İŞ CİNAYETLERİ ARALIKSIZ OLARAK SÜRÜYOR
Emekli Sen Söke Temsilcisi Celal Gümüş, yazılı basın açıklaması ile iş cinayetlerinin aralıksız olarak sürdüğünü belirtti.
Güven ÖLEZ / Gerçek Gazetesi
Emekli Sen Söke Temsilcisi Celal Gümüş, yazılı basın açıklaması ile iş cinayetlerinin aralıksız olarak sürdüğünü belirtti. Soma’da 301 işçi, Torunlar inşaatta 10 işçi, her gün ülkenin değişik kentlerinde en az 5 işçi ve 28 Ekim 2014 tarihinde Karaman Ermenek’ten gelen facia haberi ile Ülkemizin adeta iş cinayeti tarlasına döndüğünü söyledi.
Celal Gümüş yazılı açıklamasında, “Evet, 28 Ekim 2014 tarihinde öğlen saatlerinde, Karaman Ermenek’te, 18 madenci suyun bastığı ocak’ta mahsur kaldı. Ne yazık ki, yine özel sektör, yine maden ve yine iş cinayeti, sizin anlayacağınız, karşı karşıya olduğumuz facia öncekilerin tekrarından başka bir şey değildir. Bu facia duyulur duyulmaz, gerekli tedbirleri almayan ve aldırmayan sorumlu bakanlar televizyon ekranlarında boy göstermeye başlayıp, her seferinde duyduğumuz, ihmal varsa gereği yapılacak, sorumlular hesap verecek açıklamaları peş peşe geldi. Buradan açıklıkla ifade ediyoruz, bizim bu nutuklara karnımız tok, eğer bu bakanlarda bir azıcıkta olsa vicdan kaldıysa kendileri ve sorumlu tüm bürokratlar derhal istifa ederler.” dedi.
“Artık yeter; biz Katliamdan, Katliama çizme giyen bakanları görmek, her katliamdan sonra söylenen yalanları ve temennileri tekrar tekrar duymak, istemiyoruz” diyen Celal Gümüş açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Artık yeter; adalet istiyoruz, ve diyoruz ki, adalet yoksa, eşitlik yoksa, emek düşmanlığı, ayrımcılık ve iş cinayetleri devam ediyorsa, elimiz sizin yakanızda olacak.
Bildiği gibi hükümet, Doğalgaz ve Elektrik fiyatlarına 1 Ekimde 2014 tarihinden geçerli olmak üzere, %9 zam yaptı. Doğrusunu sorarsanız bu zam bizi çok şaşırtmadı. Çünkü hükümet, her yıl aynı senaryoyu sahneye koymakta ve kış aylarını fırsat bilerek kışın temel tüketim ürünü olan enerji ürünlerine Ekim ayında zam yapmaktadır. Asıl ilginç olan ise hükümetin kışı fırsata çevirme politikasını toplumun kanıksamış olmasıdır. Bu nedenle, her yıl tekrarlanan bu rutin uygulama çok cılız birkaç açıklama dışında fazlaca tepki çekmemektedir. Ne yazık ki hükümet bir kez daha, yanlış ekonomik ve siyasi politikalarının sonucu ortaya çıkan bütçe açığının faturasını vatandaşa çıkarmış ve fırsatçılık yaparak kışın soğuk kış günlerinde 76 milyon vatandaşın tüketmek zorunda kalacağı enerji fiyatlarına zam yapmak suretiyle fırsatçılık yapmıştır. Sizin anlayacağınız hükümetin, bu zamları savunurken, ekonomik şartlar zorladı, dolar yükseldi şeklinde ki açıklamaları gerçeği yansıtmamaktadır. Kuşkusuz bu zam, içinde milyonlarca emeklinin de bulunduğu tüm emekçi kesimleri vuracak ve onları yoksulluğa sürükleyecektir. Zira sanayi ve hizmet sektörlerinin temel girdilerinden olan enerji ürünlerine yapılan bu zam, diğer tüketim ürünlerinin fiyatlarının peş peşe artmasına yol açmaktadır. Ülkemizin, dar ve sabit gelirli yurttaşlarının, hayatlarını çekilmez hale getiren bu uygulamaların asıl nedeni, insana yatırım yapmayıp, her şeyi kısa yoldan para kazanma üzerine kuran ve bunca doğal kaynağına rağmen bu ülkeyi enerjide dışa bağımlı hale getiren iktidar politikalarıdır. Elbette bu politika sadece bu günkü iktidarın uygulaması değildir. Geçmişten bu güne uzun yıllardır, Türkiye’yi yöneten birçok iktidar, uluslar arası sermayenin önlerine koyduğu ekonomik programı uyguladı. Dolayısıyla kendi kendine yetecek kaynağa sahip olan bu ülkede, ülkenin kaynaklarını değerlendiren planlı bir enerji politikası izlenmemiş ve gerekli yatırımlar yapılmayarak, Türkiye enerjide dışa bağımlı hale getirilmiştir. Biz çok iyi biliyoruz ki, eğer Türkiye’yi yöneten iktidarlar, planlı bir yatırım programı izlemiş olsalardı bu gün ülkemiz dışa bağımlı olmayacaktı. Ancak hepinizin de yakından takip ettiği ve bildiği gibi, 1980’li yıllardan buyana ülkemizde uygulanmakta olan yeni liberal politikalarla, devletin planlama yapması ve halkın ihtiyaçlarını gözeten yatırımlara yönelmesi engellenmiş ve 76 milyon insanın geleceği uluslararası tekellerin insafına terk edilmiştir.
Değeli Basın Emekçileri;
Doğalgaz ile elektrik fiyatlarının TÜİK tarafından açıklanan, yıllık enflasyon oranının üzerinde arttırılması enflasyon rakamlarının gerçek oranları yansıtmadığının itirafıdır. Ancak biz biliyoruz ki, piyasada zamları peş peşe tetikleyecek olan bu yüksek artışa rağmen hükümet yılbaşında enflasyon düştü naraları atacak ve milyonlarca çalışan ile emeklinin maaşlarını, TÜİK’in açıkladığı sözde enflasyon oranı kadar arttıracaktır. Bu ürünlerin fiyatlarının her yıl Ekim ayında arttırılmasının açıklanmasına ihtiyaç vardır. Zira her yıl Ocak ayında maktu vergilere belli bir zam gelir. Bu zamların belirlenmesinde kullanılan endekse yeniden değerlenme oranı denir. Yeniden değerlemede oranının tespitinde, her yıl TÜİK’in Ekim ayı sonu itibariyle açıkladığı yıllık enflasyon oranı dikkate alınır. Bir yıl önceki Ekim ayı ile için de bulunulan yılın Ekim ayı arasındaki 1 yıllık süre için, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranı, yeni yılın Ocak ayında maktu vergilerin artış oranını belirlemektedir. Dolayısıyla piyasanın tamamına etkisi olacak olan enerji ürünlerinin fiyatlarının her yıl Ekim ayında arttırılması bir sonraki yılın Ekim ayına kadar geçecek bir yıllık süreye yayılacak olan zamların etkisini azaltmaktadır. Hükümeti, ülkemiz insanının geleceğini ipotek altına alan, dışa bağımlı ekonomik politikalarını terk etmeye ve içinde sendikamız üyelerinin de bulunduğu milyonlarca insanı kış aylarında mağdur edecek olan bu zammı geri almaya, tüm demokrasi güçlerini ise rantçı hükümet politikalarına karşı mücadeleye çağırıyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.