ŞEREF PINARBAŞI
İŞÇİ BAYRAMI VE 1 MAYIS
İşci: Belli bir ücret karşılığında bedenini, kafa gücünü ya da bunlarla birlikte el uzluğunu kullanarak üretim yapan kimse.
Bayram: bir olayı anmak gereği ile yapılan gösteri ve eğlencelerden oluşan tören
Bir Mayıs: İşçi de simgeleşen ve emeğin tanıtımı adına yapılan gösteri ve eğlence törenleridir. Bugün dünyada işçi bayramı ya da emeğin bayramı olarak kutlanan gün; esas olarak 1648 de İngilterede filizlenmiştir.
10 yaşındaki çocukların ve kadınların günde 16 saat çalıştırılarak ucuz işçilik yaptırıldığı yıllardır. Erkek ve yetişkinlerin 12 saat zorunlu olmasına karşın, çocuk ve kadınlar 16 saate zorunlu olduğu gibi, bir peni gibi bir paraya çalıştırılmaktadır.
Marks ve Engels bu yıllarda insanların çalışma hayatını irdelemektedir ve işçilik kitapları yayınlamaktadırlar. 1870 lere gelindiğinde İngilterenin bir çok bölgesinde işçi hakları mücadelesi başlamıştır.
Bugün ulusal düzeyde ve dünya toplumlarının EMEĞİN BAYRAMI olarak kabul edişi, ancak 1917 sovyet devrimi ile gerçekleşecektir.
Dünyada hal böyleyken bizde 2 yıldır kutlanabilmektedir. Ancak 1980 yılından bu yana iş ve işçinin tanımı ile emeğin tanımı büyük oranda değişmiş ve Dünyada yepyeni bir şekil almıştır.
Örneğin; beden emeğinin yerini büyük oranda kafa emeğine dönüştüğü ve de az emekle çok üretim yapılabildiği çok bariz olarak görülmektedir.
Buna dayalı olarak yaşamın anlam ve amacında da, önemli değişimler ve gelişmeler yaşanmaktadır. Buradan giderek birçok ülke haftanın 3-4 günü ve günün 4 saatini çalışmaya ayırmak, dinlenme ve eğlenceye daha çok zaman ayırmaktadır. Ayrıca Dünyadaki doğal ve mal birikimi (sermaye) ve de insan gücü kaynakları, belli ölçüde adilce kullanımı gerekmektedir.
Örneğin; Bir İngiltere insanı haftanın 3 günü, gününde 4 saatini çalışarak, yani haftada 12 saat çalışıp, 156 saat dinlenme ve eğlenceye ayırırken, bizim ülkemiz emekçisi, haftanın 70 80 saatini çalışmayla geçirmektedir.
Diğer yandan İngiltere nüfusunun % 90/ 95i gibi bir kesimi bu sistemden yararlanırken, biz de tam tersi % 90/95i 600- 700 lira gibi bir aylıkla, tabanlarda yaşamaktadır. Dünyada ise bizdeki gibi %90- 95i alt dilim gelirinin çok altında açlıkla boğuşurken % 10 gibi bir kesim egemenlik olarak sınırsız bir harcama içinde yaşamaktadır.
Bu gazete yazısı ile başlığın, ancak onda birini ifade edebildim. Oysa insanın bir nesnel yanı bir de öznel yanı vardır. Açlık ve susuzuğumuzu, bir şekli ile çağdaş insan olarak kirli bozuk yollarla da olsa, sadece hamur yiyerek giderdiğimizi düşünürken, daha doğrusu düşünemezken adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve benzeri öznel yanımızla büyük acılar çektiğimiz bir gerçek.
Her insanın bir kafası, iki kolu, iki bacağı varken, biri diğerine hayır vermeye kalkışıyorsa burada adaletsizlik vardır. Özgürlük ve demokrasi yoktur. Öyleyse bu bayramlar bugün insanların tümünün olmalıdır. Zira tüm insanlar emeği ile yaşamanın huzuru içinde olmalı ve kimse rant ve benzeri hilelerden yararlanamamalıdır.
Kısaca; iş değişmiş, işçi değişmiş, yüzyılı aşkın işçi bayramı kutlanırken emekçiye kan ağlatmışlar. Şimdi çocuk eline oyuncak verir gibi bayram veriliyor.
Kusura bakmayın beyler bayanlar. Bu bayram; DÜNYA DÜZENİNİ EMEĞE KURGULAYACAK ENGELLERİNDEN ARINMASI İLE ANLAM KAZANACAKTIR. Değilse eskinin bayram anlayışıyla değil.