Eğitim-Sen Söke İlçe Temsilciliği'nin yaptığı basın açıklaması şöyle
Ülkemiz derin bir ekonomik kriz içinde. Kriz nedeniyle başta un, ekmek, süt ürünleri ve yağ gibi temel tüketim malzemelerinin fiyatlarının önüne geçilemez artışı ile eşi benzeri görülmemiş bir gıda krizi yaşıyoruz.
Türk lirası dolar karşısında eridikçe işçilerin, emekçilerin ve tüm çalışanların cebindeki para da eridi, alım gücü düştü ve halkın sofrasındaki ekmek küçüldü. Yeter artık !
ZAMLARA PAHALILIĞA HAYIR DİYORUZ!..
Eylülden bu yana TL dolar karşısında %40 değer kaybetti. Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz. Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula dönüyor Dolar arttıkça, her sabah biraz daha fakirleşmiş olarak uyanıyoruz. Sadece fakirleşmiyoruz aynı zamanda sırtımızdaki borç yükü de artıyor. Emeklilere, kamuda çalışan işçilere ve emekçilere verilen zamlar daha ilk günden eridi. Küçük esnaf ise siftah yapamaz duruma geldi.
Hemen hepimiz borcu borçla kapatır hale geldik. Dolar arttıkça borcumuz artıyor. Borç arttıkça da sırtımızdaki yük daha da ağırlaşıyor.
Durum bu iken, saraylarda saltanat sürenler “biz yolumuza devam edeceğiz” diyor. Ülkeyi batıran iktidar, halkla alay edercesine “ekonomide kurtuluş savaşı veriyoruz” diyor. Ama biz biliyoruz ki, bu yolsuzluk ve yoksulluk düzenini yaratanların, ülkeyi açlık ve yoksulluğa itenlerin milyonlarca işçi ve emekçi umurunda değil.
Yeter artık halk geçinemiyor
SOYGUN VE TALAN DÜZENİNE HAYIR DİYORUZ!..
Artık bıçak kemiğe dayandı. Bu ülkede bir kurtuluş savaşına ihtiyaç var. Bu kurtuluş savaşı tek adam yönetimine karşı, tek adam iktidarının yarattığı yoksulluk, yolsuzluk, talan, yağma ve baskı düzenine karşı bir kurtuluş savaşı olacak.
Artık Yeter ! Savaş istemiyoruz. İnsanca bir yaşam istiyoruz.
İNSANCA YAŞANABİLECEK BİR ASGARİ ÜCRET İSTİYORUZ !..
2018'den bu yana devam eden ve bu yıl iyice ağırlaşan ekonomik kriz ve Covid-19'un yaratmış olduğu iş ve gelir kayıpları ile son aylarda giderek tırmanan fiyat artışları geniş emekçi kesimlerin alım gücünü düşürmüş ve pahalılığı en önemli toplumsal sorun haline getirmiştir.
Bugün Türkiye'de geçinebilmek emekçilerin en temel sorunudur. Tek adam rejiminin yarattığı bu koşullarda emek harcıyoruz ama geçinemiyoruz.
TL'nin hızla değer kaybetmesi sonucu bu durum daha vahim hale gelmiş ve işgücü maliyeti açısından Türkiye bir "ucuz emek cenneti” haline dönüşmüştür.
AKP iktidarı sermaye ve sermaye payandası sarı sendika ile kol kola yine asgari ücreti belirlemeye çalışıyor. Hâlbuki ücretler belirlenirken; uluslararası standartlara uygun biçimde işçi ailesinin hesaba katılması, gerçekçi bir enflasyon değerlemesi yapılması, krizin yarattığı sonuçların dikkate alınmalı Tüm emekçileri krizden koruyacak özel tedbirleri gözeterek insanca yaşanabilecek bir ücret saptanması gerekir. Gerek yoksulluk sınırı gerek gıda fiyatları artışı ve gerekse ekonomik büyüme dikkate alındığında 2022 yılında asgari ücret en az net 5.200 TL olmalıdır.
BUNUN İÇİN TALEPLERİMİZİ ŞÖYLE SIRALIYORUZ:
1-Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini, kamu hizmetlerine bütçeden ayrılan payın artırılmasını,
2- Mali kayıplarımızın; gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesini,
3- Omuzlarımıza yıkılan vergi yükünün hafifletilmesini, gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını,
4- Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,
5- Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını,
6- Her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını,
7- Lisans ve ön lisans mezunu tüm kamu emekçilerinin ek göstergesinin 3600’e çıkarılmasını
8- Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini, ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin imzalanmasını, İSTİYORUZ.
9- EYT lilerin mağduriyetlerinin giderilerek gasp edilen emeklilik haklarının verilmesini İSTİYORUZ !
ARTIK YETER ! GEÇİNEMİYORUZ!..
Yarattıkları krizin faturasını bu ülkeyi ayakta tutmaya çalışan işçiye, emekliye, esnafa, köylüye, kamu emekçisine ödetmeyi sürdürenlere artık yeter diyoruz.
Artık yarattığınız krizin faturasını ödemeyeceğiz.
Bu ülkede emeği ile geçinenler olarak, önümüzdeki günlerde bu taleplerimiz için mücadeleyi daha da yükselteceğiz. Geçinemiyoruz diye haykırmayı sürdüreceğiz.
Sokakta sesimiz daha gür çıkacak.