PYD'nin başkanı zat-ı şerif, Ankara'da "bir devlet başkanı" gibi karşılanırken, aynı PYD'ye bugün niçin terör örgütü deniyor ve Esad'ın suç ortağı olarak ilan ediliyor?..
Teröristleri aklamak için sınır boylarına Devlet taşınan mobil-adliyeler, şimdi aynı teröristleri ve onları destekleyen yandaşlarını, akademisyenlerini yargılıyor.
Peki ne değişti?.. Ve niye değişti?
Değişen PYD değildir. PKK ve HDP hiç değildir.
U dönüşü yapan AKP'nin stratejisidir; Cumhurbaşkanı'nın, Başkan olma hesabındaki hırstır, manevralardır.
Bu strateji B planıdır.
Eğer A planı olarak "Başkanlık" hedefi, referandum riski üzerinde kilitlenirse, B planı devreye sokulacaktır.
Nedir bu B planının köşe noktaları?
Birileri düşünüyor ki, bu ülkede bölücü siyaset tutmaz; doğrudur.
Kaba ve hamasi milliyetçilik iyi bir siyasi malzemedir; bu görüşün doğruluğu ise, yıllardır ispatlana/gelmektedir.
O zaman, milliyetçiliğe açıktan kara çalan söylemler terk edilecek, halkın milli duygularına hitap eden heyecanlı nutuklar [ve eylemler] sahneye konacaktır.
Kol kola birlikte yürünen yoldaş-HDP karşıya alınacak ve Dolmabahçe Mutabakatı çöp sepetine atılacaktır.
Üstelik, son iki seçim arasında bu strateji denenmiş ve olumlu sonuç vermiştir.
PKK'ya, PYD'ye, HDP'ye saldırılmış ve AKP'nin eriyen oyları, o kısa dönem içinde yeniden canlanma trendine girmiş; HDP gerilemiştir.
Bu yolda devam edilirse... Ve HDP böylece barajın altına süpürülürse... Boşta kalacak Güneydoğu oyları ile zenginleşen AKP'nin oy-borsası tavan yapabilir.
Böylece... Böylelikle ve böyle/böyle... Başkanlığın ışığı ufukta kızarabilir!
Bunun için ne gereklidir?
B planının uygulamasına devam etmek.
PKK ile kanka vaziyetlerdeyken [gösterilen kolaylıklar ve görmezden gelme talimatları doğrultusunda] dağlardan kentlere inerek bu yöreleri silah ve cephanelik deposu getiren, kazılan hendek ve siperlerle sokaklarda savaş mevzileri oluşturan PKK'yı tekrar terörist olarak görmek...
Ülkeyi bir iç-savaş ortamına dönüştürmek.
Gelsin cenazeler, yıkılsın evler, ocaklar, perişan bir durumda göç etsin ahali, sokağa çıkma yasakları, üstü kalın bir çizgi ile çizilen demokratik haklar, yoksulluk, yarınsızlık, dehşet ve şiddet...
Ne için?
İşin esasını kavrayabilmek için şu sorunun yanıtını sorgulamak gerekiyor:
- Eğer PKK gerçekten bir terör örgütüyse, Devlet Habur kapısında ve Dolmabahçe'de ne yapıyordu? Niçin PYD başkanı kanka idi? Bu hendekler nasıl kazıldı? Bu cephanelikler kentlere nasıl yerleştirildi?
-    Ve şimdi... Ne değişti? Neden değişti?