Gerçek Gazetesi
Vali Malay TÜRK KADINI, ELDE ETTİĞİ HAKLARI SONUNA KADAR KORUMALI VE DAHA DA GELİŞTİRMELİDİR
Aydın Valisi Mustafa Malay 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebi ile yaptığı açıklamada Türk Kadınlarının Dünya Kadınlar Günü"nü kutladı. Vali Malay yaptığı açıklamada Bir toplumu dinamik yapan, çağdaş ve bilinçli nesiller yetişmesini sağlayan kadınlardır dedi. Açıklamasında Türk Kadınının, kurulan ilk Türk Devletinden bu yana, devletin kuruluşunda ve yönetiminde daima erkeğin yanında yer alıp gereken saygıyı gördüğünü vurgulayan Vali Malay, Kurtuluş Savaşı"nda vatanımızın bağımsızlığı için erkeğiyle cepheden cepheye koşan Türk Kadını, Cumhuriyet"imizin kurulmasıyla birlikte, toplumsal yaşamda yerini almıştır. Türk Kadını, Büyük Atatürk sayesinde medeni ve siyasi haklarına 3 Nisan 1930, seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık 1934 yılında kavuşmuştur. Bu tarihlerde göstermektedir ki; Türk toplumu kendini medeni sayan birçok dünya ülkesinden önce, kadına hukuksal, siyasal, toplumsal ve ekonomik haklarını kendiliğinden yasal olarak tanımış ve onu yüce bir değer olarak kabul etmiştir diye konuştu.
Kadınların sadece bir gün hatırlanmasının doğru olmadığını savunan Malay, Türk Kadını, Cumhuriyet"in kurulmasına takiben elde ettiği haklara, bugün eğitimden bilime, sanattan ekonomik alana, siyasetten kamu yönetimine kadar her alanda üstün başarılar elde etmişler, ülkemizde ve dünyada sesimizi duyurmuşlar, modern ve çağdaş Türkiye"nin oluşmasında söz sahibi olmuşlardır. Türk Kadını, elde ettiği hakları sonuna kadar korumalı ve daha da geliştirmelidir. Kadınların hürriyet ve eşitlik mücadelesinin bir simgesi olan 8 Mart tarihinin tüm kadınlara mutluluk ve esenlikler getirmesini diliyorum dedi. (iha)
Kaymakam İsmail Demirhan, "Türk kadını, tarihinin her döneminde, hayatın her aşamasında etkin bir yer almıştır"
Söke Kaymakamı İsmail Demirhan bir mesaj yayınlayarak kadınlar gününü kutladı. Söke Kaymakamı yayınlamış olduğu mesajında; "Kadınlarımızın; eşitlik, bağımsızlık, daha iyi yaşama ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi yolunda verdikleri mücadele ile isteklerinin dile getirildiği gün olan; "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" tüm dünya ülkeleriyle beraber ülkemizde de kutlanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK; "Bir cemiyet aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesine teknik olarak imkan ve ilmi olarak ihtimal yoktur." diyerek Türk kadınını bir çok dünya devletinden önce seçme ve seçilme hakkı tanımış, kadınlara verdiği önemi ve değeri göstermiştir.
Türk kadını, tarihinin her döneminde, hayatın her aşamasında etkin bir yer almıştır.
Özellikle Kurtuluş mücadelemizde sergiledikleri güçlü , cesur, vatansever tutumlarıyla destanlaşırken , Cumhuriyetimizin ilanından bugüne kadar geçen sürede birçok alanda uluslar arası başarılara imza atmışlardır.
Kadınları özgür ve saygın bir şekilde Üretime katılmaları, yönetimde söz sahibi olmaları, yaşadıkları toplumun çağdaşlık ve gelişmişlik seviyesini ortaya koymada önemli bir ölçüt olurken. üslendikleri görevleri başarıyla yerine getirmeleri modern Türkiye'nin simgesi. Cumhuriyetimizin en büyük teminatı olmuştur.
Bu duygu ve düşüncelerimle; tüm kadınlarımızın kadınlarımızın kadınlar kutluyor, başarı, mutluluk, sağlık dileyerek sevgi ve saygılarımı sunuyorum." dedi.
ŞAHİN, EMEKÇİ KADINLARIMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ
8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısı ile açıklama yapan Söke Belediyesi Kadın Komisyonu başkanı Sevim Şahin, Söke"de ülkemizde ve bütün dünyada bize hak aramada özgüven aşılayan Emekçi kadınlarımızı saygıyla anıyoruz dedi. Sevim Şahin; 8 Mart 1857 tarihinde ABD nin New - York Kentinde 40.000 dokuma işçisi kadının 8 iş saati, daha iyi çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret istemeleriyle başlattıkları grev, polislerin işçilere saldırması, fabrika kapılarının kilitlenmesi ardından da fabrikanın ateşe verilmesiyle 129 kadının diri diri yanmasıyla sonuçlanmıştır. İşçilerin cenaze törenine yüz bini aşkın kişi katılmıştır.
Kadının ilk hak arayan insan olduğunu ispatlama tepkisinin verildiği Emekçi Kadınların çığlığı 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde uluslar arası sosyalist kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin fabrikada yanarak ölen işçi kadınlar anısına 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak anılması önerisini getirip oy birliği ile kabulünü sağlamıştır.
Türkiye'de 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlandı. 1975 yılında da yoğunlaşarak sokağa taşındı. Birleşmiş Milletlerin Kadınlar 10 yılı programından etkilenen Ülkemizde ise 'Türkiye 1975 Kadın Yılı Kongresi' yapıldı.
1980 Askeri Darbesinden sonra bu anma 4 yıl kesintiye uğradı yaptırılmadı.
Verilere göre 2007 itibariyle Dünyada kadına karşı şiddetten artık söz bile edilmemesi gerekirken bu korkunç gerçeğin eksilmesi bir yana çeşitli isimler altında arttığı çirkin ve acı bir insanlık ayıbıdır.
Dünyada Kadına karşı şiddet yaygınlaşırken en az cezalandırılan suç olma özelliğini de koruması ayrı bir insanlık ayıbıdır. Demokrasi defosudur.
Tahminlere göre 113 - 200 milyon kayıp görülmekte.Bunlar ya doğar doğmaz öldürülmekle veya erkeklerle eşit beslenmedikleri için, tıbbi yardım verilmediği için yok olmaktadırlar.
Fuhuşa zorlanan veya satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 400.000 dir. Cinsel kölelik düzeninden sağlanan kazançlar yılda tahminen 12 milyar dolardır. En az 3 kadından biri dövülmüş veya cinsel tacize zorlanmış veya başka türlü onur kırıcı tacize uğramıştır. En üzücü olan ise genellikle suistimal eden kişinin ya aile içinden olması yada kadının tanıdığı biri olmasıdır.
Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim sınıf ve din ne olursa olsun kadına karşı en çok uygulanan araçtır.
Sistematik tecavüz dünyadaki birçok savaşlarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Bunun en yakın örneği komşumuz Irakta yüzlerce kadının tecavüz sonucu hamile kalması ve doğumdan sonra çocuklarının annelerinden alınarak bir yuvaya yerleştirilmesidir.
Ruanda da ki 1994 soykırımı esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığının tahmin edilmesidir,
Araştırmalar kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte, HIV virüsü taşıyan kadınların daha çok şiddete maruz kaldığı doğrulanmaktadır.
Her nerede kimden gelirse gelsin ,hangi canlıya uygulanırsa uygulansın,şiddetin şekli dozu ne olursa olsun reddediyoruz. Uygulayanları nefretle kınarken insan olmadıklarını haykırıyoruz.
Söke'de, ülkemizde ve bütün dünyada bize hak aramada özgüven aşılayan Emekçi kadınlarımızı saygıyla anıyoruz." açıklamasında bulundu dedi.
AKP Söke Belediye Başkan Adayı Güzelyağdöken, Modern çağdaş Türkiye"nin oluşumunda kadının etkin olmadığı bir toplumda eksiklik vardır
Adalet ve Kalkınma Partisi Söke Belediye Başkan Adayı Ali Güzelyağdöken 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajında, kadının etkin olmadığı her ortamda eksiklik yaşanacağını kayderek, açıklamasına şöyle devam etti, Bu, siyasette de sosyal yaşamda da böyledir ama erkek ve kadın omuz omuza olduğu zaman bu eksiklik giderilir. Kadınlar binlerce yıldır, gerek dünyada, gerek ülkemizde toplumsal hayatın içinde yeterince yer alamamışlardır. Ak Parti olarak, kadın haklarında ilerleme sağlanmasını ve kadınlarımızın toplumsal hayata katılımını ülke kalkınmasının vazgeçilmezlerinden biri sayıyoruz. Ziya Gökalp"ın Kadın tamam olmadıkça eksik kalır bu hayat veciz ifadesi, bu gerçeğe işaret etmektedir. İnanıyorum ki, geleceğin aydınlık Türkiye"sinde kadınlarımız, bugün olduklarından çok daha etkin, çok daha mutlu olacaklardır.
Toplumun temeli aileye, ailenin temeli ise kadınların varlığına bağlı olduğunu belirterek, "Her yönden gelişmiş toplumların arka planına baktığımızda ise, aileyi huzurlu bir şekilde idare etmesini bilen kadınları görmekteyiz. Bütün fedakârlığı ile ailenin temel taşı olan kadınlarımız, huzurlu mutlu ve geleceğinden emin fertler yetiştirmek için olağan üstü gayret göstermektedir.
Aile ortamında fertlerin rahatı ve huzuru için yorulmadan çalışan kadın, Kurtuluş Savaşı'mızda cephe gerisinin kahramanı oldu. İstiklal Savaşı'nda canını gayretini ortaya koyan kadınlarımız, bu vatan ve millet için canını feda etmeye hazır nesilleri de yetiştirmişlerdir. Bu açıdan inancımızın ve kültürümüzün bir gereği olarak kadınlarımız bizim baş tacımızdır. Asker anneleri, şehit anneleri ve gazi annelerini de şükranla anıyor, bu vesileyle yarınların mimarı kadınlarımıza saygılarımı sunuyor, mutlu günlerini kutluyorum" dedi.
ÇYDDB Başkanı İncedal, Yoksulluk ve şiddet en çok kadınları vuruyor
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Söke Şube Başkanı Nimet İncedal 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajında kadınların Tarih 8 Mart 1857, ABD'de açlığın, yoksulluğun, sömürünün yoğunlaştığı, kapitalizmin insan yaşamını ve iradesini hiçe saydığı bir anda Newyork'lu dokuma işçisi kadınlar, hep bir ağızdan "Eşit işe eşit ücret" ve "8 saatlik iş günü" talepleriyle haykırdılar, yaşantıları pahasına direndiler.
Kapısı dışarıdan kapatılmış fabrikalarında, 129 kadın işçi diri diri yakıldılar. Amerikalı dokuma işçisi kadınların başlatmış olduğu bu mücadele, tüm dünyada emekçi kadınların mücadelesine ışık tuttu, yol gösterdi. 1910 yılında 2. Enternasyonal toplantısında, CLARA ZETKİN'in önerisiyle, "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kabul edildi.
150 yıl önce ABD de katledilen 129 dokuma işçişi kadınlardan bugüne kadar, savaşlarda tecavüze uğrayan, mağdur edilen, emeği sömürü!en hep kadınlar olmuştur.
Sivas'ta yakılan, Bursa'da dokuma fabrikasında sigortasız olarak çalıştırılırken yanan, Ceylanpınar'da tarım işçisi olarak kamyon kasasında boğulan, Cezaevlerinde ölüm oruçlarında çocuklarıyla direnen, Grev çadırlarında bazen. grev gözcüsü olan, bazen de direnen eşlerine yoldaş olan kadınlarımız olmuştur.
* Küresel kapitalizmin yarattığı yoksulluk ve şiddet en çok kadınları vuruyor.
* Yoksulluğun ve savaşın dayattığı göçlerin olumsuz sonuçlarından en çok kadınlar etkileniyor.
* Dünyada olduğu gibi ülkemizde de savaşın yarattığı yoksulluk, şiddet ve tecavüzün sonuçlarını kadınlar bedenlerinde ve ruhlarında yaşıyorlar.
* Güvencesiz,sigortasız, düşük ücretle çalışmak kadın emeğinde daha da yoğunlaşıyor.
* Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, işsizler sınıfından sayılan ev kadınları iki kez sömürülmektedir.
* Gelenekçi, dinsel ve feodal toplumsal yapının bedelini kadınlar, namus- töre Cinayetleri ve berdel ile ödüyorlar.
* İş yerinde, sokakta, gözaltında taciz ediliyor, şiddete uğruyor, aşağılanıyorlar,
Yaşanabilir bir dünya yaratmak adına, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış için mücadele eden tüm kadınlarımızın, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz" dedi.
Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadınların Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü
Gerçek Gazetesi
Eğitim Sen Söke Temsilciliği ve Disk Tekstil İşçileri Sendikası ortak bir açıklama yaparak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle kadınların içinde bulundukları durumu değerlendirdiler. Bu yılki 8 Mart"ı sermayenin, krizin faturasını başta kadınlar olmak üzere emekçilere ödetmeye çalıştığı koşullarda karşılıyoruz. Kadının emeği, görünmeyen emek olmayı sürdürüyor ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle devam ediyor, Sermayenin sömürü çarkları, dün olduğu gibi bugün de cinsiyete dayalı rol bölüşümü ve ayrımcılık sayesinde daha kolay işliyor. Kapitalizm, bu gün de içine girdiği son krizi aşmak için yine cinsiyet ayrımcılığından yararlanmak istiyor. Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de enformelleştirme, güvencesizleştirme, kayıt dışı çalıştırma uygulamaları, en fazla kadın emekçileri etkiliyor.
Biliyoruz ki kapitalizmin tarihinde her kriz dönemi, çeşitli savaşlarla atlatılmaya çalışılmıştır. Bugün de yine benzer risklerle karşı karşıyayız.
Dünya genelinde muhafazakârlaşmanın, milliyetçiliğin ve savaşların artmasından en fazla kadınlar etkileniyorlar. Milliyetçilik kadınların bedenlerini savaş alanına çeviriyor. Ve savaşlar kadınların her dilden yaktıkları ağıtları çoğaltıyor.
Kriz her alanda var olan cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecektir. Ülkemizde bu konuda zaten kadınların aleyhine bir tablo söz konusudur. Kadınlar eğitim hakkından ve istihdam olanaklarından daha az yararlanmaktadırlar. Kadınlar çalışmak istediklerinde iş bulamamakta; işe girerken ve iş yerinde ayrımcılığa uğramaktadırlar. İşyerinde cinsel taciz, çalışan kadınlar için büyük bir kâbus durumundadır. Kayıt dışı sektör kadın emeğinin sömürüsü üzerinde yükselmektedir. İş güvencesinden yoksun olmaları, kadınların tacize karşı mücadele etmelerini güçleştirmektedir. Kadın istihdamının en yüksek olduğu kamuda çalışanların büyük bölümü ise alt kademelerde, düşük statülü işlerde toplanmış bulunmaktadır. Kamudaki neo-liberal dönüşüm ve krizin etkileri tüm bu olumsuzlukları daha da derinleştirecektir.
Yürürlüğe konulan Sosyal Güvenlik Yasası, kadınların sosyal güvenlik haklarını kısıtlamıştır. Emeklilik haklarını büyük ölçüde yitiren kadınlar için bu yasa eve dönüş yasası olmuştur. Kapitalizm, kadınların sosyal güvenlik haklarını alabildiğine daraltmakta, üretime ihtiyaç duyduğunda güvencesiz bir şekilde çalışmalarını istemekte, ihtiyaç ortadan kalktığında ise Başbakan"ın istediği üç çocuğu doğurmak üzere evlerine dönmelerini buyurmaktadır.
Bizler emekçi kadınlar olarak, bize reva görülen bu durumu kabul etmiyoruz. Ataerkilliğe, eşitsizliğe, ayrımcılığa, kapitalist sömürüye, milliyetçiliğe ve savaşlara karşı çıkıyoruz. Barış içinde, eşit ve özgürce yaşamak istiyoruz.
İnsan onuruna yaraşır bir yaşam için mücadelemizi sürdüreceğimizi bildiriyoruz.
8 Mart 2009 Pazar Günü Saat 13.30"da Eğitim Sen Söke Temsilciliği ve Disk Tekstil İşçileri Sendikası ile Birlikte Düzenlediğimiz ve DİSK Tekstil İşçileri Genel Başkanı Rıdvan BUDAK"ın katılacağı Emekçi Kadınların DAYANIŞMA ŞENLİĞİ"ne tüm Söke Kamuoyunu davet ediyoruz.
Kadınlar Krizin Bedelini Ödemeyecek!
Yaşasın 8 Mart Yaşasın Kadın Dayanışması
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz