Karakaya Köyü’nde Prehistorik döneme ait Göktepe kaya resimleri bulundu
Karakaya Köyü’nde Prehistorik döneme ait Göktepe kaya resimleri bulundu
Gerçek Gazetesi
Söke’ye bağlı Karakaya Köyü’ndeki Kavalan Mevkii’nde Prehistorik döneme ait Göktepe kaya resimleri bulundu. Kuşadası Eko Sistemi Koruma Derneği(EKODOSD) üyesi de olan Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü araştırmacılarından arkeolog Dr. Anneliese Peschlow, bölgede yaptığı araştırmalarda tarihi açıdan bir çok bulgulara rastlandı.
Köylülerden, çobanlardan ve avcılardan aldığı bilgiler doğrultusunda 1970’li yıllardan bu yanan bölgede araştırmalarını sürdüren Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow, Söke’nin Karakaya Köyü civarında, insanoğlunun göçebelikten yerleşik düzene geçmesine koşut olarak gelişmiş, değişen yaşam biçiminin ifadesi olarak yorumlanan ve şimdiye dek tüm kaya resmi sanatı içinde, konu ve resim dili açısından tek olma özelliğine sahip birçok kaya resimlerine ulaştı. Arkeolog Dr. Anneliese Peschlow tarafından Kavalan Mevkiinde bulunan Göktepe kaya resimleri; bütün Beşparmak Dağları’ndaki kaya resimlerinin bulunduğu yerlerde düğün kutlamaları ya da buna benzer geçiş ritüellerinin yapıldığı görünüşü en iyi yansıtan resim olarak ta değerlendiriliyor. Bu resim aynı zamanda, Latmos kaya resimleri arasında naturalist üslubun en önemli temsilcisi seçildi. Hem resimlerin hem de bulunduğu çevrenin özel konumundan dolayı Göktepe Mağarası, bu bölgedeki buluntu yerleri arasında merkezi bir öneme sahip olduğu ve bölgenin ana kutsal alanı olduğu tespit edildi. Latmos’ta bulunan ilk kaya resmi olan Göktepe kaya resmindeki figürlerde, çiftlerin dans eden gruplar halinde betimlenmesinden dolayı, o tarihlerde bu bölgede yaşayan insanlar tarafından, bir ilkbahar şenliğinin yapıldığı düşünülüyor.
Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, önümüzdeki günlerde kaya resimlerinden oluşan bir sergiyi Karakaya Köyü Kavalan Mevkii’ndeki Göktepe Mağarası önünde açmayı planladıklarını söyledi. Serginin büyük önem taşıdığını belirten EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Beşparmak Dağları’nın doğasını, tarihini, kültürünü, mitolojisini, kaya yapılarını ve binlerce yıllık prehistorik resimlerini anlatan panoların oluşturduğu bir sergiyi, ilk kez resimlerin bulunduğu yerde ve aynı coğrafyada yaşayan insanlara tanıtımını yapabilmemiz için, Karakaya muhtarı Remzi İnce’yle görüştük ve olumlu yanıt aldık. Önümüzdeki günlerde bu sergiyi Karakaya Köyü, Kavalan Mevkii Göktepe Mağarası önünde açmayı düşünüyoruz” dedi.
Anadolu’nun tarih öncesi arkeolojisine dair en önemli keşiflerinden biri olma özelliğini kazanan bu tarih öncesi resimleri ve Beşparmak Dağları’nın bu muhteşem doğasını korumak için çalışmalar yaptıklarını anlatan Sürücü, “Karakaya Köyü, insanın kendini farklı bir gezegende hissedeceği vahşi ve kapkara kayalıklarla çevrili, harika manzaraların olduğu Beşparmak Dağları’nın kuzey yakasında kurulmuştur. Düz alanı bulunmayan Beşparmak Dağları’nın bu bölgesindeki engebeli coğrafyasında Köprüalan, Söğütözü, Kocaalan, İsliler ve Nebiler gibi birbirinden ayrı yerleşim yerlerinin bağlı bulunduğu Karakaya Köyü Muhtarlığını Remzi İnce yapmaktadır. Muhtar Remzi İnce, kendisine bağlı olan 5 yerleşim yeri arasında mekik dokumakta ve buradaki doğa ve tarihin korunması için de maddi manevi büyük gayret sarfetmektedir. Bu vahşi doğanın zor koşullarıyla mücadele eden yöre insanları, çağdaş yaşamın getirdiği birçok olanaklardan yoksun bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir. Beşparmak Dağları’nın her köşesinde olduğu gibi, Karakaya Köyü civarında da farklı bitki ve ağaç türleri zengin bir kaynak oluşturmaktadır. Kavalan mevkiinde suyun bol olduğu yerlerde dev kabaklar yetiştirilmektedir. Ancak arazinin engebeli olması nedeniyle dev kabaklar, köye eşek sırtında getirilebilmektedir. İlkbaharda mor renkli kargan çiçeklerinin açtığı Karakaya köyü’nde, Sonbaharda güz çiğdemleri çiçek açmaktadır. Beşparmak Dağları’na özgün birçok bitki türünün olduğu bu bölge, botanik tutkunları için çok önemli bir alan oluşturmaktadır. Karakaya dağlarında kendine özgün bir yaban hayatı hüküm sürmektedir. Vahşi kayalıkların altlarına bir mimar titizliğiyle yuvalarını inşa eden çömlekçi kuşları da denilen kaya sıvacıları gibi, birçok kuş türleri de bu bölgede bulunmaktadır. Yaşam koşulları açısından zorlu olan bu tabiat, madencilik açısından zengin yataklara sahiptir. Kuvars, albit ve feldspat gibi madenlerin çıkarıldığı bu dağlarda, doğal bir anıt gibi duran kayalar dinamitlerle parçalanarak, kamyonlara yüklenip götürülmektedir. Köyün hemen yanıbaşında açılan bir maden, köy halkının sağlığını olumsuz olarak etkilese de, iş imkanı bulamayan köy gençlerinin ekmek kapısı olduğundan, kimse sesini çıkaramaz durumdadır. Aslında bu vahşi coğrafyada öylesine zengin doğa ve tarih hazineleri var ki, bunlar tanıtılıp ekoturizm geliştirilebilmiş olsa, hem köy halkının ekonomisi gelişecek, hem de bu bölgedeki doğa ve tarih korunacaktır” diye konuştu.
(iha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.