Saygı değer okurlarım, bu yazıyı yazdığım tarih 18 Mart 2012 Çanakkalede emperyalist Avrupanın Haçlı ordularının, Türk ordularının gücü karsısında denizde boğuldukları günün 97. yıl dönümüdür. Çanakkale Zaferi, Türk Ulusuna kutlu olsun dedikten sonra asıl konumuza dönelim.
İki gün önce 16 Mart sabahı bütün haber ajansları, bir kaza haberini geçiyordu. Afganistanda bir Türk helikopteri düştü. 12 Türk askeri (Mehmetçik) şehit oldu. İyi ya, Türk askerinin Afganistanda işi ne? Kime hizmet ediyor? Tabii ki ABD çıkarına. İyi ya, ABDnin Afganistanda işi ne? Onun yorumunu da siz yapın.
Türkiye, bugünlerde bir savaş çığırtkanlığı ile yatıp, kalkıyor. Ne imiş? Suriyede insan hakları yokmuş. Suçsuz insanlar öldürülüyormuş. 15 Mart günü Ankaraya bir konuk devlet adamı ikinci kez geldi. Bu kişi ABDnin CIA Başkanı Davit Petraeustur. Geliş nedeni, Türkiye ile Suriyeyi savaşa sokmak. Durduk yerde Türkiye ile Suriye niçin savaşsınlar? İki ülke hem komşu hem de halkları arasında akrabalık bağları vardır. Böyle bir savaş eylemi, bana göre bir Akıl Tutulmasıdır. Bu Davit Petraeus kimdir biliyor musunuz? 4 Temmuz 2003 günü, Irakın kuzeyinde Süleymaniye bölgesinde Türk Askerinin başına çuval geçiren ABDnin bir generalidir. Bu kişi Ankaraya hangi yüzle geldi de, onu konuk olarak ağırladık? Bunun yorumunu da siz okurlarıma bırakıyorum ABD, 2003 yılında Irakı işgal edince Iraka demokrasi mi getirdi? Bir milyondan fazla İnsanı öldürdü. 500 binden fazla Müslüman Iraklı kadına, ABD askerleri tecavüz etti. O tarihte dünya haber ajanslarının spikerleri yaptıkları röportajlarda Iraklı kadınlar ağlayarak,
Karnımızda conilerin piçlerini taşıyoruz. Karınlarımızı deşin bu piçleri de, bizi de öldürün. diye feryat etmişlerdi. Türkiyede Amerikan askerlerine başarılar dilemişti. ABD, nereye girmişse, oraya ölüm ve zulüm götürmüştür. Koreye de aynı zulmü yapmıştı. Amerikan emperyalizminin beslendiği kaynak kandır ABD, (BOP) projesi ile Türkiyede dâhil olmak üzere bütün Ortadoğu ülkelerinin sınırlarının haritaları zaten çizilmiştir. Bunun kanıtını bir örnekle vereyim. 2007 yılında Türkiyeyi temsilen resmi bir görevle Orgeneral Hurşit Tolun Paşa Amerikaya gider. Toplantı salonunda duvarda bir harita görür. Türkiyenin doğusu ve güneydoğusu bölünmüş ve Kürdistan olarak yazılmıştır. Tolun Paşa bu durumu orada bulunan Amerikalı yetkiliye sorar. Bu nedir? Aldığı yanıt. Bu gelecekte Türkiyenin değişecek haritasıdır. Der.(Basından) Tolun Paşa, ABDyi şiddetle protesto edip, toplantıyı terk eder. Tolun Paşa, Türkiyeye gelince Ergenekon Terör Örgütü suçu ile tutuklanır. Söz konusu bu harita Pentagon analizcilerinden Ralph Petersin Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisinde yayınlanan makalesinde yer alan parçalanmış Ortadoğu Haritası 2006 yılında çizilmiştir. Bu harita bir BOP projesidir. Bir yıl önce Mısırda Hüsnü Mübarek rejimi yıkıldı. 9 ay önce de, Emperyalizmin Haçlı Orduları, Libyada Kaddafiyi linç edip kan döktüler. Şimdi sıra, Suriye, İran ve Türkiyede. Ne imiş? Suriyede demokrasi ve insan hakları yokmuş. Sanki Iraka demokrasi ve insan haklarını götürmüşler gibi. İranda da nükleer silah yapılıyormuş. ABD, nükleer silahların âlâsı sende. Seni kim sorgulayacak? Asıl oyun Türkiyenin üzerinde oynanıyor. Türkiyeyi, Suriye ile tutuşturacaklar. İran, Suriyenin yanında yer alacak. Türkiye, Suriye ve İranla savaşa girecek. Böylece 3.Dünya savaşı çıkacak. Bu savaşta da en büyük zararı Türkiye görecektir. Batı emperyalizminin de asıl amacı budur. Türkleri Anadoludan kovmaktır. Türkiye Cumhuriyetinin yöneticileri, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte bu korkunç sonu göremiyorlar mı?
Türk Milletinin aziz evladı M. K. Atatürk, çağdaş uygarlık yolunda, Türk Milletine aklı egemen kılmıştı. Türk Ulusuna, Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir. , Bağımsızlık benim karakterimdir. , Yurtta barış, dünya da barış. , Ne mutlu Türküm diyene. Özdeyişleriyle Türk insanını mutlu bir geleceğe yönlendirmişti. Her yapılacak işte AKLI işletmenin önemi üzerinde durmuştur. Allahda Kuranın Yunus Suresinin 100. Ayetinde, Aklını işletmeyenlerin üzerine pisliği bırakırım. der.
Akıl, yeryüzünde Tanrının terazisidir. Türkiye Cumhuriyetinin iktidarı ve muhalefetiyle birlikte sorumlularına bir yurttaş olarak, savaşı değil, barışı öneririm. Savaşı düşünmek, sonu hüsranla bitecek korkunç bir AKIL TUTULMASIDIR derim.
Duygularımı paylaşan okurlarımı saygı ile esenlerim.