Neden üç parti?

 

Seçim siyaseti çalışmalarında gerek siyasi parti ,gerekse  medya kuruluşlarında üç parti sıkça gündeme getiriliyor.

 

Medyanın yaptığı güdümlü anketlere göre, şu anda seçim olsa, AKP, CHP ve MHP’nin barajı geçeceği doğrultusunda ön yazışmalara yer veriliyor.

 

Siyasi partilerin seçim konuşmalarına baktığımızda ise,  yine aynı kelimeler dökülüyor ağızlardan.

 

Gerek AKP ve gerekse CHP kanadından aday olanlar, konuşmalarında sık sık sarf ettikleri sözleri şunlar oluyor.

 

“Ey benim seçmenim. Barajı geçemeyecek olan partilere oy verip de oylarınızı heba etmeyin. Oylarınızı bizlere verin ki istikrarı yakalayalım. Bu gün DP, GP, SP barajı aşamayacaklar. Onlara oy verip de boşu boşuna tekrar kaos yaratmayın.”

 

Eskilerden beri gelen bir söz vardır. Bilirsiniz. Bir kişiye kör kör diyerek devamlı onun üstüne giderseniz, sonunda o kişi gerçekten kör olur.

 

Şu anda arkasına medyaları alan iki siyasi partinin de yaptığı tek propaganda da bu şekilde. Milletin zihnini bulandıra bulandıra, sonunda sanki istikrarı kendileri sağlayacaklarmış gibi diğer partileri yok sayıyorlar.

 

Bu yapılan lüzumsuz propaganda bu siyasi partilere gönül vermiş seçmenlere hakaret olmuyor mu?

 

2002 yılından bu yana ülkeye istikrar getireceğiz diyen partilerle idare edilmedik mi de,

 

Şimdi yine istikrarı biz sağlarız diyerek, milletin gözünün içine baka baka diğer partiler karalanıyor anlayamıyoruz.

 

Şu gerçek iyi bilinmelidir ki, millet sandık başına gitmediği sürece kimin ne olacağı belli değildir.

 

Bu millet öyle bazılarının  dediği gibi, koyun da değildir. Kararını sandık başında verir.

 

22 Temmuzda kimin baraja takıldığını, kimin geçtiğini göreceğiz. Öyle umuyorum ki, şimdi bu partileri küçümseyenler, 22  Temmuz sonunda utanacaklardır.

 

Geçen yazımda, bu partilere küçümseyen partinin iktidara gelmesi için hangi devlet ve kuruluşların daha çok istediğini yazmıştım. İnşallah yanılıyorum diye de belirtmiştim. Ama dün bir internet gazetesinin yazısında bakınız neler yazıyordu. Aynen yazıyorum.

 

"AKP, diğer partilere göre çok farklı. Azınlıklar konusunda mülayim ve  konuşkan. Sorunları çözmek istiyor. Ama ona izin verilmiyor. Diğerlerine göre daha iyi niyetli. Türkiye’deki tek gerçekçi parti. Alternatifsiz olduğu için büyük oy oranına ulaşıyor. Yine iktidar olur ve akıllı davranmazsa orduya karşı savaş açar. Akıllı davranırsa demokrasiyi açar."

 

Kim söylemiş bunu. Sıkı durun bakınız kim söylemiş.

 

Mahçupyan,

 

Kim bu Mahçupyan? İstanbul’da yayınlanan Ermeni menşe ili AGOP gazetesinin  yayın müdürü.

 

Sayın Mahçupyan’ın, 2002 den beri Türkiye ekonomisinin nerelerden nerelere gittiğini ve nasıl değiştiğini bilmek pek umurunda değil. Onun bir tek isteği vardır,Müslüman mahallesinde salyangoz satmak. Onun için de bazı yerlerden destek almaları gerekiyor. Onun da adresini gayet açıkça vermiş, bu ermeni kökenli gazete sorumlusu.

 

Biz de, değerlendirilmesini yüce Türk milletine bırakıyoruz.

 

Neden sadece üç partinin, gündemde olduğunu daha önceki yazımda birazcık açmıştım.

 

Sözde dostlarımızın, neden bu üç partiyi istediklerini, senaryosunu da  ta Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinden yapıldığını hatırlatarak şunları da eklemek isterim.

 

Sözde dostlarımız, şimdi ki iktidarımızdan memnunlar. O’nun tekrar iktidar olmasını da canı gönülden istiyorlar ve destekliyorlar. Küçücük örneğini yukarıda vermiştim.

 

Eğer bu ihtimalleri başarılı olmazsa ikinci ihtimal, tabiî ki diğer iki parti olacaktır. Sözde dostlarımız, istediklerini gerçekleştirmek için, bu  iki parti ile çalışmanın zor olduğunu gayet iyi bilmektedirler. Ancak ellerinde yıllarca sürdürdükleri İngiliz siyaseti var.

 

Olmazsa olur mantığı ile bu iki partiye kurdurulacak koalisyonda yaratılacak huzursuzluk, sözde dost (? )larımızın işlerini daha da kolaylaştıracaktır. İki zıt görüşlü partinin arasın

Önceki ve Sonraki Yazılar