Eğitim Sen Söke Temsilcilik Başkanı Murat Karayeğit yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti.
Pandemi koşullarında birçok veli ve öğrencimizin yaşadığı tereddütleri çözüme kavuşturacak tedbirlerin alınmadığını maalesef ki gördük. Bakanlık yayınladığı kılavuzlar ile mücadeleyi veli ve okul çalışanlarının üzerine bırakmış vaziyette. Milli Eğitim Bakanlığının geçen 1,5 yıllık zaman diliminde pandemiyle mücadele anlamında neredeyse hiçbir şey yapmadığını çok net görmüş olduk.
Türkiye genelinde gördüğümüz kalabalık sınıflar, yetersiz eğitim ortamları, öğretmen eksiği, temizlik görevlisi eksilikleri, lavaboların ve tuvaletlerin yetersizliği gibi temel sorunlar ilçemizin de sorunları olarak çözüm bekliyor. Salgın ile mücadele denilince bakanlığımızın aklına nedense sadece maske, mesafe ve hijyen geliyor. Yeni derslikler yaparak sınıf mevcutlarının azaltmak, eğitim ortamlarının temizliğini sağlayacak yeterli personel atamak, yeni okullar inşa etmek, taşımalı öğrenciler için servislerin sayısını çoğaltmak, kapalı alanlarda geçirilen süreyi en aza indirmek gibi çözümleri nedense değerlendirmiyor.
Tüm bunlardan anlıyoruz Milli Eğitim Bakanlığı salgın ile mücadele için yeterli bütçeye sahip değil. Maddi kaynak isteyen her türlü mücadele çalışmasını görmezden geliyor. Biz müteahhitlere, saraylara, itibara harcanan paraların eğitime harcanmasını istiyoruz. Ki yarınlarımız olan çocuklarımız daha güzel eğitim alsın, Aydınlık yarınlar bizlerin olsun diye!
İlçemizde duruma baktığımızda ise;
Öncelikle okullarımızda temizlik işlerinde çalışacak yeterli kadar yardımcı personel yok. 28 Eğitim kurumunda hiç yardımcı personel bulunmuyor. Geçmiş yıllarda İŞKUR aracılığıyla güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışan TYP çalışanları halan daha eğitim kurumlarına görevlendirilmesi yapılmamıştır. Bize ulaşan bilgiye göre tasarruf tedbirleri kapsamında ilçemizde toplam 34 kişi İŞKUR tarafından görevlendirilecek. Bu personel nereye verilecek ihtiyacın ne kadarını karşılayacak? Eğitimden tasarruf olmaz. Okullarımızın temiz olaması ve salgının önlenmesi için her 3-4 derslik için bir personel görevlendirilmelidir. Aksi halde okullarda salgın yayılmasının önüne geçmek mümkün görünmüyor
Bakanlığın ısrarla vurguladığı mesafe kuralının uyulabilmesi için sınıflarda öğrenci mevcutlarının azaltılması gerekirken, birçok okulumuzda bu konu göz ardı edilmiş ve 40 kişi aşan mevcutlar ortaya çıkmıştır. Özellikle sınıfların bölünerek seyreltilme imkânı bulunan kurumlarda öğretmen ihtiyacı doğacağı, devletin maddi zarara uğrayacağı gerekçesiyle yeni sınıflar açılmamaktadır. Şu çok net ortadır ki bakanlığımız salgın dönemin yeni derslikler yapamamıştır.
İlçemizde depreme dayanıksız olduğu için yıkım ve güçlendirme kararı verilen kurumların yenilenme çalışmaları 18 aydır devam eden salgın döneminde uzaktan eğitim devam ederken tamamlanamamıştır. Bunun ile ilgili;
Nebahat Alpan İlk/Ortaokulunda YİKOB ( Yatırım ve Koodinasyon İzleme Başkanlığının ) yürüttüğü çalışmada birçok eksikliğin çıktığı ve eksikliklerin tamamlanamadığı görülmektedir.
Yine YİKOB tarafından yapıldığı bilinen Fatih İlk/Ortaokulunda yapılan yenileme ve güçlendirme çalışmaları tam olarak bitirilememiş ve yapılan işlerde eksikliklerin olduğu bilgisine ulaşılmıştır.
Yıkım kararı bulunan ilçemizin tek nitelikli okulu olan Yavuz Selim Anadolu lisesinin hangi okula taşınacağı henüz netleşmemiştir. Büyük ihtimalle ikili eğitime geçilecek.
Yıkım kararı verilen bir başka kurum olan Tuzburgazı ilköğretim okulu ise Atburgazı mahallesinde ki okula taşınacak olup ikili (Sabahçı- Öğlenci ) eğitime başlamıştır.
İlçemizin en büyük mahallesi olan Bağarasın’da bulunan Bağarası Çok Programlı Anadolu Lisesi ise Bağarası Kemalpaşa İlköğretim okulunda ikili eğitim verecektir. Ancak aynı zamanda taşımalı eğitimin yapıldığı bu kurumlarımız da eğitim faaliyetleri; sabak 07:30 da başlayıp 19:30 sona erecektir. Bu arada 10 dk lık teneffüsler ve 20 dk lık öğle arası uygulanacaktır. Yaklaşık 1000 öğrenci ve çalışanın bulunacağı bu kurumda gerekli hijyen çalışmalarının yeterince yapılamayacağı, salgın koşullarında sağlıklı bir eğitim öğretimin yapılamayacağı ortadadır. Bu konuyla ilgili mahallede ki öğrenci velileri gerekli itiraz ve şikâyetlerini yapmış imza kampanyası başlatmıştır. Acilen ders süreleri 30 dk düşürülmeli ve farklı alternatifler oluşturulmalıdır. ( Ş. Oğuz Arslan İmam Hatibin başka binaya taşınması ve ya köy okullarının açılması gibi.)
İlçemizde bulunan Endüstri Meslek Lisesinin Atölyelerinin yıkım kararından dolayı öğrencilerin uygulamalı eğitimlerini nasıl tamamlayacağı belirsizliğini korumaktadır.
Söke de birçok eğitim çalışanına, emekliye ve ilçemize ziyarete gelen birçok misafire hizmet sunan Öğretmenevimizin de yıkım kararı bulunmakta ve hala bir işlem başlamış değil.
Söke ADÜ bağlı eğitim sürdüren yüksekokul ve Fakültelerde de bu yıl yüz yüze eğitime başlanacak. Ancak ilçemizde KYK ait yeterli yurt bulunmaması sebebiyle üniversite öğrencileri de barınma sorunları yaşamakta. Ev kiraları fahiş fiyatlara çıktığı haberleri yayılmaktadır. Her ile, ilçeye Üniversite açmak kadar onların ihtiyaçlarının da düşünülmesi bir zorunluluktur.
Biz Eğitim Sen olarak aylardır kamuoyu ile çözüm önerilerimizi paylaşıyoruz. Bize ve bilime kulak verin ki çocuklarımızın bir yılı daha heba olmasın. Bu umursamazlıklar, yeterli tedbirlerin alınmaması, ek bütçe ayrılmaması velilerimizi özel eğitim kurumlarına yönelttiği oldukça net.
Eğitim kamusal bir haktır, parayla alınan bir hizmet olmamalıdır. Eğitim Sen olarak kamusal, laik, bilimsel eğitimi savunmaktan asla vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.