Küresel Yalanlar

Küresel Yalanlar

Dünyanın küresel sıcaklığında en önemli ve aslında tek etken doğal olarak güneş, ama biz güneşi görmezden gelip, insanoğlunu evrenin hakimi yapıyoruz

Derleyen: TUFAN DİNARLI *Önceki sayıdan devam 4-Küresel iklim, büyük oranda solar değişikliklere bağlı ve hem bilgi düzeyinde, hem de kontrol düzeyinde, bu konuda insanoğlu olarak pek ileri değiliz. Son dönemdeki ısınma sadece dünyada değil, tüm güneş sistemi gezegenlerinde görülüyor. Dünyanın küresel sıcaklığında en önemli ve aslında tek etken doğal olarak güneş, ama biz güneşi görmezden gelip, insanoğlunu evrenin hakimi yapıyoruz (şizofren bir yaklaşım bu, ama evreni yaratan tanrıların çocukları olduğumuz iddiasında olan tek tanrılı dinler açısından (bakınız: tevrat-yaratılış=genesis) sorun teşkil etmiyor ve doğal olarak bonlara inananlar bu saçmalığa da inanıyorlar). KÜRESEL YALAN 7- KÜRESEL ISINMA İNSAN KAYNAKLI Sözde tarafsız IPCC komisyonunun elde ettiği verilere dayanılarak, bu konuda söylenecek hiçbir şey yok. Zira 1940'lara kadar görülen 100-150 yıllık küresel ısınma da, 1940'lardan sonraki 40 yıllık küresel soğuma da, bu teori ile çatışıyor. Fosil yakıt tüketiminin çok sınırlı olduğu 1850-1940 arası küresel ısınmanın insan etkisi ile olduğunu iddia etmek mümkün değil. Bu durumda başka bir neden olmalı. Yine 1940-1975 döneminde küresel soğuma olması da, nedenin insan kaynaklı sera gazı emisyonu olmadığını doğruluyor. Bunun dışında da geçmişe dönük endüstrileşme öncesi tahmini CO 2 değerleri incelendiğinde, bu değerlerin belirgin bir eğilim olmaksızın değişmekte olduğu görülüyor. 1980-2000 yılları arasında ise dünyada ekonomik durgunluk olmasına karşın son yüzyılın en sıcak değerleri elde edilmiş. Sonuç: Herhangi bir dönem için küresel sıcaklık değişiklikleri ile endüstrileşme arasında herhangi bir korelasyon yok. PEKİ KÜRESEL ISINMA YALANI NE İŞE YARIYOR? 1-TERÖR SALDIRISI-insanlar sürekli olarak ve global düzeyde bir teröre maruz bırakılıyor. Bombalama eylemlerini gerçekleştirenler, bu eylemleri ne amaçla gerçekleştiriyorlarsa, aynı nedenlerden dolayı çevreci adı altındaki istihbarat operasyonları, bu çevreci terörünü insanların üzerine salıyorlar. Terör bahanesi ile insanların bireysel özgürlükleri kısıtlanıyor. İnsanlar politika üretemiyor ve haklarını savunamıyorlar. Sistem insanları köleleştiriyor. Terör, ister bombalama eylemi olsun, ister çevreci terör olsun, aynı amaca hizmet ediyor. İnsanların düşünme, ifade, yaşama, politika yapma, çözüm üretme vs. özgürlüklerini sınırlandırıyor. 2-YENİ BİR PAZAR-Kapitalist, tekelci, anti-liberal ekonomik sistem, mevcut haliyle çökmeye mahkum ve çöküşünü geciktirmeye çalışıyor. Sorun herkesin pazarlamacı olduğu ve herkesin yavaş yavaş sömürülen değil sömüren olmaya çalıştığı bir sömürü sisteminin devamının sağlanması ve bu aslında imkansız; zira herkesin sömürdüğü bir sistemde sömürülen kalmaz. Bunun devamı için gereksiz tüketimin pompalanması lazım ki, küresel ısınma yalanı kendi başına inanılmaz bir tüketim pazarı oluşturuyor. Daha iyi, daha kaliteli, daha dayanıklı tüketim maddeleri yerine, sözde daha çevreci tüketim maddeleri piyasaya sürülüyor ve bu şekilde sistem sömürülecek yeni bir pazar buluyor: çevreciler ve ÇEVRECİ ÜRÜNLER PAZARI. Aslında çevreye verdiğimiz zararın iki nedeni var. A-NÜFUS ARTIŞI B-KİŞİ BAŞINA DÜŞEN KAYNAK KULLANIM MİKTARININ ARTMASI. Ama sistem ikisini de teşvik ediyor. Daha kaliteli ve uzun ömürlü ürünler yerine, daha kalitesiz ve dayanıksız ürünlerin üretilmesi, daha çevreci ürünlerin üretilmesi ve hatta bireylere dayatılması, sadece gereksiz tüketimi teşvik ediyor. Bu durum çevreye daha çok zarar veriyor, ama sistemin devamını sağlıyor. 3-REKABETİ YOK EDİYOR-Çevreci terörünün bir başka etkisi, üçüncü dünya ülkelerinden, yani fakir güney ülkelerinden gelecek rekabeti dizginlemeye yarıyor. Sistem hali hazırda egemen olan tekeller arası kaynak paylaşımı mücadelesini bile kaldıramazken, G8 dışı ülkelerden gelecek rekabeti asla kabul etmek istemiyor ve bu ülkelere hem enerjiyi çok daha yüksek fiyata pazarlıyor, hem de onların üretimini ve ihracatını sınırlandırıyor. Bu şekilde üçüncü dünya ülkelerinin global kaynak tüketiminin azaltılması bplanlanıyor. Zaten 21. yüzyılda öngörülen kuzey güney savaşı; yani zengin kuzey ülkeleri (G8) ile fakir güney ülkeleri arasındaki kaynak kullanım savaşı, ekonomik düzeyde (tarım ve sanayi ürünleri üretimi ve ihracatı konusunda) ÇEVRECİ VE KÜRESELCİ TİCARET DAYATMALARI ile zengin ülkelerdeki tekellerin çıkarına gerçekleşiyor. 4-ENERJİ FİYATLARI VURGUNU-En basitinden enerji krizi yaratarak, enerji fiyatlarını istedikleri gibi ve rekabet ortamından etkilenmeden ve rekabeti büyük oranda sınırlandırarak, arttırıyorlar. Dünya piyasalarının giderek artan oranda tekelleşmesi, Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinin herşeylerinin ellerinden alınması, Rusya'nın tamamen tükenmiş olmasına karşın salt enerji piyasasındaki vurgundan yararlanıp enerji tekeli kurarak yeniden diriliği, enerji piyasalarında gerçekleşen inanılmaz kar oranları sonucunda elde edilen vurgun karının global düzeydeki sonuçlarıdır. * Devam edecek

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.