MEHMET ALİ OKLAY

MEHMET ALİ OKLAY

Osmanlı’nın Çöküşünün Milâdı

Şüphesiz başarısız olan, II. Viyana kuşatmasıdır.
Alman idaresindeki Macarlar, ısrarla Osmanlı’dan yardım istemektedir. Avusturyalılar da 1664 Vasvar Barış şartlarını çiğnemektedirler. Osmanlı sınırlarına saldırıp; yağma-çapul yapmaktadırlar.
Bunun üzerine padişah IV. Mehmet yaklaşık 60.000 kişilik orduyu Viyana önlerine yollar. Tarihler 14 Temmuz 1683‘ü göstermektedir. 2 ay sürecek kuşatma başlamıştır. Ordunun başında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa vardır.
Avrupa’nın çeşitli prensliklerinden yaklaşık 20.000 süvari yardıma gelirler. Müttefik orduları 70.000’e ulaşır.
Müttefik ordularının Viyana’ya girişini engellemek için Merzifonlu, Kırım Hanı Murat Giray’a şehre geçit yeri olan Taşköprü üzerine mevzilenmesini emretmiştir. Bu plân Kırım Hânı’nın ihanetiyle bozulur. Bu ihanet; bu savaştaki 1. ihanettir, sonra bahsedeceğimiz 2. ihanet daha olacaktır.
Önce ilk ihaneti Silahtar Fındıklı Mehmet Ağa’nın Silahtar tarihinden dinleyelim; “Düşman Tuna Nehri üzerinden geçerken, Murat Giray düşman askerine karşı çıkmamış, bir tepeden müttefik güçlerin Viyana’ya yardımına müsaade etmiştir. İmamı bu duruma itiraz ettiğinde ise;
- Sen bu Osmanlı’nın bize ettiği cefayı bilmezsin. Bu düşmanın def’i yanumda lâ-şey idi (basit bir iş idi) ve bilürüm ki dinimize de ihanettir! Lâkin asâletim beni komadı. Anlar da görsünler kendülerinin kaç akça âdem imiş. Tatar kadrin-kıymetini bilsünler! cevabını vermiştir.
İkinci ihanet; Budin Beylerbeyi Arnavut İbrahim Paşa’nın ihanetidir. İbrahim Paşa savaşın başladığı sırada askerini; geri çekerek, Osmanlı saflarının bozulmasına neden olmuştur.
Şayet bu ihanetler olmasaydı, II. Viyana kuşatması belirsizlikle sonuçlanmayabilir, zaferle bitebilirdi. Osmanlı’nın çöküş süreci de başlamayabilir veya gecikebilirdi.
Aslında Osmanlı tarihinin son üç yüz yılı çöküş süreci, kurtuluş çabaları, ihanetler hepsi bir arada yaşanmıştır.
İhanet edenler, ihanetin sebepleri, zamanın ruhu hepsi bir arada değerlendirilerek günümüze yansıyacak sonuçlar çıkarmalıyız.
Mâlum tarih tekerrürden ibaret, çünkü gerekli dersler çıkarılmıyor...
Not: 1- Kırım Han’ının ihanet sebepleri çok iyi analiz edilmeli, Osmanlı’nın Türk’e bakışını göstermesi açısından ibretlik bir hadisedir.
2- Osmanlı’nın kendi soyundan sa devşirdiği devşirmelerle idare tarzının da sorgulanması gereklidir.
3- Nihai gerçek: Güçlü bünyede çıkmayan marazlar bünye güçten düşünce, içerideki mevcut mikroorganizmalar hastalık etkeni olurlar ki; tedavi edilmezse öldürücü sebepler oluştururlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar