KİM BU DONKİŞOT!!

KİM BU DONKİŞOT!!

Önceki Dönemlerde Söke İlçe Milli Eğitim Müdürülüğü yapmış olan Doğru Yol Partisi ve eğitim camiasının sevilen ismi Recep Şenoğlu kendi sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımla ilçe gündeminin ilk sırasına yerleşti.

Şenoğlu kendisine kaymakamlar üzerinden baskı uygulayıp mobing yapan ve daha sonra tayininini çıkarmak için defalarca dönemin Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe’ye kendisini şikayet eden Söke Doğru Yol Partisi'nin İlçe Başkanını, Ticaret Odasının önünde tekme tokat dövdüğünü ifade etti.
Doğru Yol Partisi ve eğitim camiasının sevilen ismi Şenoğlu paylaşımında şu ifadelere yer verdi ;
“Şimdi son maaş vurgusu ile ilgili konuya girmek istiyorum...
Hani insan bir işe nasıl başlarsa öyle biter sözünün gerçek olduğuna inandım, yaşadıklarım sonucunda demiştim ya ..İşte o konu...
Malûm kadrolu olmadığı için okul müdürlükleri...İlçe Millî Eğitim Müdürlükleri her dönem siyasiler tarafından sömürülür...Mesela müftü nereye giderse gitsin müftüdür...Mal müdürü de, vergi dairesi müdürü de böyledir...Ama okul müdürlükleri,ilçe millî eğitim müdürlükleri böyle değildir .Bir anda makamdan olursunuz ..Olsun sonuçta bizim diplomamızda öğretmen yazar...Nerede olursa olsun öğretmenliğinizi elinizden alamazlar...
Filler tepişir, çimler ezilir dedikleri gibi siyasiler birbiriyle boğuşurken kadrosuz olan memurlara fatura çıkarmayı hüner sayarlar...
Hele hele böbürlenme ve bozgunculuk ruhlarını esir almışsa...
Cahil cüretkar olur derler ya...
Zihin fukara olunca da akıl ukala olur misali...
İşletmesini yönetemeyen, müflis zavallılar siyaseti ticari matah gibi yorumlayıp, iş takipçiliğinden ve iktidar avantajından yararlanıp maddi çıkar sağlamayı tercih edince, rüşvet mübah görülünce tekerine taş koyacağını bildikleri bürokratlarla uğraşmayı,onlara şantajla iş yaptırmayı başarı sayarlar...
Dedim ya "Zihin fukara olunca akıl ukala olur .."
Ama bilmezler ki karşılarındaki devletin teminatı dürüst bürokratlar; kaybetmeyi ahlaksız kazanca tercih ederler...Bunun acısı bir kere duyulur amma ahlaksızca kazananın acısı-vicdan azabı ömür boyu sürer...
Aptallar da hiç endişe ve tedirginlik olmaz. Hep kazanacakları hülyası ile avunurlar...
Ellerindeki yetkiyi kaybedince de sonbaharda savrulan sararmış yapraklar gibi bir o yana bir bu yana serseri mayınlar gibi savrulur dururlar...
Bu kadar felsefeyi niye yaptık diyebilirsiniz...Haklısınız  mankafalar zaten bir şeyden ve ibretlik sözlerden anlamazlar ki ..
Söke'de Doğru Yol Partisi'nde de Sayın İsmet Sezgin,  genel başkanlık yarışını kaybedince partiden ayrılmasıyla Türkiye sathında olduğu gibi dengeler değişti ..Yılların duayen ilçe başkanı İsmet Bakanın karşısına çıkanlar kazandı...Vay sen misin o...
Bütün kamu görevlilerini tacize, hatta denetime kalkıştılar...Ne de olsa iktidar arkalarında kamera ellerinde silahtı. Karşıdakileri 657 sayılı kanun susmaya mahkum ediyordu ..Jandarma Komutanı Turan Din bile bunların abuk sabuk tekliflerine diş biliyordu...Neymiş delegesinin kızı kaçırılmış, kaçıran belli ama yakalanamıyor, o halde babasını tutun tıkın içeri....Bak bak ne zeka ne zeka ..
İki köyün sınır kavgası var Beşparmak Dağları'nda... Çavdarla, Demirçay. Kaymakamlıkta sınır tesbiti için komisyon çalışıyor...İl Başkanı Erguvan Yakan bir köyü kolluyor, ilçe başkanı zat ( ismi lazım değil reklamı olmasın deyu) diğer köyü kolluyor...Ve Kaymakama, komisyonda görevli şahsıma baskı kurmaya kalkışıyor...Ne yaman bir siyaset...Hastaneye kamerayla baskın düzenliyor ,Başhekim Nejat Tolon ve yardımcısı Öztekin Yüce'yi görevden almakla tehdit ediyor ..Tam Don Kişot...Benimle ilgili Söke TV'lerinde aslı astarı olmayan hezeyanlar da bulunuyor,Kaygılı Köyü'nde ve Özbaş Köyü'nde yönetiminde öz amcaoğlum olmasına rağmen beni sürdürme sözü veriyor...Ziraat Okuluna yapılan toplantı salonu, elektrik işlerinin ihalesine davetiye gönderilmemesine rağmen sahip olmak istiyor,olmayınca beni itham ediyor, zavallı Ziraat Okullarının ilçe millî eğitime bağlı olmadığını bile bilmiyor...Atama puanları ilan edilmiş,listeye girememiş öğretmenlerden dilekçe alarak tayin sözü veriyor,yaptığı listeye göre hiçbir gerekçe ve mevzuat söz konusu olmadığı halde okullara yeni müdürlerin atanması gibi resmiyet dışı zorlamalar da bulunuyor ..Sürücü kurslarında istekleri bitmiyor...Yurt dışı görevlendirmeler için öğretmenlere olmadık sözler veriyor...Veriyor da  veriyor .... Bu sözlerin tamamen duygusal ve insani yönü olsa amenna deyip geçersiniz amma öyle duyumlar var ki bu sözler, vaatler tamamen vicdan değil, cüzdana dayalı sözler...Hiç çekinmeden yeni göreve başlayan okul müdürünü atamada hiç dahli olmadığı halde para vermeye zorluyor... Zavallı müdür şaşkın şaşkın ne yapacağım diye hayıflanıyor...Bir başkası yurt dışı için şu kadar para verdim diyor etrafına...Tabii bu duyumlar aslında kişilerin yasal hakları bile olsa olumsuzlukla son buluyor farkında değil ..
Vaadettikleri genelde olmadığı için aleni benim yerime  bu işleri yapacak başkasını getiririm diye tehdit ediyor...Yetmedi Millî Eğitim Bakanımız Sayın Nahit Menteşe'yi benim görevden alınmam için gün içinde 14 defa arayarak tacizde bulunuyor. Bu durum Sayın Bakanımdan ve Danışmanı Fatih Atalıktan da sorulup öğrenilebilir .. Olmadı Ankara'ya heyet olarak gidilip Bakandan istekte bulunuluyor ..Bu esnada tesadüfen Bakanın yanında bulunan Musa Ekener tarafından da istekleri tepkiyle karşılanıyor...Öz ablamda Ankara yolunda konuyu öğrenince heyetle tartışıyor...Ankara kulisi sonuç vermiyor...
Sayın Menteşe'nin Bakanlıktan ayrılmasıyla yerine gelen FETÖ'cü Eski YÖK Başkanı Mehmet Sağlam Didim'deki yazlık evinde ziyaret edilerek ,Ticaret Bakanı Ali Rıza Gönül'ün de dahliyle hüküm veriliyor...
Gerekçe yok...
Soruşturma yok ..
Şikayet çok ama belge yok ..
O zaman geriye 76.madde kalıyor...Bakan yetkisiyle kararname...
Önce ve acil olarak ilde görevlendirme...
Akabinde Tekirdağ... Olmadı 27 gün arayla Hakkâri...
Eeee.Ne olacak? Taşları bağlamışlar, köpekleri serbest bırakmışlarsa nasıl yol alınacak???
Bu arada bu olup bitenleri de kışkırtan densiz yönetime yol gösterdiğini, hatta Cumhuriyet Savcısını bile yanlış yönlendiren Kaymakam Şener Canı da unutmamak gerek...Kınalı saçlı ağzında bakla ıslanmayan dedikoducu riyakar bir tip...
Mecburen ilişik kesip ayrılacağız... 
Resmi kuruluşlara veda etmek üzere makam aracıyla ziyaretlerde bulunacağım...
Sabahın erken saatlerinde tura başladım ..
Ticaret Odası Başkanı Musa Ekener'in ofisi önünde sürdüğümüz esnada tesadüfen ortaya çıktı, bizim korkusuz, ilkesiz, yiğit kameramanlımız...Gözünde gözlük elinde bir çanta yaylana yaylana aracımızın yanına kadar geldi...O meşhur havasıyla sürtündü...
Eee nihayet bizde  de günlerin sataşmaları ve hakaretleri ile dolmuş sabır taşı var.  ..Çatlayıverdi sabır taşı...
Öyle olmaz böyle olur...Olursa da iyi olur dedik...Hak ettiğini tam olmasa da teslim ettik ..
Boru mu bu .. Koskoca iktidar partisinin koskoca ilçe başkanı sokakta garip bir devlet memuru tarafından dövülmüş... Cezasız bırakılır mı?
Hemen polis alarmda, savcılık teyakkuzda, doktorlar ayakta ..
Rahmetli Kemal Koyuncuoğlu olayı duyunca zevkten dört köşe oldu ..Ellerine sağlık diyerek hemen avukatını yanıma vererek ifadeye gönderdi...Ama oğlu Şadan'ın işyerine gelen polislere tavrı görülmeye değerdi ..Aslan parçası...Kaçak mı var, ne arıyorsunuz burada, müdürünüz gelsin isterse buradan hiç kimseyi alamazsınız diye kükrüyordu.  
Haklıydı da zaten hakkımızda şikayet varsa davet yeterli idi ...
Sağlık raporumuzu aldık, polise ifademizi verdik Cumhuriyet Savcılığı karşısına çıkarıldık
İsmi lazım değil davacıyım deyince ben de kendisinden davacıyım dedim, avukatım da gerekli müdahalede bulununca savcı barışmaya davet etti, ismi lazım değil asla sonuna kadar davacıyım deyince Cumhuriyet Savcımız, Takipsizlik Kararı vererek bizleri salıverdi.. İleri geri konuşmasını sürdürünce de Savcıdan iyi bir uyarı aldı...” ifadelerine yer verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.