ALİ GENÇLİ
İÇİMİZDEKİ MUTLULUK
Yeryüzünün bir yerinde, yüksek bir dağın zirvesinde bir mağara varmış. Masal bu ya, mağaranın dört bir yanı aynalarla kaplıymış. Bir gün köpeğin biri merak edip mağaraya girmiş. Bir de ne görsün birbirine görüntülerini yansıtan aynalarda yüzlerce köpek görmüş. Kaşlarını çatmış bizimkisi, tüylerini kabartmış, korkunç hırıltılarla dişlerini çıkartmış. Ama aynadaki yüzlerce köpeği de aynı kızgınlıkla kendisine baktığını görünce ödü kopmuş ve mağaradan çıkıp arkasına bakmadan kaçmış. Ve dünyanın korkunç, tehlikeli köpeklerle dolu olduğuna inanmış.
Günler sonra, mağaranın yanından geçen başka bir köpek mağaranın içine süzülmüş, neşeli şarkılar mırıldanarak giren köpek, aynalarda kendine gülümseyen yüzlerce köpek görmüş. Zıplayıp oynamaya başlamış. Aynalardaki köpeklerde aynı şekilde oynuyormuş. Zamanın nasıl geçtiğini anlamayan köpek, mağaradan güle oynaya çıkıp, yaşadığı köyün yolunu tutmuş. Bu köpek diğerinin aksine dünyadaki tüm köpeklerin güleç yüzlü ve sevecen olduğuna inanmış.
İnançlarımız, tercihlerimiz ve seçimlerimiz bizim yaşam biçimimizi oluşturur. Kendimizi ve dünyayı nasıl görürsek öyleyizdir, çevremiz düşündüğümüzden, yorumladığımızdan farklı değildir. Yönelimlerimiz de tüm bunların toplamından oluşur ve hayatımız olduğumuz yerle olmak istediğimiz yer arasında sürer gider. İçimizde her zaman mutluluk parçacıkları saklıdır. Mutluluğu büyütmek bizim elimizdedir. Yürekten inandığımız şeyleri kendimize çekmeye başlarız. Başarılarımız da başarısızlıklarımız da inanmakla ve öz güvenimizi çoğaltmakla bağlantılıdır. Umudu sürekli büyüterek, sıkıntılarımız aşarız. Hedeflerimize daha kolayca ulaşırız.
Günlük hayatta yaşadığımız, kırılmalar, kızgınlıklar zihnimize giren virüsler gibi, yaşandıkları anları şimdilere taşır ve yaşanmış bitmiş olduğu halde şimdilerimizi de çalarlar. Kendimizle ilgili olumsuz düşünceler, bizi olduğumuz yere bağlar. İstediğimiz adımları atıp istendik bir yaşama ulaşmamızı engeller. Kendimize değer vermek, öz güvenimizi geliştirmek yaşamımızdaki kaliteyi yükseltir. Çevremizde gördüğümüz kendisiyle barışık olmayan insanların ne denli olumsuzluklar yaydığını ve çevrelerini de mutsuz ettiğine tanık olmuşuzdur. Ve bu tür insanlardan hep uzak kalmaya özen göstermişizdir. Karamsarlık ve umutsuzluktan uzaklaştıkça içimizdeki mutlu çocuğun büyüdüğünü görürüz. Geçmişte yaşadığımız olumsuzluklarla ilgili yapabileceğimiz bir şey yoktur. Ama geleceğimizi tamamen dilediğimiz gibi şekillendirme olanağı vardır. Hatalar, pişmanlıklar,düş kırıklıkları yanlış seçimlerin olumsuzluklarını yaşandığı yerde bırakmalıyız. Onları belleğimizde taşıdığımız sürece yaşama sevincimiz biraz eksik olacaktır.
Esen kalınız.