E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

OSMANLI DÖNEMİ MEDRESELERİNDE EĞİTİM (2)

Bu medreselerde üç bölümden oluşuyordu. Birinci bölüm Cüzziyat, ikinci bölüm Ulumi Aliye, üçüncü bölüm ise Ulumi Aliyye idi. Şimdi derecelerine göre biraz daha açalım:

DERECELELERİNE GÖRE MEDRESE EĞİTİMİ

1) Cüzziyat: Hesap, hendese, hikmet derslerinden oluşanlara cüzziyet diyoruz. Bunlarda çok ağır olmayan okuma-Yazma, hesap, hendese ve hikmet dersleri okutulurdu.

2) Ulum-i Âliye: (Yüce Bilgiler) Kelam, Belagat, (mania, bedi ve beyan), mantık, sarf ve nahiv dersleri okutulurdu. Bu bölüme yüce bilgiler bölümü deniyordu.

3) Ulum-i Aliye: (en Yüksek Bilgiler) Tefsir, Hadis, Fıkıh, Felsefe gibi derslerdi. Bunlara da Ulum-i Aliye derlerdi. Dersler, belli bir düzen ve sistem programına uygun olarak okutuluyordu. Rusların başlattığı bu göçü durdurmak için bu medrese Mollalarını kullandık. Köy camilerine hutbe gibi destanlar ve gizli mektuplar yazarak gönderdik. Köylere giden mollalar köy camisinde hutbe yerine vatan sevgisini, göç etmemeyi, Rusların bu asimilasyon politikalarına aldanmamalarını anlattık. Bizler buradan gidersek bu güzel vatan Ruslara, Ermenilere ve Gürcülere kalacağını söyledik. Ama bizler sabreder de bu topraklardan göç etmezsek bir gün Anavatana kavuşma olanağımız olacaktır, duygu ve düşüncesini halkımıza yayarak hem yardım ve hem desdek alarak göçü önledik.”

Bu Müderrisler, halk tarafından sayılıp seviliyorlardı. Hemen hemen hepsinde şu ortak özellikler vardı. Bu ortak özellikleri burada incelersek Müderris İbrahim Efendi’nin de özelliklerini bu yolla kavramış oluruz. Bu hocalar:

1) Hocalar, çok güçlü bir bilgiye sahiptiler.

2) Çok sağlıklı bir kişilikleri vardı.

3) Halk veya toplum onları sayıyor ve seviyordu.

4) Halkı kendilerine bağlayıp, güven sağlamışlardı.

5) Halk onları lider olarak tanıyorlardı.

6) Vaazlarında halkı cehennemle korkutup, cennetle sevindirmeden önce, onları tıpkı Yunus gibi, Mevlana gibi dini öğretip sevdirerek, eğiterek, öğreterek, bir hoş görü ortamı yaratarak işe başladılar. Topluma kendilerini kabullendirmenin en önemli sırlarından biri de her şeyin başının Allah rızası olması idi.

Kavasoğlu Müderris İbrahim Efendi de bir çok alim yetiştirmiş bir alimdir. Bunun bilinen en güzel örneği de Adalı Mustafa Bin Hamza’nın hocası olduğudur. Adalı Mustafa Efendi, Birgivi’nin İzharı’na şerh yazmış bir alimdir. Bu veliler Allah sevgisini,saygısını et ve kanları ile yoğurup ruhlarını bu sevgiyle yıkamışlardır. Allah hepimizi şefaatlerine nail eylesin. Amin. 

(BİTTİ)

Önceki ve Sonraki Yazılar