İYİ PARTİLİ SEZGİN: AYDIN’DA ZEYTİN, PAMUK VE İNCİR ÜRETİMİ TEHDİT ALTINDA
Aydın’da ekonomik kriz ve kuraklık nedeniyle binlerce çiftçi üretimi bırakma noktasına gelmiştir. Akaryakıt, gübre, yem, tohum ve ilaç gibi girdi maliyetleri nedeniyle çiftçilerimiz üretim yapmakta zorlanmaktadır
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Aydın’da son iki yılda toplamda 57 bin 958 adet tarımsal arazi haczedilmiştir. Ayrıca, 9 bin 760 arsa üzerinde ipotek tesis edilmiş durumdadır.
Tüm ülkede olduğu gibi Aydın’da da tarımsal üretim, potansiyelinin oldukça altında gerçekleşmektedir. Bu nedenle, diğer alanlardaki üretim gücümüz de aşınmaktadır. Son günlerde, zeytin ve incir üreticilerine yönelik ortaya çıkan bir takım tehditler, Aydın'da tarımsal üretimin içinde bulunduğu durumun vahametini artırmaktadır.
"Afetlerden etkilenen zeytin ve pamuk üreticilerine hasar yardımı yapılmalıdır"
Aydın başta olmak üzere Ülkemizdeki zeytin üreticileri, oldukça kurak geçen bir yılın ardından düşük rekolte nedeniyle sıkıntı yaşamaktadır. Zeytin ağacı varlığı bakımından Türkiye lideri olan Aydın'da zeytin üreticisi, kuraklık ve rekolte düşüklüğü ila karşı karşıya kalmıştır. Yağış az olduğu için özellikle dağlık bölgelerdeki zeytin ağaçlarından yok denecek kadar az mahsul alınabilmiştir. Kuraklık kaynaklı hasar tespiti bir an önce yapılarak çiftçiye hasar yardımı yapılmalıdır.
Öte yandan, Türkiye'nin önemli pamuk üretim merkezlerinden birisi olan Aydın’ın Germencik ilçesinde geçtiğimiz haftalarda etkili olan şiddetli yağmur ve dolu yağışı, henüz hasat edilmemiş olan pamuk tarlalarına ciddi zarar vermiştir. Üreticilerin zor şartlar altında yetiştirdikleri pamuğun yarısına yakını dolu ile yerlere dökülmüştür. Üreticiler, dönüm başına 2 bin liranın üzerinde zarara uğradıklarını belirterek, zararlarının karşılanması için devletten yardım beklemektedir.
"Germencik'te rüzgâr enerjisi santralleri, incir üretimini tehdit ediyor"
Ayrıca incir üreticileri de büyük bir sıkıntıyla karşı karşıyadır. Ülkemizin en iyi incirlerinin yetiştiği Germencik'teki incir bahçelerinde, özel bir şirket tarafından 9 adet rüzgâr enerjisi santrali (RES) yapılması planlanmaktadır. Sınırın İzmir tarafında da 2 adet RES yapılacaktır.
Germencik zaten hâlihazırda dünyada jeotermal enerji santrallerinin en yoğun olarak bulunduğu bölgeler arasındadır. İlçe, mevcut santraller nedeniyle arazilerdeki çökmeler, insan sağlığına yönelik riskler, kirlilik ve tarımsal üretim üzerindeki etkiler gibi çok sayıda riskle karşı karşıyayken, şimdi RES’lerle bu risk ve tehditler daha da artmaktadır.
Proje kapsamında, türbin platform alanları, yollar ve şalt sahası alanlarında ve gerekli hallerde zemin gevşetmesi amacıyla kullanılmak üzere patlatma faaliyetleri yürütüleceği belirtilmektedir. Ayrıca, tesis inşaatı sırasında ortaya çıkacak kazı fazlası malzemenin dolgu vb. amaçlarla yeniden kullanılabilmesi amacıyla mobil kırma eleme tesisi kurulması öngörülmektedir.
Proje kapsamında hazırlanan ÇED başvuru dosyasında ele alınan çevresel etkiler kapsamında incir üretimine hiç değinilmemiştir. Oysa bölgedeki RES'lerin incir üretimine ciddi olumsuz etkileri olması söz konusudur. Hem inşaat sırasında çok sayıda ağaç kesilecek, hem de bölgenin ekolojik dengesi bozulacağı için incir kalitesi olumsuz etkilenecektir. Söz konusu projenin incir üretimi üzerindeki etkileri yeniden ele alınarak, proje ve mevkii bu doğrultuda revize edilmelidir.
"Kapsamlı bir tarım politikası geliştirilmelidir"
Tarım, stratejik bir sektör olarak Türkiye’nin en büyük ayrıcalığı olmasına rağmen uzun süredir ihmal edilmektedir. Oysa Hollanda, verimli toprağı bizim Büyük Menderes Ovası’ndan daha az olmasına rağmen, bizim toplam ihracatımız olan 180 milyar dolara yakın bir meblağı tarımsal ürün ihracatından kazanmaktadır.
İş işten geçmeden, tarım sektörüne süratle öncelik verilmeli, tarımsal üretime yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, kapsamlı bir tarım politikası geliştirilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.