ÖZCAN PEHLİVANOĞLU
SALAK MI ZANNETTİNİZ?
İktidar ve ana muhalefet partilerinin liderleri nihayet el sıkışarak, Türkiyenin önemli meselelerine el attılar! Bana göre, bizim bir türlü anlatamadığımız yakınlıklarını Türk Milletine göstermek için çok geç kaldılar...
Efendim, Türkiyenin en mühim meselesi Kürt Sorunuimiş. Eğer böyle kabul ediliyorsa hemen ekleyeyim, Türkiyenin Gürcü sorunu, Arnavut sorunu, Boşnak sorunu, Arap sorunu, Laz sorunu, Çerkez sorunu ve tabii ki azınlıklar sorunu vardır.
Kürt sorunu var diyorsak, yarından tez yukarıda saydığım sorunların varlığını kabul ederek, kürtler için çabaladığınız kadar, onlar içinde çabalamalısınız. Kürtçe dilde, Arnavutça, Boşnakça, Çerkezce, Gürcüce, Lazca dil değil mi?
Analar ağlamasın ve kan dökülmesin aldatmacasının ardına sığınarak, Türkiyenin ve Türk Milletinin başına suni olarak icad edilmiş bir bölücülük ve terör sorununu, kürt sorunu olarak memleketin önüne getirmek demek, yarınlarda başka sorunların da çok rahatlıkla önüne konulmasına hazır olmak demektir. Hazırmısınız böyle bir sorunlar yumağına?
Bana göre bayrak, devlet, vatan, namus ve din korunacaksa analarda ağlar, kan da dökülür. Ecdadımız mukaddesatımızı bize böyle teslim etmedi mi? Geçmişi bırakın bölücü teröre şehit verdiğimiz canlar bu sebeple kan akıtmadı mı? Kimse içimize korku salarak veya analarımızın içini dağlayarak demogoji yapmaya kalmasın.
Tarihte örneği çok olduğu gibi içimizden bir millet türetmeye kalkanların hiç mi suçu yok? Askere, polise, kaymakama, hakime, öğretmene vs. kurşun sıkanlar hak ve özgürlük savaşçısımı? İşte burada durun...Karşınızda ahmak yok. Türkler uysaldır ama asla ahmak değildir.
Deniz Baykal ve milli devletten yana olanların CHPden tasfiyesinin ardında, bugün sıkışılan ellerin hesabı vardır.
Türkiye artık, MHP lideri Devlet Bahçelinin dediği gibi tarafları iktidar ve ana muhalefet olan tahteravalli siyasetine mahkum edilmeye çalışılacaktır.
Sözde kürt sorunu için AKP ve CHPnin el sıkışması, Türkiyenin bölünmesi için, Türk toplumunda uygun bir psikoloik zemin üretmeye matuf bir harekettir.
Cengiz Çandarında, bu süreçten MHPnin dışlanmasına dair görüşüde bu zemini destekler mahiyettedir.
Şimdi bu konu hakkında daha çok söz duyacak ve yazı okuyacaksınız. Örneğin Beşir Atalayın Silah bırakma da gündemde açıklaması gibi...
Teşbihte hata olmaz, domuzdan ne kadar kıl koparsak kardır anlayışı ile Türk milletinden ve Türk Devletinden yine tavizler koparmak için her yol denenecektir. Kılıçdaroğlu ve R.T. Erdoğanın el sıkışmasından sonra sözde açılım ile yeni anayasa çalışmaları Türk Milletince çok dikkatlice izlenmesi gereken bir süreçtir. Anlaşılan o ki; AKP ve Y-CHP ile kadroları benzer kaynaklardan beslenmektedir.
Türk Milleti bilmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkler ve özellikle Türk Milliyetçileri tarafından kurulmuştur. İnanmayan; gidip ABD, İngiliz, Fransız ve Rus kaynaklarına baksın.
Bu sebeple, Türkiye ve Türk Milleti hakkında tek söz söyleme hakkına sahip olan kendisini Büyük Türk Milletine mensup görenler ile tabii ki devleti kuran Türk Milliyetçileridir. Çünkü ülkenin ve devletin tek sahibi önce Allah sonra da Türk Milletidir.
Türk Milletinin ve devleti kuran iradenin sahibi olan Türk Milliyetçiliğinin siyasi örgütlenmesinin adı da günümüzde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)dir.
Onun için ne R. T. Erdoğanın, ne Kılıçdaroğlunun ne de Cengiz Çandar gibilerin vede AKP Y/CHP ortaklığının, MHPyi dolayısıyla Türk Milliyetçilerini bu süreçte devre dışı bırakmaya gücü yetmez.
Ancak bu vahim tablonun, Türk Milletince ve Türk Milleti adına siyaset yaptığını söyleyen bütün milletvekilleri, genel merkez yöneticileri, il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, belediye ve il genel meclis üyeleri ile her düzeyde siyasi parti üyelerince; iyi görülmesi ve ettikleri yemine sadık kalarak hareket edilmesi gerekmektedir.
Aksi halde siyasi ikballerini, opurtünist düşüncelerini, menfaatlerini öne çıkaranları ve salak siyasete kurban giden gafilleri, tarih ve Türk Milleti asla affetmeyecektir.
Salakça yapılan şuursuz siyaset; gaflete ve cehalete dayanmıyorsa zaten ihanete adım atılmış demektir.
Onun için Kılıçdaroğlu ve Erdoğanın el sıkışması, bir kesimce devleti kuran parti olarak görülen ve sırf Atatürk sevgisinden dolayı desteklenen CHP taraftarlarının gözünü açmalıdır.
Bu operasyona karşı büyük bir cesaretle karşı duran Bahçeli ve MHPnin tavrı desteklenmeli, kurulan tuzağa karşı tedbir alınmalıdır. Bu mücadelenin 19 Mayıs 1919un ve 29 Ekim 1923ün rövanşı olduğu hiçbir Türk evladının hafızasından çıkmamalıdır.