Gerçek Gazetesi
Mehmet Ali MEŞE
Milliyetçi Hareket Partisi Söke İlçe Başkanı Veysel Öztürk gündemi değerlendirdi. Öztürk, açıklamasında şunları söyledi, “17 Aralık 2013 tarihinde bir operasyon ile başlayan, 11 yıllık perde arkası bir fikrin tezahürü şeklinde ortaya çıkan olaylar üzerinden yaklaşık iki hafta geçti. Takip ettiğimiz gelişmeler, yasama, yargı ve yürütmenin bağımsızlığının bahsedildiği üçüncü sınıf ülkelerde dahi örneğine pek rastlanır tarzdan değil! Ülkemizde yasamanın kural çizicisi hükümet, aynı zamanda yürütmenin atayıcısı ve belirleyicisi. Bütün bu gücü elinde bulunduran hükümet, kendi çıkardığı kanunlar ile sınırını çizdiği yasama alanında, yine kendi atadığı ve Haziran 2013 tarihinde “Gezi Olaylarındaki” uygulamalarından dolayı, bizzat başbakan tarafından “Polisimiz destan yazdı” övgüsüne layık gördüğü emniyet mensuplarını, ne oldu da henüz altı ay tamamlanmadan, devlet içerisindeki illegal bir paralel yapılanmanın üyesi olarak tanımladı.
Aynı paralelde bir olayda yargıda tezahür ediyor. 2007 yılında Türkiye"nin gündemine oturan, “Ergenekon davasının” savcısı olarak görevlendirdikleri Zekeriya Öz"e, yine bizzat başbakan 2009 yılında kendi zıhlı Mercedes S 600 marka aracını tahsis ediyor. 2011 yılında aynı savcıyı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili yapıyorlar. Tarih 28 Aralık 2013. Başbakan Manisa"da düzenlenen mitingde, oluşan genel kanaate göre bahse konu Başsavcı vekiline, “savcı iş takibi yapıyor” etiketini yapıştırıyor.
Fakat etiketlemelerin yapıldığı zamanın 17 Aralık 2013 operasyonları sonucu olması, olaylara ayrı bir anlam katıyor. Şöyle hafızalarımızı bir tazelesek hep aynı nakaratlara rastlayacağız. İktidar; senaryosunu kendi yazıp, oyuncularını kendi belirlediği, yönetmenliğini bizzat yaptığı, finansman kaynağının belirsiz! olduğu filmde, oyuncuların performans yetersizliğini ve ya senaryo dışına çıkışlarını bizlere şikayet ediyor.
* Baştarafı 1"de
Gündem öyle bir hale getirildi ki, muhtemel suç ya da suçlu olma ihtimali olanların sorgulanması yerine, görevli memurların yargılanmasına dönüştü. Bizlerin vatandaş olarak “izlemek” hariç, müdahil olma şansımızın olmadığını bile-bile günah çıkarma babında, adeta çığırtkanlık yaparak olayları her zaman olduğu gibi mevcut şeklinden farklı bir persfektifde bizlere duyuruyorlar. Sevgili Sökeli kardeşlerim; belki mevcut akışa müdahale edemiyoruz, ama bundan sonra yazılacak senaryo ve oynanacak oyunlara müdahil olabilmek ve de kirli gidişe dur! diyebilmek için önümüzdeki ilk adım, Mart 2014 Yerel Seçimleri. Söke"mizden başlayarak temiz bir toplum, kültürüne sahip çıkarak çağdaşlığı bünyesine sindirmiş 7/24 yaşanabilir bir şehir ve “SÖKE"liyim” demenin, bizlere ayrıcalık ve de onur hissettireceği güzel yarınlar için, 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde aynı ortak paydada buluşmak dileği ile”