Dağ köylülerinin acı ve tatlı olarak isimlendirdiği iki türü bulunan kuşkonmaz, Ege’nin dünyaca ünü zeytinyağıyla birleşince doyumsuz bir tada dönüşüyor. Kuşkonmazın yemeğini hazırlama da ciddi bir birikim ve tecrübe gerektiriyor. Olay otun sert kısmı ile yumuşak olan kısmının ayrılması ile başlıyor. Eğer sert kısım, pişecek olan yumuşak kısmın içine katılırsa hem pişmesi geç olduğundan hem de yeterince yumuşamadığından yemeğin lezzetini bozuyor. Sade, yumurta, pırasa veya soğan katılarak az yağlı teflon tava veya çelik tencerede kavurması lezzetli oluyor. Kavurma hazırlanırken tahta kaşıkla karıştırılması, kaşığın pişirme kabına vurulmaması ise önemli bir ayrıntı. Yoksa yemek acı oluyor.
YILDA SADECE 1-2 AY YETİŞİYOR
Mart ayının başlarından itibaren Pazar tezgahlarındaki yerini almaya başlayan kuşkonmaz, yılda sadece 1-2 ay yetişmesi nedeniyle bu lezzeti tatmak isteyenler tarafından büyük rağbet görüyor. Aydın’ın dağ köyleriyle özellikle Nazilli’de bolca bulunan ve tüketilen kuşkonmaz bitkisinin insan sağlığına faydaları da saymakla bitmiyor.
HAMİLELER VE YENİ ANNE OLMUŞ KADINLARIN TÜKETMESİ GEREKİYOR
Kuşkonmazn halk arasında ‘Eneç, sarmaşık yada tilki kuyruğu’ gibi farklı isimlerle de anılmakta olduğuna işaret eden Nabız Sağlıklı Yaşam Derneği Başkanı Dr. Orhan Şahin, “Hassas çok yıllık otsu bir bitki olan kuşkonmaz; magnezyum, sodyum, demir, bakır, fosfor, selenyum, çinko, kalsiyum ve mangan gibi mineraller açısından zengin bir kaynaktır. C vitamini, K vitamini, B6 vitamini, A vitamini, tiamin ve niasin gibi vitaminler de bu bitki içerisinde yeterli miktarda bulunur. Mineral ve vitamin yönünden oldukça zengindir. Bu da vücudun ihtiyacı olan maddelerin temininde önemli bir besim maddesidir. Lifli yapısı özellikle kabızlık çeken hastalar için bağırsakları çalıştırması yönüyle tavsiye edilmektedir. Hamileler ve yeni doğum yapan annelerin bilhassa tüketmesi gereken yiyeceklerdendir" dedi.