Plan yapmayın

 

 “Ben ayrımı sadece vatansever, vatan haini diye yaparım. Benim ölçüm budur. Vatan haini askere, polise kurşun atandır. Bu ülkeye kafa tutan belediye başkanı oldu. Köşe yazarları neden onu manşetlerine taşıyıp eleştirmediler? Ordumuza Meclis çatışı altında bölücü dediler. Niye kimsenin sesi çıkmadı? Bizi milli kimliğimizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de Türk’üm dediğim zaman bir başka gözle bakıyorlar artık. Ben Türklüğü reddeden Müslümanlar’dan değilim, Müslümanlığı reddeden Türkler’den de değilim. Ben Türk oğlu Türküm ve bundan şeref duyuyorum. Ben bu milletin değerlerine sahip çıkacağım ve bu yüzden kendi vatanımda mağdur duruma düşeceğim, bu ülkenin değerlerine küfredenler ise alkışlanacak... Bunu yapanlar kime hizmet ediyor?”

Bunları söyleyen İsmail Türüt.

 

Salladı da yikildi

Gerede berisi

Ölenler öldi gitti

Sefil oldu gerisi.. diyen, depremzedelere ağıtlar yakan kişi. 

Ben nasıl kulunum

Yalnız senden isterim

Ben gelmezsen beri gel

El açmışım beklerim,

Derman sende Allâh’ım,

Çare sende Allâh’ım

Ellere verdiğinden.

Bana da ver Allah’ım diyerek, yalnız Allâh’a sığınılmasını isteyen bir sanatçı. 

“Plân Yapmayın Plân” diyen şarkı sözlerini ekranlara taşıyan  gerçek bir Türkiye sevdalısı.

“Plân Yapmayın Plân” adlı şarkısına yapılan bir klip yüzünden,  hakkında kanuni işlemler yapılması istenilen Türk Milliyetçisi.

İsmail Türüt’ü ,son yaptığı kasetten dolayı sokaktaki halka sordum. Nasıl tanıdınız diye.

İsmail Türüt’ü yalnızca kasetlerden tanıyanlara sordum.

Aldığım cevaplar pek de öyle medya hakimleri tarafından suçlanacak cinsten değildi.

Konuştuğum kişiler daha çok orta yaşlı kişilerdi. Daha doğrusu 30 ile 45 yaş arası.

Bu kişilerin hemen hemen %100’ü “ İsmail Türüt gibileri olmasa hepten biteriz” görüşünü savunuyorlar.

“Ondan Allâh razı olsun. Bazı kesimlere  gerekli gözdağlarını gönderiyor,” diyorlar.

Anladığım kadarıyla halkın %90 nı bu şarkıyı tutmuş. CD’sini  bulup dinlemek istiyorlar.

Ama gel gelelim bizim elit tabakası, bu sanatçımızı sanki PKK ile eşdeğer durumuna soktular.

Sanki devletin temeline dinamit koymuş gibi, ellerinden gelse idam sehpasına oturtacaklar.

Hani bu ülkede özgürlükleri savunuyorduk?

Hani bu ülkede fikir hürriyetini savunuyorduk?

Hani bu ülkede insan haklarını savunuyorduk?

Hani bu ülkede demokrasiyi savunuyorduk.

İşlerine gelince, demokrasinin savunma işini, medyanın elit tabakasından başkası yapamaz oluyor.

İşlerine gelmediği zaman ise, memlekette neden böyle şarkılar yapılıyor, neden bazı vatan hainlerine böyle klipler yapılarak hakaret ediliyor diye,  söylemedik laf bırakılmıyor.

Nerede yaşıyoruz, hangi rejimin etkisinde kalmışız şaşırdık kaldı doğrusu.

Kimlere hizmet ediyoruz beyler. Memlekette binlerce yıkık, atalardan kalan cami varken, bizler kiliselerin imârını yapanları alkışlıyoruz.

Onlarca vakıf, imârethaneler  harabe dururken, biz Meryem anayı, Afrodisyas’ı kurtarmaya çalışıyoruz.

Kimlerin taşeronluğunu yapıyoruz?

Tamam onlar da kültürün bir parçası ama, madem demokrasi var, eşit olmalı değil mi?

Bu memlekette kime inanacağımızı, kime güveneceğimizi bilemiyoruz artık.

Öyle görülüyor ki, globalleşen dünya dediğimiz yaşam merkezinde medyada tekelleşiyor.

Medya bir patronun tekeline itiliyor.

Öyleyse memleketi idare edecek olan hükümetlere ne ihtiyaç var. Nasıl olsa medya yazılı ve görsel olarak ülkeyi pek ala yönlendirebiliyor. Medya kendisini devlet üstünde devlet olarak  gördüğü müddetçe; seçimmiş, sandıkmış, bu kadar harcamaymış, boşu boşuna yapılıyor bence.

Bir de çok sesliliğin olmadığı yerde gelişme olmaz diyoruz.

İşte size çok seslilik kardeşim.

Adam çıkmış, memleket hainleri dediği kişilere şarkı döktürmüş. Bırakın, gocunan varsa, kendileri çıksın, onlarda karşı türkülerle karşılığını versinler.

Sizlere, bizlere ne oluyor anlayamıyorum.

Türüt’ün vatan haini dediği kişiler Türkiye’de ayrı, Amerika’da ayrı konuşuyorlarsa, tabii ki vatan hainleridir.

Esasen medyadaki elit tabakamızın eleştirmesi ve yargıyı göreve çağırması İsmail Türüt gibileri azaltmaz, aksine çoğaltır.

Daha dün Şırnak’tan, Tunceli’den şehitler geldi.

Daha evveli gün Irak’tan  açıklamalar geldi. PKK bu bölgeden temizlenemez diye.

İşte dün Operasyona izin vermiyoruz” denildi.

Medyamız şarkı sözleri  içerisindeki “Fatihalar, Yasinler,bitmez Karadeniz’de” diyen sözlere takılıp kalıyorlar.

Özenilen Avrupa ülkelerinde, söylenen şarkılarla hükümetler devriliyor, bakanlar istifa ettiriliyor; demokrasi oluyor da, Türkiye’de neden olmuyor?

Daha düne kadar bazı medya yazarlarımız “ Kürt hakları” diye takılı kalmamışlar mıydı? Şimdi ne oldu. O takılı kaldıkları Kürt hakları savunucuları “ Kürdistan” diye bağırıyorlar.

İsmail Türüt ve onun gibilerini  eleştirdikçe, bazı yerlere şirin gözükmek pahasına yanlış adımlar attıkça, bende bu şarkının sözlerinin altına imzamı atarım arkadaş.

Bende o zaman bağırırım, “Plân yapmayın plân” diye arkadaş.

Önceki ve Sonraki Yazılar