2014 AİLE ÇİFTÇİLİĞİ YILI

MEHMET ALİ OKLAY

 

2014 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Aile Çiftçiliği yılı olarak belirlendi. Aile işletmeleri ülke ekonomisinde ziyadesiyle “sigorta” görevi görmektedir. Dünyada yaklaşık 500 milyon ailenin geçimini ziraatten sağladığı farz ediliyor. Ve bu aileler geçimlerini bu işten sağlamanın yanında, insanlığın gıda ihtiyaçlarını, beslenmelerini sağlıyorlar, sağlamaya çalışıyorlar.

Kalkınmakta olan ülkelerin tarımsal üretimlerinin neredeyse yüzde sekseni aile çiftçiliği sayesinde gerçekleşiyor.

Tabiidir ki bu sektöründe önemli sorunları var. Örn; Arazi azlığı ve bölünmüşlüğü. Bilhassa miras yoluyla bölünen araziler bu sektördeki insanları daha atıl ve verimsizliğe mahkum ediyor. Gelişmiş ülkeler bu meselenin çok yıllar önce farkına varmış ve gereğince kanunlar çıkararak problemlerini çözmüşler veya oldukça azaltmışlardır.

Bu meseleyi çözemeyen ülkelerde, problem problemi doğurmuştur. Yeterince kazanamayan çiftçi teknolojik gelişmelere uzak kalmış, üretimde kalite ve kapasitelerini arttıramamışlardır. Verimsizlik, verimsizliği getirmiş, ya da bir çok çiftçi zarar ederek daha da küçülmüş, bankaların, kredi kuruluşlarının tutsağı olmuşlardır. (Örn; Söke’de çiftçi borçları incelenirse durum açıklığıyla, vehametiyle görülecektir)

Türk çiftçisinin ipotekli durumu halledilmeden, onu bu hale düşüren sebepler giderilmeden, çiftçinin kendi vatanında, kendi toprağında amele hatta köle-maraba-ırgat olmasının önüne geçilemez...

“2014 Aile Çiftçiliği Yılı”nın memleketimiz çiftçisine hayırlı olmasını diliyorum.

Not: (1)- Türkiye’de yaklaşık 3 milyon tarım işletmesi var. Bunların ortalama büyüklüğü 59 dönüm. Enteresan olan parsel bazında 30 milyon parselin olduğu (Yani 59 dönüm bir arada değil) Bunların 40 milyon hissedarı bulunuyor.

(2)- Hükümet 9 yıl çalışma sonunda, bir noktaya geldi. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu, bu çalışmaların temeli olarak ortaya kondu. Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısı meclisten geçti. (Gazeteler, 6 Mayıs 2014)

Bu çalışmaların takipçisi olunmalı, mutlaka...