FARUK HAKSAL
- NASILSINIZ?.. İYİ MİSİNİZ?
Tam 92 yıl önce bugün Padişaha artık yeter! denmişti
Muhteşem Süleymanlar devri sona ermiş ve millet kendi kendisini yönetmeye başlamıştı
Kimileri bu önemli hamle ile hâkimiyet, göklerden yer indi, diyor
Kimileri, olanı biteni görkemli bir devrim olarak niteliyor.
Kimileri de kapkara gözlükler ardından bu önemli ve görkemli devrimin bugünkü durumuna çeviriyor bakışlarını ve sesleniyor:
- Bugün 23 Nisan,
Hüzün doluyor insan!..
23 Nisan 1920de yeni Türkiyenin Ankarasında Millet Meclisi açıldı.
Kanun yapma yetkisi Sultandan alındı, halka verildi.
Bugün kanun yapma yetkisi şeklen Türkiye Büyük Millet Meclisindedir.
Şeklen böyledir, çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisini dolduran milletvekillerini tek başına siyasi partilerin genel başkanları belirlemektedir.
Bu kişiler istediklerini ön sıralara çıkartarak, diledikleri kişileri seçtirme imtiyazını tek başlarına ellerinde tutmaktadırlar.
Böylece siyasi parti başkanlarının diledikleri kişilerden oluşan Meclis, çalışmaları sürecinde de özgür değildir.
Hangi kanunların yasalaşacağına karar veren irade, yine siyasi partilerin en tepesinde oturan başkanların iradesidir.
Çünkü Meclis çalışmaları parti disiplini gereğince lider tarafından yürütülür.
Parti disiplini sözcüğünün tercümesi, parti başkanının iradesinin tüm milletvekillerinin iradesine egemen olması demektir
Ayrıca milletvekilleri önlerine gelen kanunlara, evet ya da hayır oyu verirken, mensubu oldukları partinin Grup Kararlarına da uygun davranmak zorundadırlar.
Böylece çok katmanlı bir disiplin altında kendi kişisel özgür iradelerini rafa kaldırmak durumunda kalan milletvekilleri, bu baskı rejimine karşı direnç göstermek isterlerse, partilerinden derhal ihraç edilirler ve bir daha ki dönemde de Meclis çatısını asla göremezler
İşte 23 Nisan 1020 tarihinde Sultanın elinden alınarak halka teslim edilen milli egemenliğin bugünkü acıklı durumu budur
Egemenlik, Sultandan bir devrimle alınmış ve bir karşı-devrim aracılığı ile iktidar partisinin başkanının emrine tahsis edilmiştir.
Devletin bir diğer önemli erki olan yürütmeye gelince Bilindiği üzere, 23 Nisan 1920 öncesinde yürütme organı yine Sultanın sultası altındaydı
Ancak bugün de yürütme organının başı olan iktidar partisinin başkanı, yürütme erkini tek başına dilediği gibi kullanma yetkisini eline geçirmiş bulunmaktadır.
23 Nisan 1920 öncesi yargı kurumları da tümüyle Padişaha bağlıydı
Padişahı [yani yürütme organını] denetleme hakkını elinde bulunduran yargı kurumları mevcut değildi Padişahın ve Padişaha bağlı devlet kurumlarının eylem ve işlemleri yargı denetimine tabi değildi
Bugün de ulaşılmak istenen hedef, bu aynı mekanizmadır
Hâkimlerin özlük hakları ve tayinlerini belirlemekle görevli olan Anayasal kurum olan HSYKya Meclis çoğunluğu kullanılarak el konulmuş, yargının bağımsızlığı tümüyle ve fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Ayrıca Türkiyenin gündemine süreç adıyla monte edilmiş bulunan dış kaynaklı gündem, milletin egemenliğine ambargo koymuş; bununla da kalmamış, millet kavramını Anayasadan çıkartmayı hedef almış bulunmaktadır.
Ve işte bizler, bu nitelikteki 23 Nisanı kutlamak üzere meydanlarda toplanıyoruz
Ve çocuklarımızın sevinçli haykırışlarını hüzünle seyrediyoruz:
- Bugün 23 Nisan/ Neşe doluyor insan
Evet
Biz de bu neşeli haykırışın ardından hepinize soruyoruz:
- Nasılsınız, iyi misiniz?..