Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Ülkemizde günün sadece adı var. Çünkü; Emekçi kadınlar özgür olur mu?
Hergün TV haber bültenlerinde ve yaygın basında eşinden şiddet gören, dayak yiyen ve öldürülen kadın bu ortamda nasıl özgür olur? Devlet, eşinden şiddet gören kadınlara Kadın Sığınma Evleri ve polis koruması vermesine rağmen aile facialarının önüne geçemedi.
Son 7-8 yıl içinde meydana gelen aile facialarının nedeni ne? Neden eşler geçinemiyorlar? Bu olaylar bir tesadüf sonucu mu meydana geliyor?
Kadın sığınma evleri ve polis koruması ölümlerin önüne geçer mi?
Kendi kendime sorduğum soruyu yine kendim yanıtlayayım. Olaya gerçekçi bir gözle bakmak için detaya inmek lazım. Ailesinin evine sığınan veya öldürülen kadınların sorunlarına objektif bir gözle baktığınızda, eşler arasındaki geçimsizliğin ana nedeninin ekonomik olduğunu görüyoruz.
Erkek işsiz... Eşine ve çocuklarına uzun süre bakamadığı için, kadın son çare olarak genellikle ailesinin yanına gidiyor ve bir süre sonra boşanma davası açıyor. Feodal bir anlayış içinde olan erkek, eşini bir mal olarak görüyor. Öyle bir mal ki, mahkeme boşasa bile kadın erkeğin değişmez ve değiştirilemez malıdır. Boşanan eşinin başkasıyla evlenmesi ise onun kabul edemeyeceği çok önemli ahlaki bir sorundur. Kadının başkasıyla evlenme niyeti yoksa bile, eski eşi onun evleneceğine inanır. Aracılar koyarak barışmak ister. Kadın eşinin evine bakacağına inanmaz. Çünkü işsizdir, evine bakamaz diye birleşme olmaz. Olursa bile bir süre sonra ekonomik sorunlar arttıkça kadına yönelik şiddet de artar. Kadın bu ortamda yine en yakının evine sığınır. Veya bu fırsatı bile bulamadan eşi tarafından öldürülür.
8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle dün bir açıklama yapan CHP Başkan Yardımcısı Mehmet Arif Ceylan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ne yazık ki; bu özel günü artık senede bir sefer bile hakkıyla kutlayamıyoruz. Bizler bu mesajları yayınlarken, birçok kadınımız eşinden dayak yiyor, öldürülüyor ve türlü işkencelere maruz kalıyor. Çocuk yaşta evlendirmeler 18 yaş altı hamilelik rekor seviyeye ulaştı (...) AKP Hükümetinin 4+4+4 eğitim sistemi adı altında kız çocuklarını okuldan uzaklaştıran ortaçağ zihniyeti politikaları yatıyor. İşte günümüz Türkiyesinde kadın hakları... Kadınlardan bir ricamız var. Sizlerin üzerinden yaptıkları politikalarla iktidara gelen ve dönüp yine kadınları ezen, yok eden bir düşünce, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir bağımsızlık hareketi ve haklar, kadın olmadan başarılamaz.
CHP İlçe Başkan Yardımcısı M.Arif Ceylan bu anlatımıyla kadınlarımızı yüceltirken, çektiği sıkıntıları da dile getirmiş.
Ben yıllarca toplumun nabzını tutan bir gazeteci olarak, geçimsizliğin ana nedeninin ekonomik olduğunu gördüm. Bundan 5 yıl öncesine kadar Kaymakamlık Sosyal Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyetinde görev yaptığım sıralarda eşinden ayrılan kadınlar vakfa başvurup nakit yardımı isterlerdi. İşte o günlerde yardım isteyen kadınların tutanaklarını düzenler, talebi mütevelli heyete sunardım. İstisnalar kaideyi bozmaz. Hemen hemen hepsi geçimsizliğin ekonomik sıkıntıdan kaynaklandığını ifade ederlerdi. Onun için kadın cinayetleri polisiye ve Kadın Sığınma Evlerinin sayısını çoğaltmakla önlenmez. Aksine istihdamı sağlamak ve herkese geçinebileceğini kadar gelir sağlamak için yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Çok ilginçtir, Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, önceki gün yaptığı açıklamada 800 TL ile bir ailenin geçinebileceğini iddialı şekilde dile getiriyor. Geçinirsiniz diye üstüne basa basa söylüyor. Bakın daha neler söylüyor: 800 TL. büyük bir paradır. Peynirin fiyatı bellidir. Bir geçimdir sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil, bunu istismar etmemek lazım çünkü asgari ücret sosyal devletin koruma aracıdır
Fazla söze gerek yok. Bakan Faruk Çelik, 800 TLnin çok büyük bir para olduğunu söylüyor. Yani ben ve birçok insanın bu parayla geçinebileceğini ifade ediyor. Sayın Çelik bana inanmıyorsa, 800 TL ile 1 ay geçinmeyi denesin.
Hodri Meydan. Sonuç mu? Kahin olmaya gerek yok! Sayın Çelik, 800 TL ile 1 hafta bile geçinemez.