FARUK HAKSAL
HAYDİ CANIM SİZDE!..
Türkiyenin sorunları diz boyu
Ekonomi, milletin öz varlıklarını haraç mezat satarak, ucu ucuna ancak yaşatılabiliyor
Hayat pahalılığı görülmemiş bir boyutta, arttıkça artıyor.
İşsizlik, giderek korkutucu bir noktaya doğru hızla ilerliyor.
Ülke, bir iç savaşın öbeğinde tam 20 yıldır savaşıyor.
Hükümet, Ortadoğuda kaynatılan kazana yel üfleyen bir politikanın peşine takılmış, taşeronluktan medet umuyor.
Ermeni sınırımız, güven vermeyen bir mecraya doğru belirsiz adımlar atmakla meşgul.
Ülke, Anayasa Mahkemesi kararı ile, laiklik karşıtı eylemlerin odağı durumundaki bir siyasi parti tarafından yönetiliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri, sistemli bir biçimde her gün biraz daha yıpratılıyor, her saat görülmemiş derecede aşağılanıyor, karalanıyor
Yargı bağımsızlığı tümü ile ortadan kalkmış, adalet, Hükümetin direktif ve dayatmaları doğrultusunda bir hendekten, bir diğer çukura doğru iteleniyor
Yargıtay Başkanı, gelinen süreci, Ateş bacayı sarmış durumda, olarak özetliyor
İşçi sokakta, emekçi meydanlarda ve tüm sendikalar sorunların vahametini bir günlük genel grev uyarısı ile dile getirmekten başka çare bulamamış bir durumda
Vatandaş gergin, devletine, ordusuna, adaletine güvenini ha kaybetti, hay kaybedecek bir çizgide, salınıp duruyor
Peki bu ülkenin muhalefeti ne yapıyor?
Ne ile meşgul?
Neyi konuşuyor?..
Umudunu yitirmiş, geleceğine karalar bağlamış bir halka neyi vaat ediyor?.. Neyi öneriyor?
Nedir bu karanlık dehlizden çıkışın yolu, yordamı, planı ya da yöntemi?
İktidar böyle, anladık Peki, siz nesiniz?
Yaşanılan sorunların Ve özellikle de, çözümünün neresindesiniz?
Hani çözüme dönük projeleriniz?
Hani, bu çözümü uygulamaya sokacak örgütlü mücadeleniz?
Hani bu ülkeyi dış güçlere Ve onların yurt içindeki işbirlikçilerine karşı savunacak plan, proje, taktik ve stratejileriniz?..
Hani?..
Sizin bulunmanız gereken yer, Başbakanın eşinin GATAya türbanla sokulmaması ile ilgili tuzağın içi değil, dibi hiç değil!.. Siz, bu tuzakları kuranları de-şifre edebilen bir maharetin mimarı olmak zorundasınız.
Orası askeriye, mirim, diyeceksiniz Oranın kendine özgü bir düzeni, bir kılık kıyafet disiplini vardır, geçiniz [diyeceksiniz örneğin ] Siz, o aynı yere kravat takmadan girebiliyor musunuz?
Örneğin bir hakim, cübbesini giymeden duruşma yapabiliyor mu?
Subay, resmi elbisesini kuşanmadan görev icra edebiliyor mu, ey acemi senarist taifesi, cevap verin [, diyeceksin mesela ]
Mesela, ey muhalefet!.. [örneğin ] Siz bu ülkeyi böyle mi yöneteceksiniz?
Bırakın yönetmeyi, uzun yıllardır meslek haline getirdiğiniz muhalefet işlevini böyle mi sürdüreceksiniz?..
Büyük Devlet adamı Sayın İsmet İnonünün deyimi ile yanıtlayalım bu soruları;
. Hadi canım sizde!..