FARUK HAKSAL
NE DİYORSUNUZ?..
Hukuk, gökten zembille inmez
Yerel koşulların belirlediği bir kulvarın içinde toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için, o toplumun dinamik güçleri tarafından üretilir.
Hukuk, ait olduğu toplumun değerler bütününün kristalize olmuş bir yansımasıdır.
Ve doğal olarak her toplum, tercih ettiği siyasi rejiminin hukukunu yaratır
Emperyalist bir toplumun hukuku ile sosyalist bir toplumun hukuku, birbirlerinden niteliksel farklılıklar gösterirler.
Laik bir toplum ile şeriat ilkelerine uygun olarak üretilmiş bir hukuk da öyle
Türkiye, laik bir Cumhuriyettir, dediğiniz anda da hukukunuzu, laik cumhuriyet yapılanmasını oluşturan ilkelerle donatmak durumundasınız.
Bu ilkelerin tümünü hukukunuzun içinde eriterek Hukuk Devletinizi, tercih ettiğiniz bu değerler sistemi ile oluşturmak zorundasınız.
Anayasal düzeniniz içinde yer alacak olan temel kurumlarını da, tercih ettiğiniz bu değerler sistemi içinde inşa etme sorumluluğu ile karşı karşıyasınız, demektir.
Bilim, toplumda çok/sebepli olarak oluşan olaylara ağırbaşlı bir dinginlik içinde bakar. Ve günlük hayatımız içinde zaman zaman şiddetli sarsıntılar geçirerek yaşadığımız değişimleri soğukkanlı bir tavırla inceler, irdeler
Şu anda ülkemizin içinden geçmekte olduğu kaos ortamı, bu pencereden bakıldığında hiç de anlaşılmaz ya da şaşırtıcı değildir Aslında Atatürk Türkiyesinin zafere ulaştırdığı Anadolu İhtilali sonucunda kurulan rejimdir tartışma masasına oturtulan
Yukarıdan gelen devrimler, şimdi kendi kurumları aracılığı ile ayaklarının üzerinde durmaya çalışmakta ve hayatta kalabilmek için bir ölüm/kalım mücadelesi vermektedir.
Şöyle bir etrafınıza bakınız
Günün gündemini oluşturan olayların satırbaşlarını alt alta toplayınız.
Hedefte, rejimin temel ilkelerini saptayan Anayasa vardır.
Bir alt sırada, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve bir kelime ile Hukuk Düzeni vardır
Rejimin ve Cumhuriyetin temel ilkelerini kültürel ortamda savunan aydınlar Ve silahlı güç olarak koruyan ve kollayan ordu vardır
Peki Sözünü ettiğimiz bu hedefleri belirleyen kimdir; kimlerdir?..
Anayasa Mahkemesi kararı ile, Laiklik karşıtı eylemlerin odağında saf tuan güçler ve onların legal örgütü olan siyasi parti
Siz Cumhuriyetin en temel ilkelerinin karşısındaki eylemlerin odağında yer alırsanız, doğal olarak Cumhuriyetin hukuku ile çelişki durumuna düşersiniz
Eskilerin deyimi ile bu gelişme, eşyanın tabiatı gereği dir.
Başka türlü olması beklenemeyecek olan bir nedenselliğin sonucudur
Eğer Laik Cumhuriyet rejimini kökünden değiştirmeyi hedef almışsanız, kendi deyiminizle, bu gayeye varmak için papaz elbisesi bile giyebileceksiniz!..
Bunda şaşırılacak bir şey yok.
Tabii ki, Cumhuriyetin bekçisi durumundaki Türk Silahlı Kuvvetleri ile hasım durumuna geleceksiniz.
Tabii ki, Yargıtayla, Danıştayla, Anayasa Mahkemesi ile ve diğer Anayasal kurumlarla karşı karşıya geleceksiniz
Ancak, bu noktada öne çıkan yakıcı sorular şunlardır:
. Bu mücadeleden galip olarak çıkacak olan güç hangisi olacaktır?
. Cumhuriyet hukukunu uygulayan kurumlar mı?
. Yoksa bu hukuku kendi hedefleri doğrultusunda değiştirmek için tüm güçlerini ortaya koyan mihraklar mı?
Ve işte size bir son soru:
. Peki, emperyalizm bu kavganın neresinde yer almaktadır?..
Kendisine karşı olan Tam bağımsızlıkçı Cumhuriyet güçlerinin yanında mı?.. Yoksa oluşturduğu, yönettiği ve yelkenlerine nefes üflediği yandaş güçlerin mi?
Yanıtı oldukça zor[!] olan bu soruyu cevaplamayı sizlere bırakıyoruz
Ne diyorsunuz?