SERVETLİ ARKADAŞ
Bilindiği üzere bu arkadaşın kızları da eşi de Efeler Belediyesi’nde çalışıyor,.
Bilindiği üzere bu arkadaşın kızları da eşi de Efeler Belediyesi’nde çalışıyor,.
Bu bilgi kenarda dursun sonra lazım olacak.
5 yıl önce de benzer bir yazı yazmıştı yanlış hatırlamıyorsam.
İçerik aynı.
Haydi, şimdi gel seninle eğri oturup doğru konuşalım.
Ne diyor Çerçioğlu; "milletvekilleri ve belediye başkanlarının eşleri, çocukları, kardeşleri, birinci derece akrabaları belediyede çalışmamalı, belediye işlerine burnunu sokmamalı"
Bu görüşe katılmamak mümkün mü?
Ya da "hayır, tersi doğru olan" diyebilen var mı?
Var demek ki, ortada böyle bir durum var!
"Hiçbir parti ayrımı yapmaksızın tüm milletvekilleri, belediye başkanları o koltuğa oturmadan önceki yaşamları ile koltuğa oturduktan sonraki yaşam şartlarındaki değişimi izah edebilmeli" diyor Sayın Çerçioğlu. Her fırsatta yineliyor bu uyarısını. Bu uyarıya katılmayan var mı?
Kimin neye itiraz ettiğini iyi analiz ettiğimizde birçok şey buz gibi ortada aslında.
Ne diyor Özlem Çerçioğlu "mevzuata aykırı bir taleple, imar talebiyle falan bana gelmeyin".
Şimdi bütün bu tespitleri yapınca, hukuksuzluk talepleri geri dönünce bu zulüm mü oluyor?
Zulüm mü oldu Özakçan’ın talebi..? Böyle mi oluyor?
Bu siyasetçilerin;; çocukları, oğulları, kızları, kardeşleri, bacanakları, kayınbiraderleri, bunlar siyasetçilerin siyaset yaptığı dönemde ne mal mülk edinmişlerdir? Hangi gelirle, devlete kaç lira vergi ödemişlerdir?
Söyleyecek sözü olmayan insan çamur atar, çok bağırır, çok sesi çıkar! Ama bilmedikleri nedir biliyor musunuz? Vatandaş her şeyi ama her şeyi görür, bilir. Sen istediğin kadar bağır nafile.
Bak Servet Töz; Fatih Atay mesela, kendi partisinin belediye başkanına milletin gözünün içine baka baka iftira attı. O bilmiyor mu söylediklerinin iftiradan ibaret olduğunu?
Çerçioğlu’nun dürüst, ilkeli ve çalışkan bir belediye başkanı olduğunu tüm Türkiye bilir, bu biir.
İki; bir siyasetçi neden parti değiştirir? Bulunduğu yerde şu ya da bu nedenle sıkışmıştır, o koltuk da tatlıdır, kalkmak istemezler, koltuğun gücünden beslenirler çünkü…(her türlü)
Bak Servet, Fatih Bey kendini eleştiren gazetecilere galiz hakaretler yağdırıyor. İstiyor ki; onun yanlışını kimse görmesin, kimse onu eleştirmesin. Doğruyu söyleyene başlıyor avazı çıktığı kadar bağırıp, hakaret etmeye.
Tüm siyasetçiler çıkıp hesap verebilmeli. İşin özü; oğlu, kızı, akrabası dahil hesap vermeli. Hem de "eeeee benim şu akrabam çalıştı, aldı" şeklinde cevap verecekse, altını doldura doldura yapmalı. "Kızım devlete şu vergiyi verdi, gitti şu mülkü edindi" diyebilmeli. "Oğlum doktor, avukat şunu kazandı, şu vergiyi verdi, şunu yaptı" demeli.
Senin anlayacağın Servet Bey bu işler şeffaflıkla yürür, hesap verebilirlikle abad olur; öyle bağırmayla çağırmayla, iftirayla, hakaretle değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.