KALPAZAN YALANCILARLA YUVARLANIRSIN

KALPAZAN YALANCILARLA YUVARLANIRSIN

Aydın’da "sözde basın mensupları" adı altında yuvalanmış adeta bir çete var. Bu çete öyle bir çete ki; emniyete, yargıya, bürokrasiye kafaları estiği gibi ayar verebileceklerini sanıyorlar.

Aydın’da "sözde basın mensupları" adı altında yuvalanmış adeta bir çete var. Bu çete öyle bir çete ki; emniyete, yargıya, bürokrasiye kafaları estiği gibi ayar verebileceklerini sanıyorlar.
Baktılar ki; Aydın Adliyesi bunların baskılarıyla ve adeta talimat vermeye çalışmaya öykünen yazılarıyla hareket etmiyor, hooooop dengesizlikleri iyice tavan yapıyor, şizofreninin akut evresi semptomları bunlarda çoğalıyor ve de duvarlarla, aynalarla zahiri ne varsa onlarla yazışmaya başlıyorlar.
Bir de şizofreni eklenince, tıp literatüründeki ifadeyle şizo-obsesif semptomlar alıyor başını gidiyor.
Tabiiki, bunların yapmaya çalıştıklarını salt psikolojik anomililere bağlayacak kadar masumane karşılamayacağız.
Neden mi?
Çünkü sahtekârlık yapıp, masum insanların adını, kimlik bilgilerini kullanıp, suç isnadı, iftira içeren mektupları devletin Aydın Başsavcısına, devletin Valisine utanmadan iadeli taahhütlü gönderip, bu kumpastan medet umanlar, "Psikolojim bozuldu" deyip, yırtamaz da ondan.
12 adet iftira dilekçelerini Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderen kalpazanlıktan hükümlü birisine "Canın mı sıkıldı, psikolojin mi bozuldu’ da masum insanlara iftira ediyorsun, denilip geçiştirilmez de ondan.
Bunlar en başta da söylediğim gibi, "Çete"... "İftira Çetesi"... "Çamur Çetesi"…
Demokratik yollarla gelmiş dürüst, namuslu, çalışkan insanları demokratik yollarla deviremeyeceğini anlayanların kumpaslarla, gayri hukuki yöntemlerle seçim kazanacaklarını sananların üç kuruşluk adamları.
Daha evvel yazmıştım düzenli olarak iftiraya maruz kalanların avukatları ile de görüştüğümü. Bu konuda daha evvel yazdıklarıma ilave olarak; şimdilerde Aydın-Ankara arasında mekik dokuyan bu hukukçunun kalpazanlıktan hükümlü kişiye ait 12 iftira dilekçesi ile ilgili Adalet Bakanıyla görüşme hazırlığında olduğunu da benden duymuş olun.
Malum; dün Aydın’ın basın mensuplarıyla Mimar Sinan Park’nın tanıtılması esnasında, satır aralarında, kurulan tuzaklar, hazırlanan kumpaslar ve baskı girişimleriyle ilgili çok dikkat çeken ifadeleri dinledik. Yani anlayacağınız kazın ayağı çok farklı olabilir.
Ha; sadece işinde gücünde olan masum, dürüst insanlara iftira atmak adına utanmadan yine masum insanların adını kullanan sahtekârlara sormak lazım! Ne oldu? Aydın emniyeti sizi yakalayınca zorunuza mı gitti? Ne sanıyordunuz ki? Yakalanmayacağınızı mı? Yakalanmayıp iftiralarınızın sübuta ereceğini falan mı!
Bak hemşerim; bu memleket umurunda ise gidersin; koltuğa oturduğunun ertesi günü kardeşine, oğluna koltuk yapanlara "Hayırdır hemşerim" dersin. O koltuğa oturmadan önceki yaşantılarıyla, oturduktan sonraki yaşantılarına şöyle bakar kıyaslarsın.
Aksi takdirde böyle şizo-obsesif bir müfteri olarak kalpazan yancınla yuvarlanır gidersin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.