Milletvekilliği sırasını beğenmeyip, İyi partiden istifa eden Demirci
Süleyman Demirci; 24 Haziran seçimlerinde İYİ Parti'den milletvekili adayı oldu. Sayın Meral Akşener Demirciyi onurlandırdı, altıncı sıradan aday gösterdi. Peki ‘O’ ne yaptı?
Sıralamadaki yerini beğenmedi, ağız doldura dolusu eleştiri yaptı ve İYİ Parti'den istifa etti.
İYİ Parti üst yönetimine özellikle de Koray Aydın’a siyasete yakışmayan ithamlarda bulundu.
Bilenler bilir!
Daha sonra ne oldu?
Süleyman Demirci, istifa ettiği İYİ Parti'ye geri döndürüldü ve beklemeye alındı.
İl Başkanı Cemal Sarı idi ve partisini yerel seçimlere hazırladı ve taşıdı.
CHP ve İYİ Parti birlikte VOLTRAN'ı oluşturdu ve tüm güçleri ile Aydın için çalıştılar. Vatandaşın takdirini kazandılar.
Bu birliktelik bazı siyasetçileri rahatsız etti.
Bu durumdan rahatsız olanlar İYİ Parti'nin içine yerleştirdikleri Truva atlarını harekete geçirdi.
Süleyman Demirci ikna edildi veil başkan adayı yapıldı.
Çünkü, CHP ve İYİ Parti'nin uyumlu çalışmasına son verilmeliydi.
Peki nasıl olacaktı bu?
Demirci’ye "haydi çık meydana" denildi ve tülü gezdirir gibi ilçe gezileri düzenlendi ve konuşmalar yaptırıldı.
Süleyman Demirci; siyaseti İYİ Parti ve CHP’nin uyumlu çalışmasının üzerine kurdu ve bunun böyle gitmeyeceğini ifade etmeye başladı.
Demirci; İl Başkanlığı koltuğuna oturabilmek için ağzına geleni söylüyordu ve Millet İttifakına zarar vermeye başlamıştı.
Gözünü koltuk hırsını bürümüş, önce il başkanı sonra da milletvekili olma hayalleri kurmaya başlamıştı.
Propogandasını Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun üzerine kurmuştu ve şöyle söylüyordu; "Cemal Sarı partiyi yönetemiyor, hatta Büyükşehir Belediyesine randevu almadan gidemiyor ama ben çat kapı giderim. Eğer kabul etmezse açarım kapıyı girerim"
Bu şekilde gerçek dışı söylemlerde bulunuyor ve naralar atıyordu.
Duyumlara göre; "Büyükşehir Belediyesini ben idare edeceğim, (küçük gruplarda) il başkanı olarak benim sarı binada odam olmalı" diye ifade ettiği bile söyleniyor.
Sonuçta Süleyman Demirci il başkanı seçiliyor ve koltuğa oturuyor.
Seçimlerde verdiği sözleri yerine getirmesi için Truva atları baskı oluşturmaya başlıyor.
Bu baskı bilinçli yapılıyor ve amaçta İYİ Parti ile Başkan Çerçioğlu’nun arasını açmaktır.
Demirci yoğun baskı altında bırakılıyor ve Çerçioğlu’ndan randevu alıp, makama gidiyor.
Duyumlarıma göre; bir takım istekleri de kabul görüyor.
Truva atları bu duruma çok sinirlenirler.
CHP ittifak ruhu içinde çalışmalarına devam ederken, Demirci ise siyasette çok acemi olduğu için hata yapmaya başlar.
Nedir bu hatalar dersiniz!
Aklına ilk geleni ve kendisine söyleneni yapıyordu.
İl kongresinde verdiği sözleri yerine getiremiyordu.
CHP'li Belediye Başkanı Çerçioğlu Yönetimindeki BŞB’yi bırakın İYİ Partili başkanların Yönetimindeki Nazilli ve İncirliova Belediyesi için verdiği sözleri bile yerine getiremedi.
Krizi yönetemiyordu ve kendisini göreve getirenlere "ben istifa edeceğim" demeye başlar.
Truvava atının içine kümelenen kişiler, bir kez daha yönlendirir.
"Madem ki, bol keseden attığın sözleri yerine getirmiyorsun ve bu durum seni yıpratıyor, o zaman çık basının önüne, CHP’yi ve Başkan Çerçioğlu’nu eleştir eleştirebildiğin kadar. Hiç olmazsa bu şekilde teşkilatın gözüne gir" derler.
Bu fikir Demirci’nin de işine gelir.
İlçe ziyaretlerindeki görünüme bürünecektir.
İlk önce servetli bir kişi tarafından muhatap alındı ve Demirci'nin sözleri yazılmaya başlandı sonra da devreye başka gazeteciler de sokuldu.
Röportaj yaptı rahat durmuyordu!
Süleyman Demirci için artık cin şişeden çıkmıştı.
CHP’ye ve Çerçioğlu’na yönelik aslı olmayan, gerçek dışı söylemlerde bulunmaya başladı.
Demirci artık kontrolden çıkmıştı ve kesinlikle dizginlenemiyordu.
CHP’liler ittifakın devamı için hiç bir şekilde seslerini çıkarmadılar.
İYİ Parti Milletvekili Adnan Sezgin ve İYİ Parti Belediye Başkanları devreye girdiler ve de bir ara ortamı sakinleştirdiler.
İYİ Parti İl Başkanının söylediği sözler, bırakın bir siyasi kişiyi, hiç kimsenin söylememesi gereken sözlerdi.
Demirci’nin ağzından adeta köpükler çıkıyordu.
Siyasette çok tecrübeli olan Çerçioğlu yaşananları sessizce izliyordu.
Hem kendisi hem de CHP örgütleri tek kelime söylemiyordu.
Çerçioğlu siyaset dersi veriyordu.
Bu süreçte CHP İl Başkanı Ali Çankır parti tabanına hakim olduğunu ispatladı.
Hiçbir CHP’li cevap vermiyordu.
Bu arada Cumhur İttifakını temsil eden AKP ve MHP ellerini ovuşturmuş bekliyordu.
"CHP ne yapacak ve nasıl bir hamle gelecek?" diye merak içerisindelerdi.
Karşılarında akıllı ve tecrübeli bir siyasetçi Özlem Çerçioğlu vardı ve asla CHP ve İYİ Parti tabanını karşı karşıya getirmedi.
Çerçioğlu kendisine oynanan oyunu farketmişti.
Tahmin ediyorum ki, bu oyunun aktörlerini de isim isim biliyordu.
Bir daha ki yazımda gelin bu isimleri hep beraber tahmin edelim...
Durmuş Tuna
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.