GÜLE GÜLE ESKİ YIL!...HOŞGELDİN KRİZ!...

 

 

Hep böyle demez miyiz, Aralık ayının 30’una geldiğimizde.

Güle güle eski yıl, hoş geldin yeni yıl.

Veyahut, güle güle 2008, hoş geldin 2009.

Ama bu sene hoş geldin yeni yıl diyemeyeceğiz.

Bu sene “Hoş Geldin Kriz” diyeceğiz.

Yani;

Neden hoş geldin diyemeyeceğiz? Nedenleri çok tabi.

Birinci neden bence, 1915 yılında Osmanlı Devleti’nin yapması gereken elzem uygulamasına soy kırımı diyerek üzerimize yürüyenlerin, 2008 yılında Filistin’de İsrail’in uyguladığı soy kırımına dur dememeleri.

ABD’nin 2008 yılı içinde yapmış olduğu küçük dünya devletleri üzerindeki baskı ve sonrasındaki yığınağı ve silaha yönelik (savaşa) harcamaları kendi içlerinde krize dönüştürdü ve adına GLOBAL kriz denmesi.

Memura, emekliye verilen yıl içindeki %12’lik maaş artışının %70’lere varan bir tokatla geri alınması.

Yeni yıl dediğimiz yılın ilk ayında yine memura verilecek % 4’lük zammın, sözleşmeliye verilen %12’lik zammın yapılan yeni zam furyası ve vergi furyaları ile geri çağrılması.

Ülke insanının elindeki işin alınması, dükkanların kapanması, devletin devlet baba  rolünü iyi oynayarak insanların ayaklarına kadar ihtiyaçlarını götürmesi ve dolayısı halkın dilenci durumuna getirilmesi.

Bir taraftan yeni az sayıda milyonerler türetilirken, yetmiş milyonluk bir alt gelir grubunun yaratılması.

Modernleştik, temiz hava soluyacağız diyerek, vatandaşın cebinden yeni paraları şirketlere aktattırılıp doğal gazla ısının deyip, kara kışta vatandaşa evlerde dans ettirilmesi.

Televizyon kanallarında yardım bahanesi ise paralı seyircilerin oluşturulduğu çöpçatanlık müessesesinin oluşturulması.

Mahalle baskılarının parasal yollarla oluşturulup, aş, iş vaatleri ile vatandaşların tekrar partili holiganlaştırılması.

Yıllarca savunulan nasırlaşmış görüşlerin terk edilerek artık doğruları görüyoruz mantığı ile Milliyetçilerin solcu, solcuların milliyetçi çizgilerde koşuşturmaları.

Çankaya’nın tarafsız devlet başlılığından taraf olma saflarını şıklaştırması.

Kılıçtaroğlu’nun  tek başına AKP oylarını %47 lerde %30’lara düşürmesi.

Bankaların imtiyazlı kişilere kapılarını açarak, milli servetin 50, 60 milyar dolarını bu sermayedarlara soygun ve vurgun olarak aktarılması ve acısının halktan vergilere ek vergiler yüklenerek çıkarılması.

Belediye encümen üyelerinin dahi sayılamayacak paralara ve mala kavuşması, başkan, başkan yardımcısı ve encümen üyeleri şirketlerinin mantar gibi çoğalması.

Memleketin çeşitli kademelerinde yapılan yolsuzluk ve hırsızlıkların hükümeti kullanarak yapılması.

Kurak geçen mevsimlerde dahi sel baskını yaşanmış gibi raporlar düzenlenerek, milyonlarca vatandaştan alınan vergilerin usulsüz olarak harcanması.

Devletin tepesinde küskünlerin oluşması, yargının ikiye bölünmesi

Ve son olarak evlerin kullandığı elektriğe  yüzde 1.18 zam yapılarak, doğalgazdan kaçan vatandaşın elektriğe yakalanması.

Dahası mı…

Saymakla bitirilemeyecek kadar çok.

Ermeni meseleleri,

AB sorunları.

ABD baskıları.

PKK sorunları.

Ergenekon soruşturmaları.

Rı rı rı……….

Ayrıca yeni yılda vatandaşın kamburuna eklenecek yeni zam kamburları.

Güle güle eski yıl…!

Hoş geldin kriz…! 

Önceki ve Sonraki Yazılar