E. TURGUT TEKİN
KÖY ENSTİTÜLERİNDEN YETİŞENLERİN EĞİTİM İÇİN GÖRÜŞLERİ
TONGUÇ VE KÖYDE YETİŞENLER
Önceki sayıdan devam
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim
Kuruluşunun 50. yılında, "EGT-DER" bir kitap yayınladı. 1. Baskısı Nisan 1990 yılında Ankara'da yayınlandı. Bu kitapta birçok uzman yer alarak Köy Enstitüleri'ni tanıtan yazılar, makaleler, araştırmalar yazdılar. Bugün bu yazılardan birkaçını sizlere okuma imkanı vermek amacıyla yayınlıyoruz. Bölüm sonunda yayınlıyamadığımız yazarlarla yazılarının bir listesini sunacağız. Kitabın sunumunda "EGTDER" şu açıklamayı yapıyor. Dilerseniz bu açıklama ile bu bölüme giriş yapalım:
"Köy Enstitüleri üzerine çok şey söylendi, yazıldı. Bundan sonra da söylenecek ve yazılacaktır.
Ancak çağdışı, bilim dışı, demokratik, eğitimden yoksun, özerk olmayan üniversitelerimiz, bu ulusal eğitim kurumlarımızla ilgilenmemişler, bilimin ışığını, araştırma ve incelemenin objektifini onların üzerine taksit etmemişlerdir. Birgün gerçek anlamda özerk üniversitelerimiz oluştuğunda, YÖK denen demokrasinin kılıcı bilim kurumlarımızın üzerinden karanlık ellerini çektiğinde, Köy Enstitüleri de bilimin ekranına gerçek anlamıyla yansıyacaktır.
EĞİTDER'in kısıtlı olanaklarıyla hazırlanan bu kitap ve ellinci yıl kutlamaları bu doğrultuda atılan ilk adımdır.
Bu yapıtın hazırlanmasında, kutlama programının hazırlanıp hayata geçmesinde hizmeti geçen Talip Apaydın, Mahmut Makal, Ali Dündar, Ali Yılmaz, Dursun Kul, İsmail Başbuğ, Engin Tonguç ve Niyazi Altunya'ya,
Yine kitabın basımında yardımcı olan Köy Enstitüsü öğretmenlerirıden Remzi Özyürek'e,
O döneme ilişkin fotoğrafların büyütülüp sergiye hazırlanmasında yardımcı olan Cumhuriyet Gazetesi'ne,
En içten teşekkür ederiz.
Tarih gerçekleri geçte olsa birgün mutlaka gün ışığına çıkaracaktır. Bu nedenle bizim acelemiz ve telaşımız yok. Barıştan, eşitlikten, üretimden, demokratik katılımı bir oya gibi işleyerek demokrasiyi öğrencilerine yaşatarak öğreten bu kurumların kurulmasında hizmeti geçen temelinde, harcı ve duvarında tuğlası bulunan herkesi, baş mimarları olan Tonguç ve Hasan Ali Yücel'i, Anadolunun yağız, yürekli, bilinçli köy çocuklarına, onlara gönül veran herkese en içten saygılar sunuyor, yeni bir aşamaya ulaşan ve Köy Enstitüsü ruhunun bir devamı olan öğretmenlerin sendikalaşması savaşımına omuz vermeye çağırıyoruz.
Saygılarımızia, EĞiT- DER
ÖZGÜRLEfiME EYLEMi:
KÖY ENSTiTÜLERi
Mehmet Başaran
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra halk egemenliğine dayalı çağdaş bir devlet kurmaya yönelmişiz. Ama aradan yarım yüzyılı aşkın bir süre geçtiği 1946'dan bu yana çok partili yaşam (kesintilerle de olsa) sürdüğü halde, seçmenlerimizin küçümsenmeyecek bir bölümü parmak basarak belirliyor istencini. Kendi çıkarları doğrultusunda oy kullanabilme aydınlığından, bilincinden yoksun bırakılmış, eğitim hakkına kavuşturulmamışlar.
Eğitimin Politikasını egemen güçler saptar
Siyasal ve ekonomik güç sahipleri, kaymağını yedikleri düzenin değişmesini, güçlerini yitirmeyi istemezler. Eğitilecekler, bu durumu olağan sayacak, sürdürecek nitelikte eğitilmelidirler. Egemenlerin izlediği eğitim politikasının amacı budur. Tüm iletişim araçları da bu doğrultuda işletilir, eğitim kurumları egemen ideolojiyi yükleme aracı olarak kullanılır. Devlet değişmez, soyut bir güç olarak belletilir ahlak, gelenek, manevi değerler, ulusal çıkarlar" gibi kavramlar ardına gizlenilerek, düpedüz sınıfsal eğitimdir; düzeni yeniden üretmektir politikaları. Planı, izlencesi, dili, kitabı buna göre düzenlenir.
Mehmet Başaran
BAfiARAN, Mehmet. fiair ve yazar (Ceylan/Lüleburgaz 1926) Kepirtepe ve Hasanoğlan Köy Enstitülerini bitirdi (1946). Antalya (Aksu) Köy Enstitüsü'nde öğretmenlik, gezici başöğretmenlik, ilkokul ögretmenliği yaptı. İstanbul Halk Eğitim Teşkilatı'nda çalıştı. Daha sonra stanbul ortaokullarında Türkçe öğretmenliği görevini sürdürdü.
Yazıları ve şiirleri Köy Enstitüleri, Yücel, Varlık, Yeditepe, Yön, İmece, Yeni Ufuklar, Yansıma ve Yeni dergi gibi dergilerde yayımlanan Başaran, Köy Enstitülerinden yetişen şair ve yazarların tipik özelliklerini gösterir. Hatta Enstitütü neslinin şiirdeki temsilcisi sayılabilir, İlk eserlerinin eksenini okul sevgisi, Atatürk sevgisi, yenileşme modernleşme sevgisi ve bu sevgileri köye getiren Enstitüden beklenilen hamleler doldurmaktadır. Daha sonraki eserlerinde şehir-köy-gecekondu meseleleri verilmeye çalışılmıştır, son eserlerinde ise ideolojik muhteva, basmakalıp biçimler içinde kendini hissettirir; Vietnam'dan Almanya'ya uzanan samimiyetten uzak şematik sınıf çözümlemelerine gider. fiiirlerinde görülen bu özellikler öğretmenlik hatıraları ile birleşerek Başaran'ın hikayelerinde de devam eder. Eserleri. şiir kitapları: Ahlat Ağacı (1953), Karşılama (1958), Nisan Haritası (1960), Kocakent (1963), Pıtraklı Memleket (1969), Gök Ekin (1975). Hikaye ve hatıralar: Çarığımı Yitirdiğim Tarla (köy notları 1955), Aç Harmanı (1962), Zeytin Ülkesi (1964), Sürgünler (1970), Elif diye bir türkü (1976, TRT Başarı Ödülü 1970), Tonguç yolu (Köy Enstitüleri ile ilgili denemeleri, 1974). Ayrıca çocuk kitapları da yazmıştır.
Ama "Özgürleşme Eylemi" durdurulamaz
Derebey
KÖY ENSTİTÜLERİNDEN YETİŞENLERİN EĞİTİM İÇİN GÖRÜŞLERİ
TONGUÇ VE KÖYDE YETİŞENLER
Önceki sayıdan devam
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim
Kuruluşunun 50. yılında, "EGT-DER" bir kitap yayınladı. 1. Baskısı Nisan 1990 yılında Ankara'da yayınlandı. Bu kitapta birçok uzman yer alarak Köy Enstitüleri'ni tanıtan yazılar, makaleler, araştırmalar yazdılar. Bugün bu yazılardan birkaçını sizlere okuma imkanı vermek amacıyla yayınlıyoruz. Bölüm sonunda yayınlıyamadığımız yazarlarla yazılarının bir listesini sunacağız. Kitabın sunumunda "EGTDER" şu açıklamayı yapıyor. Dilerseniz bu açıklama ile bu bölüme giriş yapalım:
"Köy Enstitüleri üzerine çok şey söylendi, yazıldı. Bundan sonra da söylenecek ve yazılacaktır.
Ancak çağdışı, bilim dışı, demokratik, eğitimden yoksun, özerk olmayan üniversitelerimiz, bu ulusal eğitim kurumlarımızla ilgilenmemişler, bilimin ışığını, araştırma ve incelemenin objektifini onların üzerine taksit etmemişlerdir. Birgün gerçek anlamda özerk üniversitelerimiz oluştuğunda, YÖK denen demokrasinin kılıcı bilim kurumlarımızın üzerinden karanlık ellerini çektiğinde, Köy Enstitüleri de bilimin ekranına gerçek anlamıyla yansıyacaktır.
EĞİTDER'in kısıtlı olanaklarıyla hazırlanan bu kitap ve ellinci yıl kutlamaları bu doğrultuda atılan ilk adımdır.
Bu yapıtın hazırlanmasında, kutlama programının hazırlanıp hayata geçmesinde hizmeti geçen Talip Apaydın, Mahmut Makal, Ali Dündar, Ali Yılmaz, Dursun Kul, İsmail Başbuğ, Engin Tonguç ve Niyazi Altunya'ya,
Yine kitabın basımında yardımcı olan Köy Enstitüsü öğretmenlerirıden Remzi Özyürek'e,
O döneme ilişkin fotoğrafların büyütülüp sergiye hazırlanmasında yardımcı olan Cumhuriyet Gazetesi'ne,
En içten teşekkür ederiz.
Tarih gerçekleri geçte olsa birgün mutlaka gün ışığına çıkaracaktır. Bu nedenle bizim acelemiz ve telaşımız yok. Barıştan, eşitlikten, üretimden, demokratik katılımı bir oya gibi işleyerek demokrasiyi öğrencilerine yaşatarak öğreten bu kurumların kurulmasında hizmeti geçen temelinde, harcı ve duvarında tuğlası bulunan herkesi, baş mimarları olan Tonguç ve Hasan Ali Yücel'i, Anadolunun yağız, yürekli, bilinçli köy çocuklarına, onlara gönül veran herkese en içten saygılar sunuyor, yeni bir aşamaya ulaşan ve Köy Enstitüsü ruhunun bir devamı olan öğretmenlerin sendikalaşması savaşımına omuz vermeye çağırıyoruz.
Saygılarımızia, EĞiT- DER
ÖZGÜRLEfiME EYLEMi:
KÖY ENSTiTÜLERi
Mehmet Başaran
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra halk egemenliğine dayalı çağdaş bir devlet kurmaya yönelmişiz. Ama aradan yarım yüzyılı aşkın bir süre geçtiği 1946'dan bu yana çok partili yaşam (kesintilerle de olsa) sürdüğü halde, seçmenlerimizin küçümsenmeyecek bir bölümü parmak basarak belirliyor istencini. Kendi çıkarları doğrultusunda oy kullanabilme aydınlığından, bilincinden yoksun bırakılmış, eğitim hakkına kavuşturulmamışlar.
Eğitimin Politikasını egemen güçler saptar
Siyasal ve ekonomik güç sahipleri, kaymağını yedikleri düzenin değişmesini, güçlerini yitirmeyi istemezler. Eğitilecekler, bu durumu olağan sayacak, sürdürecek nitelikte eğitilmelidirler. Egemenlerin izlediği eğitim politikasının amacı budur. Tüm iletişim araçları da bu doğrultuda işletilir, eğitim kurumları egemen ideolojiyi yükleme aracı olarak kullanılır. Devlet değişmez, soyut bir güç olarak belletilir ahlak, gelenek, manevi değerler, ulusal çıkarlar" gibi kavramlar ardına gizlenilerek, düpedüz sınıfsal eğitimdir; düzeni yeniden üretmektir politikaları. Planı, izlencesi, dili, kitabı buna göre düzenlenir.
Mehmet Başaran
BAfiARAN, Mehmet. fiair ve yazar (Ceylan/Lüleburgaz 1926) Kepirtepe ve Hasanoğlan Köy Enstitülerini bitirdi (1946). Antalya (Aksu) Köy Enstitüsü'nde öğretmenlik, gezici başöğretmenlik, ilkokul ögretmenliği yaptı. İstanbul Halk Eğitim Teşkilatı'nda çalıştı. Daha sonra stanbul ortaokullarında Türkçe öğretmenliği görevini sürdürdü.
Yazıları ve şiirleri Köy Enstitüleri, Yücel, Varlık, Yeditepe, Yön, İmece, Yeni Ufuklar, Yansıma ve Yeni dergi gibi dergilerde yayımlanan Başaran, Köy Enstitülerinden yetişen şair ve yazarların tipik özelliklerini gösterir. Hatta Enstitütü neslinin şiirdeki temsilcisi sayılabilir, İlk eserlerinin eksenini okul sevgisi, Atatürk sevgisi, yenileşme modernleşme sevgisi ve bu sevgileri köye getiren Enstitüden beklenilen hamleler doldurmaktadır. Daha sonraki eserlerinde şehir-köy-gecekondu meseleleri verilmeye çalışılmıştır, son eserlerinde ise ideolojik muhteva, basmakalıp biçimler içinde kendini hissettirir; Vietnam'dan Almanya'ya uzanan samimiyetten uzak şematik sınıf çözümlemelerine gider. fiiirlerinde görülen bu özellikler öğretmenlik hatıraları ile birleşerek Başaran'ın hikayelerinde de devam eder. Eserleri. şiir kitapları: Ahlat Ağacı (1953), Karşılama (1958), Nisan Haritası (1960), Kocakent (1963), Pıtraklı Memleket (1969), Gök Ekin (1975). Hikaye ve hatıralar: Çarığımı Yitirdiğim Tarla (köy notları 1955), Aç Harmanı (1962), Zeytin Ülkesi (1964), Sürgünler (1970), Elif diye bir türkü (1976, TRT Başarı Ödülü 1970), Tonguç yolu (Köy Enstitüleri ile ilgili denemeleri, 1974). Ayrıca çocuk kitapları da yazmıştır.
Ama "Özgürleşme Eylemi" durdurulamaz
Derebeyl
KÖY ENSTİTÜLERİNDEN YETİŞENLERİN EĞİTİM İÇİN GÖRÜŞLERİ
TONGUÇ VE KÖYDE YETİŞENLER
Önceki sayıdan devam
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim
Kuruluşunun 50. yılında, "EGT-DER" bir kitap yayınladı. 1. Baskısı Nisan 1990 yılında Ankara'da yayınlandı. Bu kitapta birçok uzman yer alarak Köy Enstitüleri'ni tanıtan yazılar, makaleler, araştırmalar yazdılar. Bugün bu yazılardan birkaçını sizlere okuma imkanı vermek amacıyla yayınlıyoruz. Bölüm sonunda yayınlıyamadığımız yazarlarla yazılarının bir listesini sunacağız. Kitabın sunumunda "EGTDER" şu açıklamayı yapıyor. Dilerseniz bu açıklama ile bu bölüme giriş yapalım:
"Köy Enstitüleri üzerine çok şey söylendi, yazıldı. Bundan sonra da söylenecek ve yazılacaktır.
Ancak çağdışı, bilim dışı, demokratik, eğitimden yoksun, özerk olmayan üniversitelerimiz, bu ulusal eğitim kurumlarımızla ilgilenmemişler, bilimin ışığını, araştırma ve incelemenin objektifini onların üzerine taksit etmemişlerdir. Birgün gerçek anlamda özerk üniversitelerimiz oluştuğunda, YÖK denen demokrasinin kılıcı bilim kurumlarımızın üzerinden karanlık ellerini çektiğinde, Köy Enstitüleri de bilimin ekranına gerçek anlamıyla yansıyacaktır.
EĞİTDER'in kısıtlı olanaklarıyla hazırlanan bu kitap ve ellinci yıl kutlamaları bu doğrultuda atılan ilk adımdır.
Bu yapıtın hazırlanmasında, kutlama programının hazırlanıp hayata geçmesinde hizmeti geçen Talip Apaydın, Mahmut Makal, Ali Dündar, Ali Yılmaz, Dursun Kul, İsmail Başbuğ, Engin Tonguç ve Niyazi Altunya'ya,
Yine kitabın basımında yardımcı olan Köy Enstitüsü öğretmenlerirıden Remzi Özyürek'e,
O döneme ilişkin fotoğrafların büyütülüp sergiye hazırlanmasında yardımcı olan Cumhuriyet Gazetesi'ne,
En içten teşekkür ederiz.
Tarih gerçekleri geçte olsa birgün mutlaka gün ışığına çıkaracaktır. Bu nedenle bizim acelemiz ve telaşımız yok. Barıştan, eşitlikten, üretimden, demokratik katılımı bir oya gibi işleyerek demokrasiyi öğrencilerine yaşatarak öğreten bu kurumların kurulmasında hizmeti geçen temelinde, harcı ve duvarında tuğlası bulunan herkesi, baş mimarları olan Tonguç ve Hasan Ali Yücel'i, Anadolunun yağız, yürekli, bilinçli köy çocuklarına, onlara gönül veran herkese en içten saygılar sunuyor, yeni bir aşamaya ulaşan ve Köy Enstitüsü ruhunun bir devamı olan öğretmenlerin sendikalaşması savaşımına omuz vermeye çağırıyoruz.
Saygılarımızia, EĞiT- DER
ÖZGÜRLEfiME EYLEMi:
KÖY ENSTiTÜLERi
Mehmet Başaran
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra halk egemenliğine dayalı çağdaş bir devlet kurmaya yönelmişiz. Ama aradan yarım yüzyılı aşkın bir süre geçtiği 1946'dan bu yana çok partili yaşam (kesintilerle de olsa) sürdüğü halde, seçmenlerimizin küçümsenmeyecek bir bölümü parmak basarak belirliyor istencini. Kendi çıkarları doğrultusunda oy kullanabilme aydınlığından, bilincinden yoksun bırakılmış, eğitim hakkına kavuşturulmamışlar.
Eğitimin Politikasını egemen güçler saptar
Siyasal ve ekonomik güç sahipleri, kaymağını yedikleri düzenin değişmesini, güçlerini yitirmeyi istemezler. Eğitilecekler, bu durumu olağan sayacak, sürdürecek nitelikte eğitilmelidirler. Egemenlerin izlediği eğitim politikasının amacı budur. Tüm iletişim araçları da bu doğrultuda işletilir, eğitim kurumları egemen ideolojiyi yükleme aracı olarak kullanılır. Devlet değişmez, soyut bir güç olarak belletilir ahlak, gelenek, manevi değerler, ulusal çıkarlar" gibi kavramlar ardına gizlenilerek, düpedüz sınıfsal eğitimdir; düzeni yeniden üretmektir politikaları. Planı, izlencesi, dili, kitabı buna göre düzenlenir.
Mehmet Başaran
BAfiARAN, Mehmet. fiair ve yazar (Ceylan/Lüleburgaz 1926) Kepirtepe ve Hasanoğlan Köy Enstitülerini bitirdi (1946). Antalya (Aksu) Köy Enstitüsü'nde öğretmenlik, gezici başöğretmenlik, ilkokul ögretmenliği yaptı. İstanbul Halk Eğitim Teşkilatı'nda çalıştı. Daha sonra stanbul ortaokullarında Türkçe öğretmenliği görevini sürdürdü.
Yazıları ve şiirleri Köy Enstitüleri, Yücel, Varlık, Yeditepe, Yön, İmece, Yeni Ufuklar, Yansıma ve Yeni dergi gibi dergilerde yayımlanan Başaran, Köy Enstitülerinden yetişen şair ve yazarların tipik özelliklerini gösterir. Hatta Enstitütü neslinin şiirdeki temsilcisi sayılabilir, İlk eserlerinin eksenini okul sevgisi, Atatürk sevgisi, yenileşme modernleşme sevgisi ve bu sevgileri köye getiren Enstitüden beklenilen hamleler doldurmaktadır. Daha sonraki eserlerinde şehir-köy-gecekondu meseleleri verilmeye çalışılmıştır, son eserlerinde ise ideolojik muhteva, basmakalıp biçimler içinde kendini hissettirir; Vietnam'dan Almanya'ya uzanan samimiyetten uzak şematik sınıf çözümlemelerine gider. fiiirlerinde görülen bu özellikler öğretmenlik hatıraları ile birleşerek Başaran'ın hikayelerinde de devam eder. Eserleri. şiir kitapları: Ahlat Ağacı (1953), Karşılama (1958), Nisan Haritası (1960), Kocakent (1963), Pıtraklı Memleket (1969), Gök Ekin (1975). Hikaye ve hatıralar: Çarığımı Yitirdiğim Tarla (köy notları 1955), Aç Harmanı (1962), Zeytin Ülkesi (1964), Sürgünler (1970), Elif diye bir türkü (1976, TRT Başarı Ödülü 1970), Tonguç yolu (Köy Enstitüleri ile ilgili denemeleri, 1974). Ayrıca çocuk kitapları da yazmıştır.
Ama "Özgürleşme Eylemi" durdurulamaz
Derebeyler derebeyliğin, krallar kırallığın, burjuvalar kapitalizmin çarklarının döndürülmesini, sürdürülmesini beklerler eğitimden, ama yaşam, üretim araçları sürekli bir değişim içindedir. Baskı makinasının bilgileri yaygınlaştırmasından, aydınlanma döneminden sonra uyanış hızlanmış, yaşamı iyileştirme savaşımı güçlenmiştir. Giderek, alt yapıyı zorlayan bir özgürleşme eylemine dönüşmüştür eğitim. Kafaları bilgi, elleri beceriyle donatılanlar hem daha çok üretir, hem de ürettiklerinin paylaşımını denetleme bilincine ulaşır.
* Devam edecek
er derebeyliğin, krallar kırallığın, burjuvalar kapitalizmin çarklarının döndürülmesini, sürdürülmesini beklerler eğitimden, ama yaşam, üretim araçları sürekli bir değişim içindedir. Baskı makinasının bilgileri yaygınlaştırmasından, aydınlanma döneminden sonra uyanış hızlanmış, yaşamı iyileştirme savaşımı güçlenmiştir. Giderek, alt yapıyı zorlayan bir özgürleşme eylemine dönüşmüştür eğitim. Kafaları bilgi, elleri beceriyle donatılanlar hem daha çok üretir, hem de ürettiklerinin paylaşımını denetleme bilincine ulaşır.
* Devam edecek
ler derebeyliğin, krallar kırallığın, burjuvalar kapitalizmin çarklarının döndürülmesini, sürdürülmesini beklerler eğitimden, ama yaşam, üretim araçları sürekli bir değişim içindedir. Baskı makinasının bilgileri yaygınlaştırmasından, aydınlanma döneminden sonra uyanış hızlanmış, yaşamı iyileştirme savaşımı güçlenmiştir. Giderek, alt yapıyı zorlayan bir özgürleşme eylemine dönüşmüştür eğitim. Kafaları bilgi, elleri beceriyle donatılanlar hem daha çok üretir, hem de ürettiklerinin paylaşımını denetleme bilincine ulaşır.
* Devam edecek