Aydın’da 52 yıl önce kurulan ve her yıl ortalama 2.5 milyon fidanın üretildiği Aydın Orman Fidanlığı’n da görev yapan kadınlar adeta oksijen meleği ve erozyonla mücadele timi gibi çalışıyorlar. Aydın’da toprakla buluşan her fidanda emek ve özverileri bulunan bu kadınlar kendi deyimleri ile her yıl yaklaşık 2.5 milyon fidana analık yapıyorlar.
Elleri daha hassas olması ve bebek gibi bakarak tohumdan fidana dönüştürdükleri her bir ağacın kendileri için çok önemli olduğunu belirten Aydın Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı fidanlıkta yetiştirme işleri tamamen kadınların elinden geçiyor.
1963 yılında kurulan fidanlıkta o dönemde ihtiyaçtan dolayı çalışmaya başlayan kadınların başarısı bugün Aydın’da fidan yetiştiriciliğinde kadınları söz sahibi yaptı. Hassasiyetleri ve fidanlarla olan duygusal bağları dolayısıyla fidan yetiştirme işinin tamamen kadınlar tarafından yapıldığı Aydın Orman Fidanlığı’nda eli kınalı kadınlar severek fidan üretiyor.
“BİTKİLER DE DUYGUSALDIR”
Aydın Orman Fidanlığı’nda 32 yıldır fidan yetiştiren kurumun emektar Oksijen Meleklerinden Hediye Candan, her işte olduğu gibi fidan yetiştirme işinin de sevgiyle yapılmadığında başarıya ulaşmadığını belirtti. Duygu ve sevginin bazı işlerde çok önemli olduğunu belirten Hediye Candan, “Belki bazılarına garip gelebilir ama canlı olan her şey duygusal oluyor. Bir tohumu öfke ile toprağa saçın, bir de sevgi ile toprağa saçın sonucun değiştiğini göreceksiniz. Biz her gün Besmele ile fidanlarımızla selamlaşıp halleşerek işe başlıyoruz. Gerçekten ektiğimiz tohumlar daha güzel fidana dönüşüyor. Yıllık yaklaşık 2.5 milyon fidan üretip bu fidanları gelin eder gibi buradan asıl yerine uğurluyoruz” dedi.
“KADINLAR DAHA TİTİZ VE DUYGUSAL”
Gerek duygusal yaklaşımları gerekse fidanlara bebeklerine bakar gibi bakıp büyütmeleri nedeniyle daha çok kadınların tercih edildiği Aydın Orman Fidanlığı’nda yarım asırdan bu yana üretim yapılıyor. Aylıkla çalışan işçiler olmasına rağmen fidanların başına bir şey geldiğinde çok üzüldüklerini belirten kadın çalışanlar, “Dışarıdan bakıldığında bir erkek işi gibi görülse de bu işi severek yapıyoruz. Belki diğer hemcinslerimiz gibi işe giderken süslenip tırnaklarımızı boyamıyoruz ama, biz fidanlarımızın süslendiğini gördükçe mutlu oluyoruz. Fidan dikip yetiştirmeyen bilmeyebilir ama bizim en büyük keyfimiz ektiğimiz tohumları fidana, fidanların da ormana dönüşmesi. En büyük üzüntümüz de ormanların katledilmesi ve çıkan yangınlar” diye konuştular.