ŞEREF PINARBAŞI

ŞEREF PINARBAŞI

KÖLE KÜLTÜRÜNDEN NASIL KURTULURUZ (1)

 

Köle: Zorba bir gücün egemenliği yada  birinin buyruğu altında bulunan, özgürlüğü olmayan kimse.

Modern köle: Zorba gücün egemenliğini sistem anacılığıyla meşru gösteren kişi ya da kurumların emrindeki özgür olmayan kişi.

Kültür: Kısaca insanların duyuş, düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış düşünce ve sanat varlıklarının topu.

Ahlak: Toplum içinde bireylerin uymak zorunda bulundukları davranış biçim ve kuralları.

Köle kültürü yada köle ahlakı: kendine güven duyamayan ama başkaların gütmesine ihtiyaç duyan bu arada ,o başkalarına ‘’içerlediği’’ halde iki yüzlülükle ışıldayan anlayış ve görüş biçimidir. Ayıya yad a gavura dayı demek, yalandan kim ölmüş gibi, dine dinciye; ırka ırkçıya; ataya büyüğe sorgusuz körü körüne bağlanan düşünce yapılanması, köle kültürünü pekiştirmek adına dönüştürülerek  anlam yüklenmiş sözcük ya da sözlerdir.

Köle kültürü esas olarak ta büyük bir kitlenin, azınlık grup tarafından kullanılması amaçlıdır.

Görünüşte bakılırsa sanki insanlık yaşama başladığı gün, köle ve efendi beraberince başlayarak, efendi emir vermeye, kölede emir almaya o gün başlamıştır.

Oysa bu böyle olmamıştır. İnsan; İnsan olurken doğayı kendi kolaylığı için yontmaya başlamıştır. Kendisi doğal bir varlık olduğu halde aykırı davranışlarıyla doğayı bir çok alanda aşmıştır.

Açlık susuzluk cinsellik gibi temel güdülerin doyumunda iç güdüyü eğitmeyi amaçlamıştır.

Bunu akılla başarmıştır. Örneğin doğa insana kanat vermemiş fakat insan aklını kullanarak çeşitli denemelerle, çakılı olduğu dünya arazisinden yükselerek uzay derinliklerinde ki başka dünyalara uçup araştırmalar yapmaktadır.

İşte tüm bunlara gelecek nesne aktarmayı da eğitimle başarmıştır. İnsanoğlunun bu aşamada kullandığı elindeki tek araç akıldır. Fakat akıl insanlar arasında, gerek genleriyle getirdiği doğasından, gerekte bulunduğu doğa koşullarından ve en önemlisi de bu farklarından doğan akıl yürütme ve akıl kullanma, insanlar arasında farklı gelişmiştir. Doğasında var olan, kendi ve ailesi için sevgiyi uzunca bir süre klanın kan bağının dışına çıkaramamış ya da bu alanda akılla eşdeğerde olduğunu düşünemediği SEVGİ kavramını klan içinde tutmayı yeğlemiştir.

Hal böyle olunca eğitimle nesillere aktarma işinde klanı için evet ama başka klanlar için,işinde kullanma derecesine göre bilgiyi sunmuştur. Bu anlamda hayvanları evcilleştirerek, bitkiyi ekerek üretebildiği gibi, klanı için; diğer klanları kullanmayı yöntem olarak seçmiştir. Bu bilginin tümünü oğula bırakmak ancak eğitimle mümkün olmuştur. Bu durum hem hayvanları hem bitkileri denetim altında tutmak için onların bağlı olduğu doğayı kullanmıştır. Bu arada yine elinde ki araç akıldır ve yolu da eğitimdir.

Doğa ve doğada ki üniteleri denetiminde tutmak kendi klanıyla yetmemiştir. Tıpkı hayvan ve bitki denetimi gibi diğer klanları da denetimi ile kendi klanının adına kullanma ihtiyacı duymuştur. İşte bu yöntem yani diğer insanları denetiminde tutmak kendi istem ve ayrıcalığını yaşatıp kullanmak; insanı ekseninden çıkararak mal ve parayı yaşamının birinci koşulu saymasına neden olmuştur. Bizler bilmeliyiz ki bu kültür ve yarattığı ahlak anlayışı girdiği yerden aynı metotla geri çıkacaktır.

Kısaca insanlık yada insanlar; kimseye ‘’içerleme’’den düşündüğünü özgürce ifade edecek, yakınıymış, yandaşıymış, amiriymiş, memuruymuş demeden, herkesin herkesi eleştirebildiği bir eğitim aldığı bu ortamın dünya için gerektiği bilincini almasıyla o kültür  defedilecektir.

‘’Biz’’ sözcüğünü tüm insan kardeşliği adına dönüştüren  insan, insan olmanın zirvesine tırmanarak içindeki ezikliği yenmiş olacaktır. Böylece de köle kültürünün birinci aşamasından kurtulmuş olarak geçecektir.         

Önceki ve Sonraki Yazılar