Asgari ücrette; çalışan, işveren ve devlet sacayağında hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Tüm bireylerin onurlu yaşam hakkının korunması için asgari ücrette enflasyonun üzerinde bir artış yapılması gerektiğini uzun süredir savunuyoruz ve her platformda açık bir şekilde anlatıyoruz. Yüzde 50’lik bir artışla Asgari Geçim İndirimi de dahil olmak üzere 4.250 TL olarak açıklanan asgari ücret, aslında gerçek enflasyon ile halkın enflasyonunun birbirini tutmadığını da göstermiştir. Diğer taraftan 2022 yılı içinde enflasyonun ne olacağını, hayat şartlarının nasıl değişeceğini kestirmemiz mümkün değildir. Bu nedenle asgari ücrette yıl içinde de ayarlama yapılması gerekebilecektir.
Öte yandan asgari ücretin yüzde 40’ı vergilere gidiyor. Her ne kadar bugün açıklandığı üzere gelir ve damga vergisi alınmayacak olsa da hala asgari ücretin üzerindeki vergi yükü yüksektir. Bu vergilerin de kaldırılması direkt olarak çalışana yansıyacaktır. Bu konuda devletin gerekli fedakarlığı yapması gerektiğine inanıyor ve kolaylaştırıcı bir tutum alması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca yaşam şartlarının bölgelere göre farklılık gösterdiği göz önünde bulundurularak, bölgesel asgari ücret uygulaması da masaya yatırılabilir.
Tüm bunların yanı sıra enflasyon ve kur bu hızda artmaya devam ederse yüzde 50’lik asgari ücret artışı da süreç içinde eriyecektir. Bu nedenle öncelikli ana odağımızın enflasyon ve kurda oynaklığın azaltılması, yani öngörülebilir olması sağlanmalıdır.