; burada OSB için fedakarlıklar yapılıyorken, ovamızın en verimli arazilerine şakır şakır fabrikalar kurduruyoruz.

Gerçek Gazetesi / ARİF AKÇAY
Söke Organize Sanayi Bölgesi'nin kuruluşu aşamasında Söke Belediye Başkanı olarak yönetimde yer alan Mehmet Beliğ Azbazdar'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasından önemli bölümleri aktarı yoruz.
"Söke OSB'nin kuruluşu tamamlandıktan, müteşebbis heyet oluşup, yönetim kurulu oluşturma aşamasına geldiğimizde bürokrasinin yönetim kurulunda olması önerisi o zaman da geldi. Biz dedik ki, bu doğru olmaz. Ben bir Belediye Başkanı olarak bu yönetimde yer almak istemem. Sanayici arkadaşlarımızın, yatırımcı arkadaşlarımızın olması lazım. Daha önce yönetmeliklerle OSB yönetimleri belirlenirken, o yıllarda çıkan OSB kanunu da böyle diyor. O çıkan yasaya göre de OSB yönetimlerinin bu yatırımcılardan, sanayicilerin arasından seçilme mecburiyeti var. OSB'de yatırım yapılmaya başlandığı zaman OSB yönetimleri OSB'nin içinde yer alan özel veya tüzel kişilere             devredilmek mecburiyetinde.  Bu kanun gereği, işin doğrusu da böyle. Biz biliyoruz ki, sanayicilik bir başka iştir ve onun derdini onun içinden gelenler anlar. Söke OSB'nin önemli altyapı sorunları var, bunların bir an önce çözümlenmesi lazım. Son zamanlarda duyuyorum ki, sanki yatırımcılar sıradaymış gibi bankadan faizle para çeki lerek istimlak bedeli kredisi kullanılıyor. Bunu ekonomik görmüyorum, bu yatırımcı arkadaşlara ileride bir bedel olarak dönecektir bu faizler. İhtiyaç olduğu anda kullanılması lazım. Gelecek günlerde de OSB'nin etap, etap büyümesi gerekir. Eldeki imkanları yatırımlara yönlendirecek şekilde kullanmamız lazım. Bakın Tariş Söke kooperatifimiz şehrin içinde kalmış. Geçen haftalarda tozumuzdan etrafımızı birhayli rahatsız ettik. Bizim buradan bir an önce taşınmamız lazım. OSB'de 25.000 metrekare yerimiz var, yollarımızın tamamlanması, dolguların yapılması, altyapının tamamlanması lazım ki, biz oraya gönül rahatlığıyla taşınalım. Ortada bu gerçekler varken biz neyi tartışıyoruz, ben bunu hayretler içinde izliyor ve üzülüyorum. Aklın yolunun bir olduğunu düşünüyorum. Arazide biran önce altyapının tamamlanarak bize teslim edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca bir başka düşüncem daha var, OSB'yi kurduğumuzda üretilecek arsaların %33'ünün çırçır fabrikalarına tahsis edilmesi kararını aldık. Hal böyleyken son zamanlarda bir yandan OSB'nin yolunu tartışırken, ovanın kıymetli arazilerini öyle veya böyle çırçır fabrikalarına kaptırıyoruz. Bu araziler bize değil, gelecek yeni nesillere lazım. Dünyamızın en kıymetli yaşam kaynağı havamız, suyumuz ve toprağımızdır. bunlar olmazsa yaşam da olmaz. Bu değerli varlıkları korumak hepimizin göre vidir.
Biz gücümüzü OSB'yi geliştirmek için kullanmamız yerine başka başka işlerle uğraşıp, hem kafa karıştırıyor hem de bu tartışmalarla yatırımcı sanayicimizi ürkütüyoruz.  Sanayicilerimiz zaten yatırım yaparak risk alan insanlardır. Bugün ülkemizin en büyük sorunu üretememek, yeni işyerlerinin açılamayışı, sanayicimizin kendini geliştirecek şartların sağlanmayışıdır. Bu nedenle OSB'nin önemi çok büyüktür.
Biz OSB'lere teşviğin geçmiş yıllarda olduğu gibi daha da yukarılara çıkarılmasını istemeliydik. Eğer yatırımcının OSB'de yatırım yapmasını teşvik etmek istiyorsak biraz daha fedakarlık yapmamız gerektiğini, iktidar olarak, yerel yönetimler olarak ne yapabilirizi tartışmalıydık. Biz Söke OSB'nin mevcut avantajlarını değerlendirmek, bunları yatırımcılara anlatabilmek yerine malesef yöneticilerini, siyaseti tartışıyoruz. Ben eski bir Belediye Başkanı olarak, OSB'nin kurucuları arasında olan birisi olarak, Söke Tariş'te arkadaşlarımızla birlikte sorumluluk almış birisi olarak bu tartışmalardan esef duyuyorum. Başta yerel yönetimlerimiz, iktidar yet kilileri, belediyemiz, Ticaret Odamız olmak üzere bu yöneticilerimizi görevlerini yapmaya davet ediyorum.
Bu OSB kaç tane hükümet gördü, koalisyonlar gördü. İki, üç çeşit koa lisyonlar gördü ve şimdi tek parti dönemini de görüyor. Daha da yaşayacak nice siyasi iktidarlar görecek. Burada yatırım yapacak, istihdam sağlayacak insanlara bir siyasi olgu olarak yaklaşmak kadar yanlış bir hareket olamaz. Yatırımcı, sanayici kendi derdinden anlayan biriyle muhatap olmak ister. Hiç kimse sözlerimden birşey çıkarmaya kalkmasın; bu geçmişte de yaşandı. Biz o zaman da OSB'nin başına sanayicimizin gelmesini ısrarla istedik ve geldi de.
OSB'nin elinde yatırımcıya verebilecek kadar arsası var. Bizim burada OSB'nin eksiklerini tartışarak, politikacıyı, erki, siyasi erki devreye sokmak için, OSB'ye acil destek ve rilmesini sağlamamız gerekir. Falanca yönetici olmuş, feşmanca yönetici olmuş, koltuk yarışıyla bir yere varamayız.
Israrla da şunu söylemek istiyorum; burada OSB için fedakarlıklar yapılıyorken, ovamızın en verimli arazilerine şakır şakır fabrikalar kurduruyoruz. Ben şuraya bir kulübe yapmaya kalksam, beni asmaya kalkarlar. Bu arkadaşlar kaçak çırçır fabrikaları yapı yorlar, kimsenin sesi çıkmıyor. Bunlara göz yumanlara da, ruhsat verenlere de hesap sorulmuyor.
Biz  kooperatif olarakOSB'nin altyapısının tamamlanmamış olmasından taşınamıyoruz. Bu nedenle kooperatifimizin mali kaybı sözkonusudur. Şu noktada bir şey daha söylemek isti yorum; Söke OSB kuruluş aşamasındayken, Söke OSB gecikebilir düşüncesiyle Söke pamuk kooperatifi Bağarası yolu üzerinde 100 dönüm kadar bir yer aldı. Biz bunu o günlerde Belediye Meclisinde gündeme getirdiğimizde Meclis, uygun şartlar oluşursa imara açılmasına karar verdi. İmar Kanunu gereği 24 kurum ve kuruluşa Belediye olarak sorduğumuzda Tarım İl Müdürlüğü arazimizin birinci sınıf tarım arazisi olduğunu, imara açılamayacağı gerekçesiyle ret verdi ve imara açamadık. Şimdi yeni fabrikalar kurulurken bütün gayretler kullanılıyor. Ben de şimdi sorarım! Ben Tariş olarak ye rimi imara açamayıp, tarla fiyatına satarken, birilerinin fabrika yerlerinin imara açılması reva mı? Memlekette çırçır fabrikası yokken 1949'da kurulmuş, üreticinin malını alıp işlemiş bugün dört ayrı fabrikasıyla Ege Bölgesi'nin en büyük çırçır işletmesine sahip bir kooperatiftir burası. Bunlar tezattır. Efendim şırçıra ihtiyaç varmış! Buyurun fabrika burada. Bu fabrika zamanında 4 fabrika değil, tek fabrikayken bile 70 bin ton çiğitli pamuk işlemiş bir fabrika. Bugün dört ayrı fabrikasıyla 100 bin ton pamuğu bile rahatlıkla işleyebilecek güçte. Nerede çırçır eksikliği, niye tarım arazileri elden gidiyor? Niye ben kooperatif olarak OSB'ye girmeye mecbur kalıyorum da onlar ovanın göbeğine fabrika yapıyor. Tariş OSB'ye gitsin, yok öyle bir dünya. Neyin tartışması yapılıyor ben anlamıyorum? Hayatın gerçeklerinin tartışması yapılması varken, Söke OSB siyasi tartışmaların içine çekilmek isteniyor.
Şimdi OSB'nin başında Kaymakam var. Üstünden izin almadan kolay kolay basın açıklaması yapamaz. Bir kere bu en büyük han dikap. Sorunları bir sanayici gibi, mevcut iktidara karşı net bir şekilde gündeme getiremez. Ben zamanında kendi partimin içinde, kendi partime karşı bile doğrular adına mücadele ettim. Ben siyasetçiyim. Beni iki Bakanla bir Başbakan tayin etmedi buraya. Beni halk seçti, beni halk getirdi. Ama ben şahsını tenzih ediyorum. Yasalar gereği bazı şeyleri kısıtlı devlet memurunun. Dolayısıyla yanlış ta burada başlıyor zaten. Söke OSB'nin kavgasını şimdi kim, nasıl verebilecek?
10-12 yıldır mevcut hükümetin OSB'lerle ilgili tek bir kararnamesi dışında birşeyi yok. O kararname de genişleme şansı olmayan OSB'lerde inşaat yoğunluğunu %50'den %70'e çıkaran bir kararname. Ama başka birşeyi daha konuşmak lazım. Aydın ili sanayi kuşağındaydı. 1997'de alındı. Kulakları çınlasın İsmet Sezgin Aydın ilini sanayi kuşağına aldırdı. Biz kooperatif olarak o zaman OSB'de yatırımlarımızı planladık. şimdi birileri ovaya fabrikalar kuruyor. Biz yatırımcılar olarak iktidarın bu siyasi cenderesi arasına sıkışmak istemiyoruz. İktidarın görevi vatandaşına hizmet etmektir. Lafa gelince ben hizmeti şöyle yaparım, böyle yaparım di yorlar. Ozaman yapsınlar" dedi.
Basın mensuplarının Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun "Söke OSB'nin başında sanayici olmalıdır" açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna da Azbazdar; "Konu oradan başlamadı aslında, onun öncesi de var. Ben oralara pek girmek istemiyorum. Yerel seçimlerde Özlem Çerçioğlu Büyükşehir Belediye Başkanı olunca bi rileri de, "bak kardeşim, biz varız burada, yaparsak biz yaparız" noktasına getirildi. 10 senedir birşey yapmamışsınız. Şimdi nasıl yapacaksınız, yatırımcı nasıl güvenecek, kim güvenecek? Burada Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı kavganın içine zorla çekilmiştir. Ben bu kavgaların gereksiz olduğunu düşünüyorum. Belediye Başkanı seçilmesine saygı göstermek lazım. Bu hükümet döneminde hiç kimse aday olmasın, bir yerlere seçilmesin mi? Yapılan polemiğe çok aşırı derecede girmedi Büyükşehir Belediye Başkanı. Sadece, ‘OSB yönetimini sanayiciye teslim edin’ dedi. Söylediği de çok doğru. Söke OSB'nin başında işi bilen sanayiciler olmalıdır. Hangi parti iktidara gelirse gelsin fark etmez, bu tür kuruluşları o işleri yapanlar yönetmelidir" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GENEL Haberleri