İlk cemre havaya düştü

İlk cemre havaya düştü

Şubat ayının son haftasında hava sıcaklarının hissedilir derecede artışıyla, birinci CEMRE havaya düştü.

Gerçek Gazetesi
Mehmet Özçakır
Halkımızın arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına bilindiği gibi CEMRE denmektedir. Cemre, birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılan sıcaklık artışıdır.
Her yıl, birinci cemre havaya (19-20 Şubat), ikinci cemre suya (26-27 Şubat) ve üçüncü cemre de (5-6 Mart) toprağa düşer.
Her cemrenin düşüşüyle hava sıcaklığı daha da artar.
Böylece cemre, havanın aşağıdan değil de sanki yukarıdan aşağıya doğru ısındığını ifade eder.
İlimizde de hissedilen hava sıcaklığı artışı takvimlerin bu-günü cemreye işaret etmesi halk arasındaki söylencelerin doğruluğunun da bir göstergesi.
Ağaçlarda çiçeklerin aç-tığı, meyve veren tomurcukların oluştuğu, tabiat ananın bağrında açıkça pa-patyaların yer aldığı cemre yaklaşık onar gün aralıklarla en son Mart ayı başında baharın tamamen gelişini müjdeleyecek.

CEMRE NEDİR ?
Cemre, kelime karşılığı olarak kor halindeki ateş anlamına gelmektedir.
Diğer bir anlamı ise, Müslümanların hac sırasında Mina Vadisi"nde attığı taşlardan meydana gelen yığındır.
Divan şairlerinin, cemre zamanlarında baharın gelmesi dolayısıyla, önemli kişilere yazdıkları övgü şiirleri de cemreviye olarak bilinmektedir.
Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre ise takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan ısıtıcı güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanır.
Cemrenin tıptaki anlamı ise, halk arasında karakabarcık, kabarcık, kabarcuk, ateş-göynüğü ya da yanıkara adlarıyla bilinen iltihaplı çıban olarak tanımlanmaktadır.
Bazı rivayetlere göre Arapların bir kısmı çok soğuk dönemlerde mağaralara gi-rerler ve kendileriyle birlikte koyun, inek, öküz ve sair hayvanları da yanlarına alıp kendilerine bir mevki tayin ettikleri gibi hayvanları için de yerler tahsis ederek ateş yakarlardı. Soğuğun azaldığını hissettikleri zaman sıra ile söndürürlerdi. İşte böylece "sukut-u cemerat" tabir ettiler ve her birine de "sukut-u cemre" dediler.
Diğer bir deyişe göre Çin zenginlerinden bazıları soğuğun şiddetli zamanlarında evlerinde üç soba ve ocak yakarlar, soğuk kırıldıkça sobaları birer birer söndürürlerdi. Buna da sukutu cemerat denilirmiş. Bu tanımdan dolayı cemrelerin düşmesi tabiri, hava, toprak ve suda soğukluk şiddetinin kırılmasını ifade etmektedir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum