Bundan 15 yıl önce 21 Ekim 1999’da bombalı bir suikast sonucunda yitirdiğimiz Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, ülkemizin yetiştirdiği önemli siyaset, bilim, kültür ve sanat insanlarından biri idi. Zarafeti, kibarlığı ve örnek davranışları ile kendisinden sonraki kuşaklar için simgeleşmişti. Bizler onu, inançlarından ödün vermeyen, gerçek bir Kemalist ve örnek bir siyasetçi olarak tanıdık.
Ahmet Taner Kışlalı, o yeri doldurulamaz aydınlardan biriydi. Gözü dönmüşlerce hunharca katledildiği güne kadar, doğru bildiklerini savunmaktan vazgeçmedi. O’nun yolu, Atatürk’ün aydınlık yoluydu, Türk Devrimi’ydi, laik, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetiydi. Bu yolu hiç terk etmedi. Onun ne denli ileri görüşlü olduğunu, bu gün tam ortasında çırpındığımız açmazlar içinde görüyor, yaşıyoruz. Çağdaşlığı İslam karşıtlığı gibi gören, laik bir eğitimi insanları dinsizleştirmek olarak algılayan, Atatürkçü düşünceye ve aydınlanmaya düşman bir gerici oluşumun çemberinde sıkıştıkça sıkışıyoruz. Çare, Atatürk’ün çizdiği yoldur. Aklın ve mantığın öne çıktığı aydınlanma felsefesidir ve bir bütün olarak Türk Devrimidir. Türkiye, aklın yolundan ayrıldıkça parçalanmanın, bölünmenin, çözülmenin yok olmanın çamuruna saplanacaktır. Bu gün, dili yozlaştırılarak, ekonomisi çökertilerek, ortak geçmişi unutturularak, doğru söyleyenler hapislere atılarak yapılmak istenen budur. Ne yazık ki, bu tuzağa düşenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Kişisel çıkar hesapları her türlü değer yargısının ve aklın önüne geçiyor. Ahmet Taner Kışlalı niçin öldürüldü? Bu sorunun yanıtı bellidir. Tıpkı öldürülen diğer aydınlar gibi, Kemalist Devrimleri ve ilkeleri benimsediği için. Cumhuriyete sahip çıktığı için. Türkiye’nin bütünlüğünü savunduğu için. Emperyalizme karşı dik durduğu için.. Ülkemizin aydınlık insanları; Kemalist Devrimlere ve ilkelerine sahip çıkmak için güçlerini birleştirip tek yumruk, tek ses olmak zorundadırlar.
Kışlalı’nın deyişiyle; “Atatürk’e evet, Kemalizm’e evet” diyen aydınlık insanlar, bu eşsiz ülke hepimizin. Bu güzel ülkeyi bilimin ışığında çağdaş bir Türkiye yapmak için, yarım bırakılan Kemalist Devrimlere merhaba demek için karanlığa karşı aydınlık bir Türkiye yaratmak için daha çok emek vermek durumundayız. Ne diyordu Kışlalı: “Bir din devleti kurmak isteyenlerin önündeki en büyük engel Kemalizm. Türkiye’yi etnik kökenlere göre parçalamak isteyenlerin önündeki en büyük engel Kemalizm. Ve “yeni mandacı” numaracı cumhuriyetçilerin önündeki en büyük engel gene Kemalizm...” Prof. Kışlalı, çok güçlü, etkili ve tutarlı bir Kemalist aydın olduğu için öldürüldü Artık susma zamanı bitmiştir. Alıştıra alıştıra, göstere göstere ve dayata dayata İslam devletine doğru gidiş gündemdedir. Karanlık günler, yolsuzluk ve yoksulluk gündemdedir. Hukuksuzluk gündemdedir. Emperyalist saldırılar gündemdedir. Evet artık susma zamanı bitmiştir, güçlerimizi birleştirerek, örgütlenme zamanı gelmiştir. Örgütlenerek emperyalizme karşı güç birliği yapmanın zamanı gelmiştir. Kemalist ilke ve devrimlerle birlikte, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkma zamanı gelmiştir. Ancak böyle yaparak Ahmet Taner Kışlalı ile tüm devrim şehitlerine layık olduğumuzu gösterebiliriz. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin eski Genel Başkan Yardımcısı, gerçek bir bilim adamı olan Ahmet Taner Kışlalı, huzur içinde uyu. Bu ülkenin aydınlık güçleri, sizden aldıkları bayrağı daha da ileriye taşıyacaklar, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği laik, demokratik Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacaklardır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
ADD AYDIN ŞUBESİ