Küresel Yalanlar
Irak'tan sonra İran'ın da işgalinin hedeflenmesinin asıl nedeni, yarı bağımsız en büyük petrol üreticilerinin enerji piyasası açısından rekabet oluşturmasının engellenmesidir.
Derleyen: TUFAN DİNARLI *Önceki sayıdan devam Irak'tan sonra İran'ın da işgalinin hedeflenmesinin asıl nedeni, yarı bağımsız en büyük petrol üreticilerinin enerji piyasası açısından rekabet oluşturmasının engellenmesidir. Zaten son 30-40 yıla bakarsanız, bu ülkeler yıllardır ya savaşıyorlar, ya da ambargo altındalar. PEKİ YAŞADIĞIMIZ LOKAL-BÖLGESEL KURAKLIK VE İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ NEDEN OLUYOR? Çok basit: Artık ve son 30-40 senedir sistem ve en azından G8, dünya iklimi ile oynama lüksüne sahip. Dolayısıyla istediği yere yağmur yağdırıp, istediği yerde kasırga (örn: zengin Florida'yı vuracak Katrina kasırgası fakir New Orleans'ı vuruyor) oluşturabiliyor. Ve istediği yerde kuraklık olmasını sağlayabiliyor ve bunun doğal sonucu olarak da, doğal iklim ile bu kadar oynandığında, bölgesel iklim değişiklikleri kaçınılmaz oluyor. ÖNEMLİ OLAN KONU, İKLİMİN İNSAN ELİYLE KONTROL EDİLMESİNE ENGEL OLACAK BİR MEKANİZMA OLMAMASI, çünkü herşeyden önce bu konu bilimsel bir platformda tartışılmıyor, bilimsel yayınlarda yer almıyor, bilim adamları konu ile ilgili çalışmaların olduğunu bile açıklamıyorlar. Konu zaten yok varsayıldığından, politik platformlarda hiç yer bulmuyor ve bunun sonucu olarak biz de salak salak daha az su ve elektrik kullanarak iklim değişikliklerinin önlenebileceğine inanıyoruz. Bu konuda düşünmek, araştırma yapmak, düşüncelerini ifade etmek, politika üretmek yasaklanıyor. Avrupa'da şu anda bireylere büyük vergiler getiriliyor. İnsanlara hatta küçücük çocuklara çevreci terörü işkencesi yapılıyor (bu sübyancılıktan çok daha büyük bir tehdit çocuklar için-öcülerle büyüyen anne ve babalarınızın ve onların büyüklerinin psikolojik analizini yaparsanız daha iyi anlarsınız) ve medeni dünya bunu teşvik ediyor. İnsanlara çevreci diye yeni ürünler pazarlanıyor ve bunların tüketimi teşvik ediliyor. Bu arada çevre tabi ki daha da kirleniyor ama kime ne? Kimseye yeni bir çevresel yapılanma-türlerin üremelerinin desteklenmesi dünyanın global düzeyde yeniden ormanlaştırılması ciddi bir şekilde özellikle fakir ülkelerde nüfus planlaması yapılması için eğitim ve teşvik amacıyla kaynakların ayrılması bireylerin refahı, sağlığı, çevrenin korunması için bilimsel araştırılmalara kaynak ayrılması gerçek çevre dostu enerji sistemlerinin geliştirilmesi gibi önlemler önerilmiyor. Aksine bireylere yeni vergiler, yeni yaptırım ve cezalar, nükleer enerji gibi ekonomik ve çevresel açıdan tehlikeli alternatifler, tarımsal ve sanayi üretiminin sınırlandırılması, daha fazla işsizlik ve daha az kaynak kullanımı öneriliyor. Size önerilen, ÇEVRE için ÇEVRE adına ÇEVREYİ daha çok kirletecek ve sizin özgürlüklerinizi daha da sınırlandıracak bir ekonomik-siyasi sistemi desteklemeniz. BEN BUNA ÇEVRECİ TERÖRÜ DİYORUM. Bu politikaların aktörü olan herkes, yani bu sözde çevreciler, bilinçli veya bilinçsiz olarak (insanların bilinçsiz olmaları onları suçsuz yapmaz; zira bomba eylemcilerinin çoğu da aynı şekilde bilinçsiz idi) teröristtir ve insanlık adına durdurulmaları gereklidir, çünkü yaptıkları fiilen terördür. Ancak maalesef insanlığın veya insanların (yani bireylerin) politika oluşturma konusunda herhangi bir erkleri yok. Yapılabilecek tek şey, bireylerin yaşadıkları dünyayı ve sözde gerçekleri sorgulamasının sağlanması ve uyandırılmalarıdır. Ben de yazdıklarımla elimden geldiğince bunu yapmaya çalışıyorum. Herkese günaydın! DİPNOT: Çok önemli olduğu için bilgi sahibi olmayanlar açısından TERÖRİZMİN amacı, insan öldürmek, bombalama eylemi yapmak veya binaları yıkmak vs değil, toplumlarda korku uyandırmak, insanları bu şekilde etkilemek ve baskı altına almaktır. Yine lanse edildiği şekilde terör bireysel veya siyasi grupların kullandığı bir araç değil, devletlerin ve onların istihbarat kuruluşlarının kullandığı bir araçtır. Terörün hedef kitlesi insanlardır ve genel olarak toplumlardır. Terörü uygulayan bilinçli (istihbaratçılar) veya bilinçsiz (idealist dogmalara inanan ve kullanılan) bireylerdir. Ama terörü kullanan, devletleri ve asıl olarak sistemi yöneten güçlerdir. Gerçek savaş, insanlar ile insanları besi hayvanı gibi gören sistem arasındadır. -Bitti-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.