Gerçek Gazetesi
Eşitlik ve Demokrasi Partisi Söke İlçe Başkanı Kerim Coşkun yaptığı açıklamada 21 Şubat"ın 1999 yılında UNESCO tarafından Uluslar arası Anadili Günü olarak ilan edildiğini belirterek, bugün birçok dilin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi. 21 Şubat"ın anadili günü olarak seçilme nedeni ise 21 Şubat 1952 de Bangladeş"in başkenti Daka"da Bengal Dil Hareketi üyesi birçok öğrencinin Pakistan"ın Bengal dilini resmi dil olarak tanıması talebi ile yaptıkları bir protesto sırasında öldürülmeleri olduğunu belirten Coşkun, açıklamasının devamında, UNESCO, bugün vasıtası ile uluslararası uzlaşıyı, konuşulan ancak yok olma tehlikesi yaşayan dillere destek vermeyi, çok dilliliği ve dil çeşitliliğini desteklemeyi amaçlamaktadır. Yine UNESCO tarafından yayımlanan Dünya Dilleri Atlasına göre, dünyada konuşulan altı bin dilin yarısı yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. UNESCO tarafından 20 yıl önce yapılan bir araştırmaya göre 36 dilin konuşulduğu Türkiye"de Gagavuzca, Abazaca, Hemşince, Lazca, Ermenice, Romanice (Çingene dili), Adige, Kabar Çerkez dilleri, Zazaki (Zazaca) gibi 15 dil tehlike altındadır. Eşitlik ve Demokrasi partisi olarak, farklı kültürel ve etnik grupların anadillerinde eğitim görmesini önemli bir yurttaşlık hakkı olarak görüyoruz. Anadilinde eğitim verilmesi, ülkemizin okullaşma ve eğitim oranlarını yükseltme hedefinde de önem taşımaktadır. Şöyle ki; Milli Eğitim Bakanlığı, 2013 yılına kadar hem ilköğretimde okullaşma oranını %100"e çıkarmayı, hem okul terklerini ortadan kaldırmayı, hem de kız çocuklarının okullaşmasını gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bu tür hedeflere ulaşmak için de eğitimde anadiline yer verilmesi gerekmektedir. Buna karşın resmi kurum ve yetkililer, anadilinde eğitmi gündemlerine almamaktadır. Eğitim hakkıyla, çocuğun yararın ile çelişen bu tutum, siyasal kaygılara dayandırılmaktadır. Bu siyasal kaygılar yersizdir çünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan her farklı kültür grubu, bu ülkenin ortak kültürüne yüzyıllardır katkı yapmaktadır. Bu grupların anadillerinde yapacakları eğitim, kültürel zenginliğimizi korur, geliştirir, yurttaşlık bağlarını güçlendirir