Son yıllarda ülkemizde Başkanlık Sistemi gündeme getirildi. Başkanlık sistemi mevcut düzen içinde yerel yönetimlere nasıl uygulanacak? Denebilir Kİ, bu uygulamanın yasası mecliste yapılır. Yasa yapmak, düzen yapmak demek değildir. Bizde Cumhuriyet 1923 yılında ilan edilmesine rağmen, bazı alanlarda hala Osmanlı sistemi düzeni uygulanıyor. Değişim öyle kolay olmuyor.
Yerel yönetimleri de avuçlarının içine almak isteyen merkezi idare böyle bir uygulamayı nasıl yapacak? Başkanlık sistemi ,kendi kendine yeterli yerel yönetimler ister. Bizde ise genel ve merkezi yönetim Başkanlık sistemi getireceğim demekle bu iş olmuyor. Yasalarla birlikte mevcut düzeninde onun paralelinde değişmesi gerekiyor. Bu değişime uygun eğitilmiş personel gerekiyor. Başkanlık sistemi demek, Güçlü yerel yönetimler demektir.Yerel yönetimler, federel yapı bünyesinde kendi eyaletleri içinde özgür yapıya sahiptirler. Bizde böyle bir oturmuş düzen yokken, Başkanlık sistemi hayal olur.
Başkanlık sisteminden önce yerel yönetimlerin alt yapısını kurmak, onları kendilerine yeterli işlek kurumlar haline getirmek gerekir. Bunlar sağlanmadıktan sonra, Başkanlık Sistemi getireceğim demek inandırıcı olamaz! Neden olmaz, kısaca bu konu üzerinde durmak istiyorum:
1) Merkezi yönetim, yerel yönetimleri oy için bir arka bahçe olarak kullanmamalıdır. Bunlarla oy avcılığı yapma zihniyetinden sıyrılmalıdır. O yerel yönetimin yöneticisini, iktidar baskısı olmadan, özgürce o yerel bölgenin halkı seçmelidir. Bu yönetici, partilere münhasır değil, kendi yetenek ve karyerleri doğrultusunda seçilmelidirler.
2) Seçmenler, yerel yöneticilerini seçerken, partinin gösterdiği adaya değil, onlara başarılı bir hizmet verebilecek, karyer sahibi kişiliğine oy verecektir. Aday, partinin gösterdiği aday olsun olmsın, bu işi yapabilecek ehliyet ve deneyime sahip midir, değil midir? Seçmen, oyunu verirken bu esası göz önüne alacak. Parti empozesine inanmayacak.
3) İktidarda olan hükümet, seçilen her yerel yönetim adayı başkana aynı mesafede olacak. Sen benim partimden değilsin, sana yardım yok! Sen benim partimdensin, sana yardım ve destek var anlayışından sıyrılacak!
Ama ne yazık ki, bizde ne böyle bir düzen ve nede böyle bir iktidar var. O halde Başkanlık sisteminden biz daha çok uzaklardayız. Konuşanlar bile bu sistemin uygulanacağı düzenin alt yapısının olmadığını bilmelerine rağmen başarısızlıklarını rejime yükleyerek, sıyrılıp kaçıyorlar!
AYDIN BÜYÜK ŞEHİR OLDU
Önümüzdeki Belediye Başkanı seçimlerinde yarışmalar başlayacak. Hatta şimdiden, partiler Büyükşehir Belediyesi peşindeler. Kendilerine kazanacak bir başkan adayı arıyorlar. Çünkü bu başkan Aydının tümünde söz sahibi olacak. Tıpkı bir vali gibi. Bu başkanı kazanan parti, aynı zamanda o ilin de önde gelen baş partisi olacak. Genel seçimler için iyi bir reklamdır. İyide hani öyle bir başkan adayı?
Ben, Aydında tam kırk yıllık bir gazeteciyim. Şöyle bir gözden geçiriyorumda, Aydında bu işi yapacak şuan için bir aday görüyorum. Eski Aydın Belediye Başkanlarından Hüseyin Aksu var. Aksu, gerçekten bu iş için biçilmiş bir kaftandır. Belediyecilikte üzerine yoktur. Aday olur mu, olmaz mı onu bilmem. Aksunun plancılığı, şehirciliği, deneyimi ve mesleki karyeri bu işe yakışır.Hangi parti, onu aday yaparsa rahatlıkla, hatta söke söke Büyükşehir Belediye Başkanlığını alır. Bazıları diyor ki: Bizim parti Millet vekilini aday gösterecek! Olabilir, ama bu seçim bir genel seçim değil. Genel seçimde oy partiye ve o partinin liderine verilir. Yerel seçimlerde ise, partiye, onun genel başkanına değil, adayın kariyerine verilir. Millet vekilinin bu seçimde hiç bir fonksiyonu olmaz.
Hüseyin Aksu, hem Aydına ve hem de ilçelerine önemli ölçüde görev yapacak deneyim, bilgi ve beceri karyerine sahiptir. Benim için parti fark etmez. Hangi partiden aday olursa olsun, ne yapacağını bilir. Sökeye de önemli katkıları olur. Çünkü Sökeyi yaptığı Nazım Plandan tanımaktadır.Bizden bu kadar, haydi hayırlısı olsun.