Alinda Hitit İmparatoru II. Mursilis (İ.Ö. 1350 - 1320) döneminde Seha Irmağı ülkesine bağlı bir kentti. II. Mursilis döneminde Alinda kentinin adının İalanta olduğu bilinmektedir. Bu bilgiler II. Mursilis'in anellerinde ve yazıtlarında bulunmaktadır. Kentin yakın çağa bilgileri azdır. İ.Ö 340 yıllarında Halikarnassos'ta olan Karya yönetimi iç kargaşalar yaşamaya başlamış ve zaman içersinde bu kargaşa aile iç savaşa dönüşmüştür. Mausolos'un karısı Artemisia'nın ölümünden sonra Karya'nın başına geçen Ada'yı, kardeşi Piksodaros devirmiş ve onu Alinda'ya sürgün göndermiştir. Daha sonraki dönemlerde, Piksodaros ile yönetimi paylaşan Persli Satrap Orontobates de, Piksodaros'un ölümünden sonra yönetimi Ada'yla paylaşmamıştır. Prenses Ada'nın bu sürgün döneminde Anadolu'ya saldıran Büyük İskender, Alinda Kenti'ne saldırmış ama kuşatmasına rağmen almamıştır.
Kenti almaktan vazgeçtiği bir anda Ada, Kentin kapılarını açmış ve İskender'i kente davet etmiştir. Aralarında bir antlaşma yapılmış ve Karya'nın Fethi sonrasında ülkenin yönetiminin Adaya verilmesine karar verilmiştir. Büyük İskender, Karya'yı tamamen fethettikten sonra ülkenin yönetimini Prenses Adaya vermiş ve seferine devam etmiştir. Bu dönemden hemen sonra Alinda Kentinin adı Prenses Ada tarafından Alexandria-by-Latmos (Latmos İskenderiyesi) olarak değiştirilmiştir. İ.Ö. 227-210 tarihleri arasında bölgede söz sahibi olduğu bilinen Hükümdar Olympikhos ile ilgili yazıtlar bulunmaktadır. Prenses Ada'nın Karya yönetiminde olduğu dönemde Alinda'da Adonis'e ithaf edilen kutsal bir tapınak bulunuyordu. Bu tapınakta, ünlü heykeltraş Praxiteles tarafından yapılmış bir Aphrodite heykeli bulunuyordu. Alinda'yı ilk ziyaret eden Avrupalı gezgin Richard Chandler olmuştur. 1765 yılının ilkbaharında harabelerde inceleme yapan Chndler, kente Latmos Herakleiası'ndan gelmiştir.
Daha sonraki dönemlerde İngiliz Charles Fellows tarafından da ziyaret edilen kentin yeri resmi olarak tespit edilmiş ve Avrupa'da duyulmaya başlanmıştır.
Alinda kentinin üç katlı agorası, Anadolu'nun ayakta kalabilmiş ender üç katlı agoralarından biridir. Anıtsal bir görünümde olan agora, kentin doğusunda, kentin kurulu olduğu 170 m. kadar yükseklikteki oldukça dik yamacın başlangıcında yer almaktadır.
Alinda kentinin üç katlı agorası, Anadolu'nun ayakta kalabilmiş ender üç katlı agoralarından biridir. Anıtsal bir görünümde olan agora, kentin doğusunda, kentin kurulu olduğu 170m. kadar yükseklikteki oldukça dik yamacın başlangıcında yer almaktadır.
Geniş bir alana yayılmış olan Alinda kentinin çevresindeki surların büyük bölümü yıkılmış olsada bazı kuleler görülmeye değer şekliyle hala ayaktadır. Bugün hiçbiri tahrip olmamış halk arasında Yedi gözler adıyla anılan su sarnıçları da devasa boyuttadır ve yedi adettir. Kentin ayakta kalmış diğer bir yapısı da tiyatrosudur. Küçük denilebilecek boyuttaki Alinda Tiyatrosu bugün zeytin ağaçlarının yetiştiği bir alan halindedir. İki tonuzlu geçidi ve dayama duvarları bozulmamıştır. Diğer yandan oturma yerlerinin bazıları ve sahne düzenin bir bölümü yıkıktır. Tiyatronun kuzey batısında iki tapınak kalıntsı bulunmaktadır.