Gerçek Gazetesi
Yılmaz ÖLMEZ
Aydın'ın Denizli sınırındaki son ilçesi Buharkent'ten, İzmir sınırındaki son ilçesi Germencik'e kadar uzanan 110 kilometrelik hatta hemen hemen her gün yeni bir jeotermal kuyusu açılıyor. Kuyuların açılmasıyla birlikte, jeotermal enerji üretilen santrallerden yükselen buharlar, incir ve zeytin ağaçlarını, borlu suları da arazileri tehdit ediyor. Özellikle son 3 yıldan bu yana aşarı nem nedeniyle incirde erime göze çarparken, İncirliova Ziraat Odası Başkanı İhsan Ayaydın, İmdat çığlıkları atmaya başladı.
Bu gidişle Aydın ovaları inciri ile değil, buharlarıyla gündeme gelecek diyen ve sessiz, sedasız yaklaşan beyaz kabusa dikkat çeken Ayaydın, Yeraltından çıkarılan sıcak suyla enerji üretiyoruz. Ancak tarımımız her geçen gün ölüyor. Sadece İncirliova ve Germencik bölgesinde 8 tane jeotermal kuyuları açıldı. Biz elektrik üretimine karşı değiliz. Ancak santrallerden çıkan buharlar havaya gidiyor ve ürünlerimiz nemden geçilmiyor. Yer atından çıkarılıp enerji üretimi için kullanılan sıcak sular, tekrar yeraltına enjekte edilmesi gerekiyor. Fakat bu borlu sular reenjeksiyon yerine, dereler, çaylar aracılığıyla Büyük Menderes Nehri"ne boşaltılıyor. Türkiye'de üretilen incirin yüzde 65'i Aydın'da yetişiyor. Fakat Aydın'ın ovalarında incir üretimi bitiyor. Her yer jeotermal santrali ve enerji nakil hatlarıyla doldu. Ovada arılar ölüyor. Havaya karışan nem ürünleri eritiyor. Yer altına enjekte edilmesi gereken borlu sular nehre dökülüyor. Aydın'ın ovalarında artık bal değil, borlu su akacak, buhar fışkıracak. Biz bölgenin bir an evvel denetim altına alınmasını bekliyoruz. dedi.