Sağlıkçılardan çevre uyarısı
Dünya genelinde kuraklığın baş göstermesiyle birlikte su üzerine bilimsel platformlar oluşturulmakta olduğunu hatırlatan Sağlık-Sen Aydın fiube Başkanı Baki Karaer, her kongrede suyun önemi ve susuzluğun doğuracağı tehlikelere vurgu yapıldığını söyl
Gerçek Gazetesi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Aydın fiube Başkanı Baki Karaer, “5-11 Haziran Çevre Haftası” dolayısıyla yaptığı açıklamasında; toprak ve su yönetiminin önemine işaret etti. İklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık sorununun tüm dünyayı tehdit eder hale geldiğine değinen Karaer, tabiatın sanayileşmeye yenik düşmesi ve tüm bunlara bağlı olarak ortaya çıkan sağlık sorunlarının önceliğin çevre olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti.
Dünya genelinde kuraklığın baş göstermesiyle birlikte su üzerine bilimsel platformlar oluşturulmakta olduğunu hatırlatan Sağlık-Sen Aydın fiube Başkanı Baki Karaer, her kongrede suyun önemi ve susuzluğun doğuracağı tehlikelere vurgu yapıldığını söyledi. Egemen devletlerin dünyayı pazar olarak görmesi nedeniyle bu konudaki tehdidin her geçen gün artmakta olduğunu beyan eden Karar, “Bu tehdidin, çevre bilincinden hareketle kişisel çabalarla ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı ancak kısmi bir geciktirmeye vesile olabileceği bilinmektedir. Dünyanın büyük bölümünü ilgilendiren çölleşme, maalesef ülkemizi doğrudan ilgilendirir duruma gelmiştir. Ülkemizin yer aldığı Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinde kuraklık artışı ve tarımsal verimde düşüş görülmekte, küresel ısınmanın zararlı etkilerini en önce ve en şiddetli biçimde bu bölgelerimiz yaşamaktadır. Dünya Çölleşme Haritası’nda Anadolu, çölleşme tehlikesi derecesi yüksek ve çok yüksek sınıfa sokulmaktadır. NASA'nın yaptığı araştırmaya göre, erozyonun şiddetlenerek devam etmesi, etkin bir su politikası üretilememesi ve etkili genel tedbirler alınmaması halinde Türkiye'nin büyük bir bölümü 2040 yılında çöl olacaktır. Bu ise gerek hastalıklarda gerekse hastalık türlerinde artışa neden olacaktır” dedi.
Toprak, orman ve meraların tahrip edilmesiyle dünyadaki ekolojik dengenin her geçen gün biraz daha zarar görmekte olduğunu savunan Karaer, “Eğer, bu şekilde yaşamaya devam edersek, çocuklarımızın torunlarımızın yani gelecek nesillerimizin en temel ihtiyaçlarını karşılama hatta yaşama olanaklarının bile ellerinden alınmasına neden olacağız. Bu sorunun çözümü; alınabilecek pek çok önemlin yanında ve temelde yaşamımızı sürdürecek kadar tüketip bundan mutlu olabileceğimiz bir toplum düzeni yaratmaktan ve herkesin bu hedefe ulaşmak için birlikte hareket ederek katkı sağlamasından geçiyor. Böylece bizden sonra gelecek tüm canlılara sürdürülebilir bir dünya bırakmış olacağız” diye konuştu. (iha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.