Bir akşam vakti Vanın Çatak İlçesinde terör örgütü PKK tarafından kaçırılan Söke Bağarası nüfusuna kayıtlı Polis Memuru Nadir Özgen 19 ay sonra ailesine kavuştu.
Özgen, anne Müşerref Özgen ve baba Hidayet Özgenin çok zor bir süreç yaşadıklarını her hallerinden belli. Nadir Öz 19 ay boyunca PKKnın elinde esir olması aileyi perişan etmiş. Zaman zaman oğullarından ümidi kestikleri anlar olmuş.
Nadir Özgen ailesine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu söylüyor ve ilginç bir yorum da daha bulunuyor: -19 ay uzak kaldım. Bu süreçte insanları daha iyi anlamayı öğrendim. Özgürlük çok önemli ve güzel birşey
Nadir Özgen, hangi insanları daha iyi tanıdı? Yoksa kendisini 19 ay PKKnın elinde esir bırakan insanlardan mı söz ediyor?, belki de PKKlı teröristlerden söz etmiştir.
Ancak PKKlı teröristlerden söz etmediği açıkça belli. Nadir Özgen, bence devlete sesleniyor: 19 aydır, neredeydiniz? der gibi hali var. Çünkü esaretin acısını o çekti. Kolay değil, dağda yaz-kış demeden her an kendisini özgürlüğe kavuşturacak bir kurtarıcıyı bekledi. O kurtarıcı da maalesef geç geldi.
Yerel yöneticilerin Nadir Özgeni karşılamada gösterdikleri gayret takdire layık. Polis Özgeni Adnan Menderes Havaalanında Kaykmakam Mehmet Demirezer, Vali Yardımcısı Muhsin Çatmadım ve İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri karşılıyor. Oradan baba-oğulu alıp Bağarasına kadar götürüyorlar. Dün Başbakan telefonla geçmiş olsun dileklerini iletmiş. Vali Kerem Al da aileyi ziyaret ediyor.
Kamu görevlilerinin aylarca dağda tutsak tutulması hoş birşey değil. Serbest bırakılması ise sevindirici. İnsan ne kadar sevindirici olduğunu sormadan edemiyor. Tutsaklar bir emirle bırakılıyor, bir emirle de esir ediliyor.
Bu emirleri veren kim?
Apo mu, yoksa PKKnın dağ kadrosu mu?
Dikkatinizi çekerim, PKKlı teröristlerle sıkı fıkı dost olan bazı milletvekilleri de mecliste!
Diğer siyasi parti milletvekilleriyle yan yana oturuyorlar.
1950ye yakın çizgide Korede yaşanmış benzer bir olay... Hepsi aynı mecliste. Sonradan Kuzey Kore, Güney Kore adı altında ikiye ayrıldılar. Bütün bunlar rastgele olmuyor. ABDde hazırlanan senaryoların bir sonucu olarak Ortadoğuda sahneye konuyor. Ortada görünen oyuncular sadece birer figüran. Yani Büyük Orta Doğu Projesi, yalnız Kuzey Afrikada ve Orta Doğuda bulunan müslüman ülkelerin yeniden şekillenme olayı değil. Bunların içinde yer alan Türkiyeden de toprak talep edeceklerini rahatlıkla söyleyebilirim.
Sanki ABD, Kenyada Apoyu bize paketlerken bugünleri düşünmüş. Dağda oturan bir Apo ile müzakere edilemezdi değil mi? Ancak İmralıda oturan bir Apo ile her zaman müzakere masasına oturulabilir.
Son aylarda Türkiye, yukarıda belirttiğim son şıkkı deniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri bazı engeller olmasa PKKyı bir hafta içinde yok eder. Ama Irak toprakları içindeki ABD buna izin vermiyor. Bu nedenle Türkiye terörü sonlandıramıyor. Bu gidişle de sonlandıramayacak. Son çare bugün olduğu gibi PKK, BDP ve AKPnin bir masa etrafında biraraya gelip, sorunu çözmeye çalışıyorlar.
Sorun kolaylıkla çözülür mü? Bana göre hiçbir zaman çözülemez. Türkiye, çözüm adı altında attığı her adımda ancak kendisini böler. Bu tür bir şekillenmeyi PKK ve BDP dışında kimse kabul etmez. Çünkü Orta Doğuda yapılmak istenen şey, Amerikan planının devreye girmesinden başka birşey değildir. Zaten işbirlikçi kadrolar uzun yıllar boyu bu görevini yerine getiriyorlar. Tutsal olmasına rağmen PKKyı hala Abdullah Öcalanın yönetmesi ne ilginç değil mi? Afrikada biz paketlenmesinin nedeni bu olabilir mi?
AK PARTİYE BİR BAŞKAN ARANIYOR
Son günlerde AK Parti İlçe Teşkilatı için iki-üç kelime birşeyler yazmazsak olmuyor. İl yönetimi, ilçe içinden bir Başkan adayını hala bulamaması ne ilginç değil mi.
115 bin nüfuslu bir ilçeden teşkilata başkan adayı bulmak o kadar zor mu? İl yönetiminin Söke Teşkilatı için bir başkan adayı aradığını da biliyoruz. Ama bütün çabalar boşa çıkıyor. Çekirdek kadroda İl Genel Meclis Üyesi Kenan Özcan İlçe Başkanlığı için ideal bir politikacı. Ama yapılacak tekliflere hayır diyeceğini iyi biliyorum.
Süleyman Toyranı göreve davet edenler var mı bilemiyorum.
Metin Yavuzdan da AK Partiye ideal bir başkan adayı olur. Daha birçok isim sayabilirim. Ama ne çare ki İl Yönetimi güçlü bir ilçe başkanı seçme niyetinde değil. Yıllardan beri bizleri nasıl yönetiyorlarsa, şimdi de uzun vadede aynı yönetme anlayışının planlarını yapıyorlar.